Dairesi
Yıllara yaygın inşaat işi yapanların sözleşme gereği yabancı para cinsinden elde ettiği istihkak bedellerini bankada tutması nedeniyle oluşan kur farkı ve faiz gelirinin birden fazla takvim yılma sirayet eden inşaat ve onarım işinin hasılatı olarak Gelir
Karar No
1995/3495
Esas No
1994/581
Karar Tarihi
08-06-1994

Danıştay Dördüncü Daire

Yıllara yaygın inşaat işi yapanların sözleşme gereği yabancı para cinsinden elde ettiği istihkak bedellerini bankada tutması nedeniyle oluşan kur farkı ve faiz gelirinin birden fazla takvim yılma sirayet eden inşaat ve onarım işinin hasılatı olarak Gelir Vergisi Kanununun 42'nci maddesi uyarınca işin bittiği tarihte beyan edilmesi gerekir. İstemin Özeti: Yıllara yaygın inşaat ve onarım işleri yapan davacı Anonim Şirketin 1987 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucuna göre adına ikmalen kurumlar vergisi salınmış, kaçakçılık cezası kesilmiştir. İstanbul 2. Vergi Mahkemesi 23.11.1993 Günlü ve 1993/1407 Sayılı kararıyla, yıllara yaygın inşaat yapan yükümlülerin hangi gelir ve giderlerinin yıllara yaygın inşaatla ilgili olduğu, hangilerinin yıllık kazanç unsuru sayılacağı konusunda vergi kanunlarında bir açıklık bulunmadığından, davacı şirketin yaptığı işle ilgili olarak döviz cinsinden aldığı hakediş bedellerin! inşaat işinde kullanmayıp iç ve dış banka hesaplarında tutmasından dolayı oluşan lehe kur farkları ile faiz gelirini dönem kazancı olarak beyan etmesi gerektiği gerekçesiyle yapılan tarhiyatta yasalara aykırılık bulunmadığına karar vermiştir. Davacı vekili, müvekkili şirketin avans ve hakediş bedellerin!, istanbul Büyükşehir Belediyesi ile aralarında yapılan sözleşme gereği döviz olarak (isviçre Frangı) elde ettiğini, döviz olarak bankalarda tutulmasından doğan kur farkları ve faizin, yıllara yaygın inşaat işinin finansmanı sırasında, kendiliğinde fer'i bir hasılat olarak doğduğunu, alınan hakedişlerin döviz olarak bankalarda tutulma nedeninin işin sağlıklı bir şekilde finanse edilerek taahhüdün yerine getirilmesi ve enflasyon nedeniyle para değerinde olabilecek aşınmaları önlemek olduğunu, hakediş ve avanslar döviz üzerinden Türk Lirası olarak alınsaydı ve enflasyona göre fiyat farkı alınsaydı bu farkların inşaat işinin sonunda vergilendireceğini aynı işlev ve , fonksiyona hizmet eden iki hasılattan fiyat farkım geçici kabul ile birlikte işin bitiminde, kur farkım ise hemen vergilemenin, vergi hukuku ve eşitlik ilkesi ile bağdaşmayacağım ileri sürerek mahkeme kararının bozulmasını istemektedir. Karar: Vergi Usul Kanunu'nun 19. maddesinde, vergi alacağının vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağı belirtilmiştir. Her vergi kanununda o verginin doğumu için gerekli olan olaylar ve hukuki durumlar tarif ve tespit edilmiştir. Gelir Vergisi Kanunu'nun 42. maddesinde, 'Birden fazla takvim yılma sirayet eden inşaat ve onarma işlerinde kar veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkur yıl beyannamesinde gösterilir.' denilmektedir. Yıllara yaygın inşaat ve onarma işinde vergi alacağı, inşaat işinin bittiği yılda doğar. Olayda yıllara yaygın inşaat işiyle ilgili olarak döviz cinsinden elde edilen hakedişlerin bankalarda durması sonucu TL. değer değişikliğinden lehe oluşan kur farklarının, inşaat işi dışında ayrı bir ticari organizasyon sonucu elde edilmemiş olması karşısında hakedişin bir unsuru, türevi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bunun sonucu olarak da hakedişler hangi hesaba kaydedildi ise kur farklarının da o hesapla ilişkilendirilmesi başka bir anlatımla inşaat işinin sonunda elde edilen vergiye tabi kazancın belirlenmesinde hakedişlerle birlikte gözönünde tutulmasının kabulü gerekir: Yıllara yaygın inşaat işi nedeniyle alınan istihkaklardan sarfedilmeyerek bankada mevduat olarak tutulan meblağ karşılığı elde edilen faiz geliri, yapılan inşaat işinden elde edilen gelirden ayrı, başka bir kaynaktan elde edilmiş gelir niteliğinde sayılamayacağından, inşaat işinden ayrı yıllık dönemler itibariyle vergilendirilmesi gereken gelir olarak nitelendirilmesi yerinde görülmemiştir. Söz konusu kur farkı ve faizler işin bitiminde kar ve zararı etkileyeceğinden, inşaat işlerine ait gelirin bir unsuru olarak, inşaat hesabıyla ilişkilendirilerek işin bitim tarihi itibariyle vergilendirilmesi, Gelir Vergisi Kanunu'nun 42. maddesi gereğidir. Bu yüzden aksi yönde verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, İstanbul 2. Vergi Mahkemesinin 23.11.1993 Günlü ve 1993/1407 Sayılı kararının bozulmasına karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı