Danıştay Dördüncü Daire
Fatura vermeyen ve almayanların her birine ceza kesilmesine olanak veren bir tespit yapılmadan, özel usulsüzlük cezası kesilemez. İstemin Özeti: Bir kısım emtia satışı için fatura düzenlemediği tespit edilen davacı kurum adına 1989 yılı için özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. Ankara 5. Vergi Mahkemesi 24.1.1995 Günlü ve E:1994/713, K1995/127 Sayılı Kararıyla; 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 7/11. maddesi uyarınca kurumlar vergisinden muaf olan kurum adına, emtia satışları için makbuz düzenlediği anlaşıldığından, özel usulsüzlük cezası kesilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle cezanın kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı idare, fatura düzenlemediği belirlenen davacı ku rum adına kesilen cezanın yasaya uygun olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Karar: Olayda, doğal gaz sobası ve şofben satışı suretiyle ticari faaliyette bulunduğunun ve bu satışlarının bir bölümü için fatura düzenlemediğinin inceleme sonucunda tespit edildiğinden bahisle, davacı kurum adına kesilen özel usulsüzlük cezasını sonuç itibariyle kaldıran Vergi Mahkemesi kararının temyizen bozulması istenilmektedir. 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin 1. fıkrası hükmü uyarınca müeyyide uygulanabilmesi için satılan emtianın hem satıcısının hem de alıcısının birlikte tespiti gereklidir. Dava dosyasının incelenmesinden ise, olayda bu şekilde yapılmış bir tespitin bulunmadığı anlaşılmaktadır, idari cezalar içinde geçerli olan 'cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılamayacağı' yolundaki genel ceza hukuku ilkesi de anılan yasa hükmünde belirtilen unsurların tam olarak tespit edilememesi halinde ceza tayinine imkan vermemektedir. Bu itibarla, yukarıda sözü edilen yasa hükmünde belirtilen biçimde, yani anılan belgeleri vermeyen ve almayanlardan her birine ceza kesilmesine imkan veren bir tespit yapılmadan kesilen özel usulsüzlük cezasını kaldıran Vergi Mahkemesi kararı sonucu itibariyle yerinde görüldüğünden, temyiz isteminin reddinin uygun olacağı düşünülmektedir. Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle temyiz isteminin reddine, oybirliğiyle karar verildi.