Danıştay Dokuzuncu Daire
Pişmanlık dilekçesi ekinde beyanname veren mükellefler hakkında başkaca takdir sebepleri olmadıkça beyannamenin zamanında verilmediğinden bahsedilemez. İstemin Özeti: 1991/Eylül dönemi katma değer vergisi beyannamesinin pişmanlıkla ve matrah beyan edilmeksizin verilmesi üzerine yükümlü adına re'sen tarh edilen katma değer vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı' açılan davayı; 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 371. madde hükmünün, vergi kanunlarına aykırı, kasıtlı veya hatalı davranışlarım dilekçe ile birlikte kendiliğinden haber verenlere uygulanan bir hüküm olduğu, bu madde ile açıkça hatasından dolayı pişmanlık duyan mükelleflerin himaye edilmesinin amaçlandığı, ayrıca Kanun'da pişmanlık hükümlerinden sadece beyan ettiği matraha vergi isabet eden yükümlülerin faydalanacağına dair bir hüküm de bulunmadığı, bu durumda pişmanlık dilekçesi ile birlikte beyanname veren mükellefler hakkında başka takdir sebepleri mevcut olmadıkça beyannamenin zamanında verilmediğinden bahisle takdire gidilemeyeceği, bu nedenle re'sen yapılan tarhiyatta yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek cezalı tarhiyatı terkin eden .......... Vergi Mahkemesinin 12.4.1994 Gün ve 1994/486 Sayılı Kararının; olayda 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 371. maddesine göre ödenecek bir verginin ve pişmanlık zammının bulunmadığı, bu nedenle beyannamenin pişmanlık hükümlerine göre kabul edilmesinin yasa hükmüne aykırı olduğu, ilgili dönem beyannamesinin yasal süresinden sonra verilmesi nedeniyle dönem matrahının re'sen takdir edilmesi ve buna dayanılarak kaçakçılık cezalı katma değer vergisi tarh edilmesinin yasal olduğu ileri sürülerek bozulması isteminden ibarettir. Karar: Temyiz edilen, ........ Vergi Mahkemesi Kararında, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisinin bulunmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin reddine, anılan mahkeme kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi.