Dairesi
Tüketilen elektrik miktarı ile aylar itibariyle imal edilen yonga levha miktarının karşılaştırılmasında tüketim ile üretim arasında herhangi bir paralellik bulunmaması üzerine yapılan işin tekniği gereği her birim üretim için aynı hammadde ve malzeme miktarının kullanılması gerektiğinden, üretilen m
Karar No
1995/860
Esas No
1994/4987
Karar Tarihi
20-03-1995

Danıştay Üçüncü Daire

Tüketilen elektrik miktarı ile aylar itibariyle imal edilen yonga levha miktarının karşılaştırılmasında tüketim ile üretim arasında herhangi bir paralellik bulunmaması üzerine yapılan işin tekniği gereği her birim üretim için aynı hammadde ve malzeme miktarının kullanılması gerektiğinden, üretilen mal miktarı üretime sevk edilen girdi miktarına bağlıdır. İstemin Özeti: Yonga levha (sunta) imalatı ve ticareti ila uğraşan davacı şirketin 1990 takvim yılı işlemlerinin incelenmesi sonucunda tespit edilen matrah farkı üzerinden adına re'sen salınan kurumlar vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasını; 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin (B) fıkrasında, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, gerçek mahiyetin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia edene ait bulunduğu, aynı Kanun'un 30. maddesinin 2. fıkrasının 4. Bendinde de, defter kayıtları ile bunlarla ilgili vesikaların vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan usulsüz ve karışık olmaları dolayısıyla ihticaca salih bulunmamaları halinde matrah veya matrah farkının tamamen veya kısmen defter kayıt ve belgeler veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığının kabul edileceği, dosyada bulunan inceleme raporu ve eki tutanaklardan, davacı şirket tarafından aylar itibariyle tüketilen elektrik miktarı ile aylar itibariyle imal edilen yonga levha miktarının karşılaştırılmasında tüketim ile üretim miktarı arasında herhangi bir paralellik bulunmadığı, birim üretim için Şubat ayında 23,52 Kwh elektrik tüketilirken, Mart ayında 45,21 Kwh, Aralık ayında ise 29,75 Kwh, Ekim ayında da 37,02 Kwh elektrik tüketildiği, yapılan işin tekniği gereği her birim üretim için aynı hammadde ve malzeme miktarının kullanılması gerektiği, bu husus, üretilen mal miktarı üretime sevk edilen girdi miktarına bağlı olduğu şeklinde açıklanabileceğinden, şubat ayma ilişkin olarak birim mamule isabet eden elektrik tüketiminin baz alınması suretiyle hasılat hesaplanması yapıldıktan sonra, Ocak ayında tüketilen tutkal miktarı done alınarak 2. bir hasılat tespiti yapıldığı, bununla da yetinilmeyerek kapasite raporundaki tutkalı sertleştirmek üzere yıllık kullanılacak amonyak ve nisadır kullanımı dikkate alınarak dönem hasılatı belirlendikten sonra davacı şirket lehine olan 1. yönteme göre bulunan bir kısım hasılatın şirket kayıtlarına intikal ettirilmediği sonucunda varıldığı anlaşıldığından, şirketin defter ve belgelerinin vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine olanak vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık bulunması nedeniyle ihticaca salih olmadıkları, dolayısıyla olayda re'sen takdir sebebi bulunduğu, randıman incelemesi yoluyla inceleme elemanınca tespit edilen 1.214.578.021 lira, matrah farkında Kanun'a aykırılık görülmediği, kaldı ki davacı şirketin belge düzenine uymadığı yolunda hakkında uyuşmazlık döneminde iki kez tutanak düzenlemesi, bu tutanaklara göre adına kesilen özel usulsüzlük cezalarının dava konusu yapılmaksızın ödendiğinin sabit bulunması karşısında, belgesiz mal alan davacı şirketin dönem matrahının re'sen takdirinin de yukarıda anılan Kanun maddesi hükmü gereği olduğu, davacı şirketin dönem sonu stokunun düşük değerle değerlendirmesinden, bir önceki yıla ait giderlerinin dönem kazancından düşülmesinin ve yine başkalarına ait emtia alışlarının gider yazılmasından meydana gelen (33.187.863+8.176.133+2.205.800) = 43.569,796 liralık matrah farkına karşı herhangi bir iddiada bulunulmadığı, tespit edilen tüm matrahtan geçmiş yıl zararlarının mahsubundan sonra kalan (1.258.147.817894.248.578) = 363.899.239 lira matrah farkı üzerinden salınan vergi ile kesilen kaçakçılık cezasında Kanuna aykırılık görülmediği gerekçesiyle tasdik eden, geçici vergi ile bu vergiye bağlı olarak kesilen kaçakçılık cezasının ise, ikmalen ve re'sen yapılan tarhiyatlarda ayrıca geçici vergi tarh edileceğine dair Kanun'da herhangi bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle terki n eden, kesilen özel usulsüzlük cezasının ise, randıman incelemesi sonucu bulunan matrah farkı üzerinden 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesine istinaden ceza kesilmesinde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kaldıran İçel Birinci Vergi Mahkemesinin 4.10.1994 Gün ve E: 1994/823, K: 1994/817 Sayılı Kararının; Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından, geçici vergi üzerinden kesilen kaçakçılık cezası ile özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasının yerinde olmadığı, mükellef şirket tarafından ise, en az elektrik tüketiminin olduğu ay esas alınmak suretiyle randıman incelemesi yapılamayacağı diğer aylar baz alındığında arada çok az fark bulunduğu, bununda elektrik sayaçlarının okunmasındaki aylar arası kaymalardan kaynaklandığı, sunta üretim tesisini kuran firma ile yapılan sözleşmede 1 adet 18 mm sunta üretimi için 27,88 Kwh elektrik tüketilmesi gerektiği kabul edildiği halde, incelemede 23,52 Kwh tüketilmesinin esas alındığı, konunun teknik bilgiyi gerektirdiği, bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra karar verilmesinin daha uygun olacağı, özel usulsüzlük cezalarının tutarının düşük olduğu için ödendiği, randıman incelemesi sonucunda bulunan matrah farkları üzerinden salınan vergiye de kaçakçılık cezası kesilmesinin yerinde olmadığı ileri sürülerek bozulması istemleridir. Karar: İçel Birinci Vergi Mahkemesinin 4.10.1994 Gün ve E: 1994/823, K:1994/817 Sayılı Kararının dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan kurumlar vergisi, geçici kurumlar vergisi ile özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrası aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup temyiz istemlerine ilişkin dilekçelerde ileri sürülen iddialar kararın sözü edilen hüküm fıkralarının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, taraflar temyiz istemlerinin reddi ile kararın anılan hüküm fıkralarının onanmasına; Mahkeme kararının kurumlar vergisi üzerinden kesilen kaçakçılık cezasıyla ilgili hüküm fıkrasına gelince; 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 348. maddesinde; kusur, kaçakçılık ve ağır kusur sayılan haller dışında herhangi bir suretle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi şeklinde tanımlanmış olup, olayda, matrah farkı, şirketin defter ve belgelerinde yapılan randıman incelemesi sonucu bulunduğundan, matrahın bulunuş biçimine göre mükellefin kasten vergi ziyaına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceği cihetle olaya kaçakçılık cezası değil kusur cezası uygulanması gerektiğinden Mahkemece kaçakçılık cezasının onanması yolunda verilen kararda yasal isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, mükellef şirket temyiz isteminin kısmen kabulü ile içel Birinci Vergi Mahkemesi kararının cezaya ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, oybirliğiyle karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı