Danıştay Üçüncü Daire
506 ayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre ödenen gecikme zammı, 6183 sayılı Kanun göre ödenmiş gecikme zammı kapsamında olmadığından, safı kurum kazancının hesabında gider olarak indirilebilir. İstemin Özeti: Davacı kooperatifin 1990 takvim yılma ilişkin defter ve belgelerinin incelenmesi sonucunda olumsuz gelir gider farkının bulunduğu, dolayısıyla risturn istisnasından faydalanamayacağından bahisle belirlenen matrah farkı üzerinden adına re'sen salınan kurumlar vergisi, kurumlar geçici vergisi ile kesilen kaçakçılık ve ağır kusur cezalarına karşı açılan davayı; davacı kooperatif tarafından, kurumlar vergisi beyannamesinde kanunen kabul edilmeyen giderler hanesinde gösterilen 9.057.468. liranın 259.920. liralık kısminin kanunen kabul edilmeyen giderler, 8.797.548. liralık bölümün Sosyal Sigortalar Kurumuna ödenen gecikme zamları olduğu iddia edilmesine karşın inceleme raporunda, sözkonusu kanunen kabul edilmeyen giderler incelendiği halde bu giderlerin neler olduğu konusunda hiçbir araştırma, tespit ve açıklama yapılmadığının görüldüğü, ayrıca tarhiyat inceleme elemanınca Vergi Usul Kanununun 30. maddesinin 2. fıkrasının 2. bendine göre yapıldığı halde, dosyadaki vergi beyannamesinde vergi matrahına ilişkin tüm bilgilerin bulunduğunun görüldüğü, oysa ister re'sen ister ikmalen yapılan matrah takdirinde mükellefin leh ve aleyhindeki hususların değerlendirilmesi gerektiği, inceleme raporunda bu hususa uyulmadığı, diğer, yandan inceleme raporunda, bir yandan beyannamede olumsuz gelirgider farkı bulunduğu (zarar olduğu) nedeniyle risturn istisnasından yararlanamayacağı ileri sürülürken diğer yandan 7.722.054. lira karın vergilendirilmesinin gerektiğinin belirtilmiş olmasının da çelişki olduğu, bütün bu açıklamalardan yapılan incelemenin eksik olduğu sonucuna varıldığı, zira 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15. maddesinde kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılamayacak hususların fıkralar halinde savıldığı, maddede Sosyal Sigortalar Kurumuna ödenen primlere ait gecikme zamlarının yer almadığı, maddenin 6. fıkrasında, anılan ceza, gecikme zammı ve faizlerin 6183, sayılı Kanun hükümlerine göre kesilenlerin kastedildiği, sosyal sigortalar primleri ve buna ait gecikme zamlarının 6183 sayılı Kanuna göre değil, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 80. maddesine göre ödendiği, maddede yalnızca zammın hesabında uygulanacak oran bakımından 6183 sayılı Kanuna atıfta bulunulduğu, tahsilatın doğrudan 506 sayılı Kanuna göre yapıldığınin anlaşıldığı, nitekim 3917 sayılı Kanunla anılan 80. madde hükmü değiştirilerek sözkonusu prim alacaklarının tahsilinin 6183 sayılı Kanun kapsamına alındığı, bu değişikliğin dahi 1990 yılma ait sosyal sigortalar primlerine ilişkin gecikme zamlarının 6183 sayılı Kanuna göre tahsil edilmediğim ortaya koyduğu, sosyal sigortalar primlerine ait gecikme zamlarının 5422 sayılı Kanunun 15. maddesinde sayılan 'indirimi kabul edilmeyen giderler' arasında sayılması mümkün olmadığından gider olarak kabul edilip matrahtan düşülmesinin gerektiği, bu nedenle 1990 yılında Sosyal Sigorta Primi gecikme zammı olarak ödendiği anlaşılan 8.797.548. liranın kurum kazancından düşülmesi halinde ortada matrah farkının kalmayacağı gerekçesiyle kabul ederek tarhiyatı terkin eden Vergi Mahkemesi kararının; inceleme raporuna istinaden belirlenen matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyatta kanuna aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: Temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen hususlar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasın) sağlayacak nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, oybirliğiyle karar verildi.