|
|
|
Dairesi
Genel KuruluTarih : 05.04.1996Esas No : 1994/132Karar No : 1996/132
|
|
Karar No
1996/132
|
|
Esas No
1994/132
|
|
Karar Tarihi
05-04-1996
|
|
|
Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu
Uyuşmazlık konusu yılda, işyerinden emtia çalındığı yolundaki beyanı nedeniyle katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyen davacı adına uygulanan tarhiyatın, hırsızlığın iki yıl önce yapıldığı saptandığından bahisle kaldırılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. istemin Özeti: Deri konfeksiyon ticareti yapan yükümlünün 1987 yılma ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucunda; 14.280.000 liralık deri hasılatının defter kayıtlarına geçirilmemesi eleştirilerek ve 30.000.000 liralık deri emtianın çalınması nedeniyle bu emtiaya ilişkin katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek Haziran 1987 dönemi için adına kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ve dahili tevkifat salınmıştır. Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen Vergi Mahkemesi, 14.280.000 liralık matrah farkına ilişkin katma değer vergisinin aylara yansıtılmasında yasalara aykırılık görmemiş, 30.000.000 liralık çalınan emtiaya ilişkin katma değer vergisinin indirilebileceğine karar vererek Mayıs 1987 döneminden devreden katma değer vergisi nedeniyle yapılan tarhiyatı kaldırmıştır. , Vergi Dairesi Müdürlüğünün bu karar yaptığı temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi vermiş olduğu kararıyla; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 34. ve 30/c maddeleri uyarınca yükümlünün 1987.yılında hırsızlık sonucu çalınan mallara ait katma değer vergisini indirip indirmediği konusunun defter ve belgelerin incelenmesi sonucunda ortaya çıkarılabileceği, öte yandan 1987 yılında işyerinde hırsızlık olup olmadığının emniyet makamlarından öğrenilebileceği halde ara kararı ile sadece yükümlüden sorulmasının yerinde olmadığı, bu durumda, 1987 yılında hırsızlık olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği, hırsızlığın 1987 yılında vuku bulduğunun tespit edilmesi halinde çalınan mallara ait alış faturalarında gösterilen katma değer vergisinin tarh olunması gerektiği, 1987 yılında herhangi bir hırsızlık olayı yok ise, dönem sonunda mal mevcudu olmadığı tespit edildiğine nazaran defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararı bozmuştur. Bozma kararma uymayan Vergi Mahkemesi kararıyla; çalınan emtiaya ilişkin katma değer vergisi indirimi yönünden, 1987 yılında davacıya ait işyerinde hırsızlık olup olmadığının ... Karakol Amirliğinden sorulduğu, alınan cevaptan 1987 yılında yükümlünün hırsızlıkla ilgili herhangi bir başvurusu olmadığının anlaşıldığı, başka bir tespit ve incelemeye dayanmadığından ve hırsızlığın da 1987 yılında sözkonusu olmadığı anlaşıldığından, 30.000.000 lira katma değer vergisi indirimi kabul edilmemesinde isabet bulunmadığı, bozma kararında bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği belirtilmiş ise de, Vergi Mahkemelerinin, idarenin tespit ettiği matrah farkına ait inceleme ile ortaya koyduğu hususların hukuka uygun olup olmadığım inceleyebileceği, idarece ileri sürülmeyen bir konuda idarenin yerine geçerek başka bir nedenle matrah farkı olup olmadığı hususunu belirlemekle görevli olmadığından bilirkişi incelemesi yaptırmayarak, tarhiyatın bu kısminin da kaldırılması yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir. Karar, Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş ve hırsızlığın 1987 yılında olduğunun yükümlü tarafından ifade edildiği, bu nedenle çalınan emtiaya ait katma değer vergisi indiriminin kabul edilemeyeceği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir. Karar: 1987 yılma ilişkin defter ve belgelerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen inceleme raporu ve eki tutanakla, davacının anılan dönemde yasal defterlerinde emtia stoku bulunmadığı, satın alınan malların ya işlenerek ya da olduğu gibi satıldığı, her iki durumda da alış bedelinin üzerinde bir fiyat oluştuğu halde davacı tarafından ödenecek katma değer vergisi beyan edilmediği, sürekli olarak indirilecek katma değer vergisi beyanında bulunulduğu, tespit edildikten sonra davacıdan bu durumun izahının istendiği, davacının ise 1987 yılında işyerinden iki kez hırsızlık yapıldığı ve 30.000.000 lira tutarında malının çalınması nedeniyle girişi yapılan bu malların satışının gösterilemediği yolundaki izahı ve 3065 sayılı Yasanın 30. maddesinin (c) bendi karşısında, çalınan mallara ilişkin verginin indirim konusu yapılamayacağı görüşüyle uygulanan kaçakçılık cezalı katma değer vergisini, bozma kararından sonra hırsızlığın 1987 yılında olmadığım saptayarak kaldıran Vergi Mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29. maddesinde, yükümlülerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri, aynı Kanunun indirilemeyecek katma değer vergisi başlıklı 30. maddesinin (c) bendinde, zayi olan malların alış vesikalar.ında gösterilen katma değer vergisinin indirilemeyeceği hükme bağlanmıştır. Yükümlünün, 1987 yılında işyerinde iki kez hırsızlık olduğu ve toplam otuz milyon liralık emtianın çalındığı yolundaki izahı, tarhiyata neden olmuştur. Yetkili mercilerden araştırılması sonucunda yükümlünün işyerindeki hırsızlığın 1987 yılında değil, 1985 yılında olduğu kesin olarak saptanmıştır. Vergisi uyuşmazlık doğuran yılda herhangi bir hırsızlık olayı meydana gelmediği ve davacının katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilmemesini gerektiren başka bir neden bulunmadığından, tarhiyatın kaldırılması yolundaki kararda hukuka aykırılık yoktur, Bu nedenle temyiz isteminin reddine oyçokluğu ile karar verildi . KARŞI OY: X Yükümlü adına 1987 yılı için salınan 44.280.000 liralık vergi ve cezası için açılan davada bu meblağın 14.280.000 liralık kısmı cezası ile birlikte mahkemece onanmış ve bu kısım Danıştay Dokuzuncu Dairesince de uygun görülmüştür. Israr kararı ile tartışılan kısım 30.000.000 liralık vergi vecezasına ilişkindir. Bu kısım için Danıştay Dokuzuncu Dairesinin verdiği bozma kararma başlangıçta uyarak yükümlünün defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi, yaptırmak isteyen mahkemenin bu girişimi. yükümlünün menfi tutumu, yani defter ve belgelerini ibraz etmemesi ve gerekli bilirkişi masrafım yatırmaması yüzünden gerçekleştirilememiş, bunun üzerine mahkeme ilk kararındaki gibi uyuşmazlığın bu kısmı için terkin kararı vererek ısrar etmiştir. • Oysa ki, mahkemenin, uyuşmazlığı derinlemesine inceleyerek gerçeğe ulaşmak için giriştiği incelemeyi engelleyen yükümlüdür. Bu durumda, mahkemenin konuyu incelemesini engelleyen yükümlünün ödüllendirilerek terkin sonucuna varılması yerine, menfi tutumu kendi aleyhine açık bir delil, yahut aleyhine kanaate ulaşılmasına sebep sayılarak cezalı tarhiyatın onanması gerekmektedir. Aynı yükümlünün daha başlangıçta inceleme elemanım da yanıltarak 1985 yılında olmuş hırsızlık olayım 1987 de olmuştu diyerek ya yanlışlıkla yahut kasti saptırması da aleyhine sonuç doğurması gereken bir durumdur. Şimdi, Vergi Dava Daireleri Genel Kurulumuz temyiz ret kararıyla yükümlünün 30.000.000 lira emtiaya ilişkin katma değer vergisini indirebileceğine karar vermektedir. Oysa ki mahkeme, yükümlünün menfi tutumundan ötürü konuyu derinlemesine inceleme olanağı bulamamış ve bilirkişi incelemesi yaptıramamıştır. Bu durumda uyuşmazlık şu noktada düğümlenmektedir. Mahkemenin gerçek durumu ortaya çıkarmak için Dokuzuncu Dairenin bozma kararı üzerine yapmak istediği incelemeyi menfi tutumuyla imkansız kılan yükümlünün bu tutumu yükümlünün lehine mi, yoksa aleyhine mi sonuç vermelidir. Bizce bu durumun, aleyhine yorumlanması gerekir. Açıklanan nedenlerle tarhiyatın cezalı olarak onanması gerektiğinden mahkeme kararının bozulması görüşüyle karara karşıyız.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.
*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.
|
|
ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi
|
|
Excel Dokümanı
|
|
|
|
|
|
|
|