Danıştay Dördüncü Daire
Cari vergilendirme dönemi geçtiğinden dolayı mahsup imkanı kalmayan geçici verginin terkini, zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergi ziyaı nedeniyle salınacak cezanın mükellefin kanunlara yeteri kadar nüfuz edemediği kabul edilerek kaçakçılığın kusura çevrilmesi gerekir. İstemin Özeti: 1.1.1993. 4.11.1993 dönemi için Ulus Vergi Dairesi Müdürlüğü mükellefi olarak verdiği gelir vergisi beyannamesinden ayrı olarak, işyerini değiştirmesi nedeniyle mükellefi olduğu Dikimevi Vergi Dairesi Müdürlüğüne 15.11.1993 31.12.1993 dönemi için verdiği gelir vergisi beyannamesinde geçici vergi ile ilgili bir bildirimde bulunmaması nedeniyle davacı adına ikmalen geçici vergi salınmış, kaçakçılık cezası kesilmiştir. Ankara 3. Vergi Mahkemesi 27.6.1995 günlü ve E:1994/1031, K:1995/886 sayılı kararıyla, davacının her iki Vergi Dairesi çevresinde olan faaliyetine ait gelirini birleştirip sonradan mükellefi olduğu Dikimevi Vergi Dairesi Müdürlüğüne bildirdiği toplam gelir üzerinden geçici vergi tahakkuk ettirmediği, Ulus Vergi Dairesi Müdürlüğüne 1.1.1993. 4.11.1993 dönemi için vermiş olduğu gelir vergisi beyannamesinde beyan etti; i geçici vergiyi ise ödediği anlaşıldığından, bu vergilerin dava konusu geçici vergiden indirilip 1, 5 aylık dönem için geçici vergi hesaplanacağı ancak Gelir Vergisi Kanununun geçici 120. maddesine göre, cari vergilendirme döneminin geçmiş olması nedeniyle mahsup imkanın kalmadığından, salınan geçici vergide isabet görülmediği, 1.5 aylık dönem için zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiden dolayı ortada vergi ziyaı bulunmaması ve davacının bu türlü davranmasının vergi kanunlarım yeterince bilmemesinden kaynaklanması karşısında kaçakçılık cezasının kusur cezasına çevrilmesi gerektiği gerekçesiyle geçici verginin kaldırılmasına kaçakçılık cezasının kusur cezasına çevrilmesine karar vermiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü, mükellefin ayrı ayrı beyanlarda, bulunarak geçici verginin eksik tahakkuk ettirilmesine sebep olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Karar: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle, temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.