Danıştay Dördüncü Daire

Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı bölge müdürlüklerine bağlı döner sermaye işletme müdürlüklerinin gördüğü işin ticari, sınai, zirai nitelikte bulunduğu açıktır. Ancak, hazine dışında bir yere ödenmeyen bu gelirlerin bir de hazineye pay vermek anlamım taşıyan vergi kapsamına alınması sözkonusu olamaz. İstemin Özeti: Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı olarak faaliyet gösteren 10. Bölge Döner Sermaye işletme Müdürlüğü adına 1987 takvim yılı kurumlar vergisi beyannamesinin verilmemesi nedeniyle re'sen salınan kurumlar vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; uyuşmazlığın Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı olarak kurulan döner sermaye işletme müdürlüklerinin Kurumlar Vergisine tabi olup olmadıklarına ilişkin bulunduğu, Kurumlar Vergisi Kanununun 4. maddesinde, 'Devlete, özel idarelere, belediyelere ve diğer kamu idarelerine ve müesseselerine ait ve tabi olup faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci maddenin (A) ve (B) işaretli bentleri haricinde kalan ticari, sınai ve zirai işletmeler iktisadi kamu müesseseleridir' denildiği, Davacı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün, 3202 sayılı Kanunla, Kanunun 2. maddesinde gösterilen görevleri yerine getirmek için kurulmuş katma bütçeli ve tüzel kişiliğe sahip bir kamu kuruluşu olup amaçlarım gerçekleştirmek için kurduğu döner sermaye işletmeleri nedeniyle vergilendirilmek istendiği, anılan Kanunun 43. maddesinde, Genel Müdürlüğün gelirlerinin sayıldığı ve maddenin (d) bendinde de 'Döner Sermayeden irat kaydedilen gelirler'in Genel Müdürlüğün geliri olduğunun belirtildiği, maddenin son fıkrasında Genel Müdürlüğün gelirlerinin her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğunun ifade edildiği, Kanunun 44. maddesinde, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün görev ve hizmetleriyle ilgili olarak döner sermayeli işletmeler kurabileceğinin ve bu işletmelerin dışarıdan da iş alabileceğinin belirtildiği, maddede ayrıca işletmelerin iş ve işlemleri ve diğer hususların yönetmelikle düzenleneceğinin ifade olunduğu, bu maddeye göre çıkarılan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Döner Sermayeli işletmeler Yönetmeliğinin 4. maddesinin son fıkrasında 'işletmelerin ödenmiş sermaye tutarları kendilerine tahsis edilmiş bulunan sermaye miktarına ulaşıncaya kadar elde edilen dönem sonu karları ödenmiş sermayeye eklenir, ödenmiş sermaye tutarı tahsis edilen sermaye miktarına ulaştıktan sonra elde edilen karlar Mart ayı sonuna kadar Katma Bütçeye gelir kaydedilmek üzere Genel Müdürlük Saymanlığına yatırılır' denildiği, diğer taraftan genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin aylık gayrisafi hasılatının bir bölümünün hazineye irad kaydı konusunda Maliye Bakan. Ilgının yetkili kılındığı Bütçe Kanununda öngörüldüğünden, bu konudaki yetki kullanılarak Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü döner sermaye işletmeleri, aylık gayrisafi hasılatlarından peşin gelir ödeyecek işletmeler arasında gösterildiği, bu nedenle, davacı Genel Müdürlük döner sermaye işletmelerinin hasılatlarının belli oranının daha başlangıçta hazineye irad kaydolunduğu, döner sermayenin hasılatından hazineye ayrılan pay işletme geliri olarak nitelendirilemeyeceği gibi, dönem sonu karlarından ödenmiş sermayeye eklenen tutar ile Katma Bütçeye gelir kaydolunmak üzere Genel Müdürlük Saymanlığına yatırılan tutarın, Genel Müdürlük gelirleri. 3202 sayılı Kanunun 43. maddesi uyarınca vergiden muaf olduğundan, Kurumlar Vergisine tabi tutulmaması gerektiği, döner sermaye işletmelerinin, gördükleri işin ticari, sınai, zirai nitelikte bulunduğunun açık olduğu, ancak hazine dışında bir yere ödenmeyen bu gelirlerin bir de hazineye pay vermek anlamım taşıyan vergi kapsamına alınmasının sözkonusu olmaması gerektiği, gerek yönetmeliğin, gelirlerin tahsis yerlerini gösteren hükmünün, gerekse Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü gelirlerinin vergiden muaf olduğunu ifade eden 3202 sayılı Kanunun 43. maddesinin son fıkrası hükmünün bu sonucu teyid ettiği, bu nedenle yapılan tarhiyatta yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek kaçakçılık cezalı tarhiyatı terkin eden Vergi Mahkemesi kararının, kurumun ihale yoluyla yaptığı işlerle ilgili olarak müteahhitlik işlerinde olduğu gibi hakediş raporu düzenlemek suretiyle aldıkları istihkakları kendi özel bütçelerine gelir kaydettikleri, takdir komisyonunca belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucunda kar elde edildiğinin tespit olunduğu, bu nedenle mükellefiyet tesis ettirilmesi ve mükellefiyetle ilgili yükümlülüklerin yerine getirilme?i gerektiği ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına oybirliğiyle karar verildi.