T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
o HAYAT STANDARDI ESASI (Gelir Vergisi Beyanında Gösterilen Ücret)
o DANIŞTAY TARAFINDAN VERİLEN YARGISAL KARARLAR (Karar Düzeltme İstekleri)
193
Özet : Hayat standardı gelir beyannamesinde gösterilen ücretle ilgili olarak açılan davanın; idari yargılama usulü yasası'nın ilgili maddesindeki danıştay tarafından verilen yargısal kararlar hakkında istenebilecek karar düzeltme istekleri arasında sayılmaması nedeniyle, reddi gerektiği hakkında.
İstemin Özeti: Bir anonim şirketin ücretli avukatlığı yanında serbest meslek faaliyetini de sürdüren ve 1989 yılına ilişkin beyannamesinde zarar beyan eden yükümlü, ücret geliri hayat standardı esasına göre belirlenen yaşam düzeyini karşılamaya yeterli olduğundan, adına bu esasa göre tahakkuk yapılmamasını isteyerek beyannamesini ihtirazi kayıtla vermiştir.
İstemi kabul edilmeyen yükümlünün, hayat standardı esasına göre yapılan tahakkuka karşı açtığı davayı inceleyen İstanbul 6. Vergi Mahkemesi 20.11.1990 günlü ve E: 1990/567, K: 1990/1970 sayılı kararıyla; zarar beyan eden yükümlünün temel gösterge tutarına dayanılarak saptanan düşüklüğü emekli, dul ve yetim aylığı niteliğinde olmayan ücret geliri ile izah etmesine olanak bulunmadığı sonucuna ulaşarak davayı reddetmiştir.
Karara karşı yapılan temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi ise 20.4.1993 günlü ve E: 1991/181, K: 1993/1716 sayılı kararıyla; Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 116 ncı maddesinde sözü edilen "beyan edilen gelir"in, yükümlülerin tüm gelir kaynaklarından sağlayarak beyannamede gösterdikleri tutarı ifade ettiği, hayat standardı esasının, enaz yaşam düzeyini sağlayabilecek tutarın, gelir olarak elde olunduğu varsayımına dayandığı, maddenin 1 inci fıkrasına 3239 sayılı Yasanın 68 inci maddesiyle eklenen kuralda yer alan ve beyannamede başka kazançlar bulunsa bile ticari, zirai veya mesleki kazancın maddede yazılı tutardan az olamayacağı yolundaki ifadeye karşın yükümlülerin beyanlarındaki düşüklüğü kendilerine, eş ve çocuklarıyla bakmakla yükümlü oldukları diğer kişilere ait olup, beyannamede toplanması zorunlu olmayan gelirle izahına da olanak tanındığı, Anayasa Mahkemesinin 7.11.1989 günlü ve K: 1989/42 sayılı kararında da izah olanağının bulunmaması halinin Anayasaya aykırı düşeceği yolunda görüş açıklandığı, bu durumda beyannameye dahil edilen ücret gelirinin serbest meslek faaliyeti nedeniyle oluşan zararı karşılamaya ve temel göstergeye göre saptanan yaşam düzeyini sağlamaya yeterli görüldüğü gerekçesiyle, kararı bozmuştur. Bozma kararına uymayan İstanbul 6. Vergi Mahkemesi 8.7.1993 günlü ve E: 1993/1120, K: 1993/879 sayılı kararında; ilk kararda yazılı hukuksal nedenleri yineledikten sonra 193 sayılı Yasanın Mükerrer 116 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan "beyan edilen gelir" ifadesinin, yükümlülerin tüm gelir kaynaklarından sağlayarak beyannamede vergiye tabi tutulması gereken safi gelir olarak gösterdiği tutarı, ifade ettiğinin kabul edilemeyeceği, gerekçesine de yer vererek ilk kararında direnmiştir.
Kararın yükümlü tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu 3.6.1994 günlü ve E: 1993/140, K: 1994/217 sayılı kararıyla; Anayasa Mahkemesinin konu ile ilgili kararlarında yükümlülere, yaşam düzeylerine ulaşmayı sağlayan başka gelir kaynaklarının varlığını kanıtlama imkanı tanınması halinde, hayat standardı esasının Anayasanın vergi ödevine ilişkin 73 üncü maddesine aykırı düşmediği sonucuna varıldığı, uyuşmazlığın ilişkin olduğu 1989 yılında Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 116 ncı maddesinin 3505 sayılı Yasayla değişik şeklinin yürürlükte olduğu, Anayasa Mahkemesi; 3505 sayılı Yasanın 18 inci maddesiyle Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 32 nci maddeyi, açıklama olanağını ortadan kaldırıcı niteliği itibarıyla sisteme ve Anayasaya aykırı bularak K: 1989/42 sayılı kararıyla iptal ettiğinden, Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 116 ncı maddesinde yer alan Hayat Standardı Esasının, gelir vergisi sistemimizin bütünü ve Anayasa Mahkemesinin kararlarında benimsediği yargıya göre yorumlanarak uygulanması gerektiği, olayda serbest avukatlık yanında bir kurumun ücretli avukatlığını da yapan davacının elde ettiği ücret gelirinin, 1989 yılında göstergelere göre belirlenen yaşam düzeyine ulaşmasını açıklamada yeterli olduğu gerekçesiyle, direnme kararını bozmuştur.
Vergi dairesi müdürlüğü kararın düzeltilmesini istemektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Dr.Asım ÖZCAN'ın Düşüncesi: Olay tarihinde yürürlükte bulunan 3595 sayılı 1990 Mali Yılı Bütçe Kanununun 60 ıncı maddesinde, beyan edilen ticari ve mesleki kazançta temel göstergelere göre mevcut düşüklüğün, sadece yükümlünün kendisine ait emekli, maluliyet, dul ve yetim aylığı ile izahına olanak tanındığından, ücret gelirinin bu düşüklüğü izahta kullanılması mümkün değildir. Bu nedenle, vergi dairesi müdürlüğünün karar düzeltme isteminin kabulü ve kararın ortadan kaldırılmasından sonra, vergi mahkemesi direnme kararına yönelik yükümlü temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Metin TEKGÜNDÜZ'ün Düşüncesi: Karar düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54 üncü maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA: Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54 üncü maddesinda, Danıştay tarafından verilen yargısal kararlar hakkında, bu maddede yazılı sebeplerle kararın düzeltilmesinin istenebileceği belirtildiğinden ve dilekçe sahibinin ileri sürdüğü sebeplerin bunlardan hiçbirine uymadığı anlaşıldığından, yerinde olmayan istemin reddine, 3.2.1995 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Düzeltilmesi istenen kararın "karşı oy" yazısında açıkladığım hukuksal nedenlerle, istemin kabulü ve temyize konu kararın onanması gerektiği görüşünde olduğumdan, çoğunluk kararına katılmıyorum.