Danıştay Onbirinci Daire
İflasın açılması vadeden önce ise VUK'nun 112. maddesindeki gecikme faizi tahakkuku yapılmaz. İstemin Özeti: Ankara Asliye 2. Ticaret Mahkemesinin 18.3.1988 Gün ve E: 1988/118, K: 1988/300 Sayılı Kararıyla iflasına karar verilen şirketin, 1988 yılı Şubat ve Mart aylarına ilişkin katma değer vergisi beyannamesinin verilmemesi nedeniyle takdir komisyonu kararıyla belirlenen matrah üzerinden yapılan kaçakçılık cezalı katma değer vergisi tarhiyatı üzerinde varılan uzlaşma sonucunda uzlaşılan katma değer vergisine ilişkin olarak gecikme faizi tahakkuk ettirilmiştir. Ankara 5. Vergi Mahkemesi 13.4.1994 Gün ve E: 1994/188, K: 1994/453 Sayılı Kararıyla, 2004 Sayılı icra ve iflas Kanunu'nun 195. maddesinde, borçlunun gayrimenkul mallarının rehni suretiyle temin edilmiş olan alacaklar müstesna olmak üzere iflasın açılmasının müflisin borçlarım muaccel kılacağı, İflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masraflarının ana borca ilave edileceğinin belirtildiği, aynı Kanun'un 196. maddesinde ise rehin ile temin edilmemiş bütün alacakların faizlerinin iflasın açılması ile müflise karşı işlemeyeceğinin hükme bağlandığı, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3239 Sayılı yasa ile değişik 112. maddesinde, ikmalen, re'sen ve idarece yapılan tarhiyatlara uygulanacak gecikme faizinin, kendi vergi kanununda belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden başlayacağı belirtilmiş olup, Ankara Asliye 2.Ticaret Mahkemesinin 18.3.1988 Tarihli kararıyla yükümlü şirketin iflasına ve iflasın 11.3.1988 tarihinde açılmasına karar verildiği ve bu tarihin uyuşmazlığa konu 1988 yılı Şubat ve Mart dönemlerine ait katma değer vergilerinin vadelerinden önce olması nedeniyle uzlaşılan katma değer vergisi üzerinden gecikme faizi tahakkuk ettirilmesinde anılan yasanın 196. maddesine uyarlık görülmediği gerekçesiyle gecikme faizini terkin etmiştir. Vergi dairesi tarafından uzlaşılan katma değer vergisi üzerinden hesapla nan gecikme faizinde yasa hükümlerine aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. Karar: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle temyiz isteminin reddine, kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi.