Danıştay Onbirinci Daire
İtirazsız imzalanan tutanaktaki bulguları ortadan kaldırabilecek iddiaların, somut bir belge ibraz edilerek ispat edilmesi gerekir. Bilgisizlik nedeniyle tutanağın imzalandığı yolundaki açıklamaya itibar edilmez. 213 Sayılı Kanun'un 'Vergi Kanunlarının Uygulanması ve ispat' başlıklı 3. maddesinin ispatla ilgili ilkeleri belirleyen (B) bölümünün son paragrafında 'iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarata aittir.' hükmü yer almış. 2577 Sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20. maddesinin 1 fıkrasında da, Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinin. bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapacakları, mahkemelerinin belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesinı taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilecekleri belirtilmek suretiyle, idari yargı yerlerine geniş bir araştırma yetkisi tanınmıştır. Dosyanın incelenmesinden, tarhiyata dayanak alınan 2Ş.2.1993 tarihli fiili envanter tutanağının 4. ve 7. maddelerinde, fiili envanter sırasında davacıya ait mağaza ve işyerlerinde başka kişilerin malları olup olmadığı ve varsa kimlere ait olduğu hususu ile kendisine ait olduğu halde emanet, konsinye, rehin ve işlenmek üzere başkalarında mallarının bulunup bulunmadığı, olması halinde malın yeri ve cinsinin belirtilmesinin istenmesi üzerine yükümlüden ''yok' yanıtının alındığı görülmüştür. Bu durumda itirazsız imzaladığı söz konusu tutanakta yer alan bulguları ortadan kaldırabilecek somut bir belge ibraz etmeden salt bu konudaki bilgisizlikleri nedeniyle tutanağı itirazsız imzalamış olduklarından sözedilerek anılan bulgulara itibar edilmemesi şeklindeki iddialarının yukarda yer alan kanun hükmü karşısında hukuksuz bir değer taşıdığından da söz edilemez. Öte yandan, 'işyerinde aile şirketleri olan (S) Gıda Maddeleri Ticaret ve Sanayi Limited Şirketine ait emtiaların da mevcut olması nedeniyle sağlıklı bir sayım yapılmadığı' şeklindeki iddiasına da itirazsız imzalanan bu tutanak karşısında itibar edilmesi mümkün değildir. Kaldı ki, inceleme elemanınca matrah farkı hesaplanırken her grup emtiaya ilişkin ortalama fiyatların esas alındığının görüldüğü ve bu oluşumun yükümlü aleyhine bir sonuç doğurması söz konusu olmadığından faturasız satıldığı saptanan emtiaların marka ve model farklılığının dikkate alınmadığı iddiasında da isabet bulunmamaktadır. Ancak, vergi mahkemesince, davanın çözümüne esas .teşkil etmek üzere yukarıda yer alan 2577 Sayılı Kanun'un 20/1. maddesinin kendilerine tanıdığı re'sen araştırma yetkisi kullanılarak getirilecek defter ve belgeleri ile fiili envanter çalışmalarına ilişkin bilgiler kıyaslanmak suretiyle incelenmesi, gerekli görüldüğü takdirde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bu yönde bir araştırma yapmadan salt dosyada mevcut bilgilerden hareketle yükümlü iddiaları aynen benimsenmek suretiyle verilen kararda isabet görülmemiştir. . Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle yukarıda belirtilen hususlar gözönünde bulundurulmak suretiyle yeniden karar verilmek üzere ......Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.