Dairesi
Faturaların biçimsel koşullara uygun olarak düzenlenmesi sevk irsaliyesi, kantar tartı fişine dayanılarak mal girişi kaydedilmesi, bir kısım ödemelerin çekle yapılması, borsaya tescil ettirilmesi gibi işlemler, faturalarda gösterilen ürünlerin gerçekten faturaların düzenleyicisi görünen şahıslardan
Karar No
1995/2561
Esas No
1994/2857
Karar Tarihi
21-09-1995

Danıştay Üçüncü Daire

Faturaların biçimsel koşullara uygun olarak düzenlenmesi sevk irsaliyesi, kantar tartı fişine dayanılarak mal girişi kaydedilmesi, bir kısım ödemelerin çekle yapılması, borsaya tescil ettirilmesi gibi işlemler, faturalarda gösterilen ürünlerin gerçekten faturaların düzenleyicisi görünen şahıslardan safın alındığım kanıtlamaya yeterli değildir. İstemin Özeti: Zirai ürün ticareti ile uğraşan davacı şirketin Kasım 1990 dönemine ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucunda tespit edilen matrah farkı üzerinden adına re'sen salınan Gelir (stopaj) Vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; olayda, davacı şirketin zirai ürünleri üreticilerden almasına karşın vergi kesintisi yapmamak ve müstahsil makbuzu düzenlememek için içeriği itibariyle yanıltıcı (sahte) faturalara dayanılarak mal giriş kaydettiği kabul edilerek cezalı tarhiyat yapıldığının anlaşıldığı, mal alış faturalarının fatura düzenine uygun olarak düzenlendiği, faturayı düzenleyenlerin gerçek usulde Gelir Vergisi yükümlüsü oldukları, mal alıp satmadıkları yolundaki ifadeleri dışında bu konuda yapılmış başkaca bir tespitin inceleme raporunda yer almadığı anlaşılmakta olup, ayrıca ürünlerin doğrudan üreticilerden alındığının da saptanmamış bulunması karşısında; noksan inceleme ve varsayıma dayalı olarak yapılan cezalı tarhiyatta yasaya uygunluk görülmediği gerekçesiyle kabul ederek salınan vergi ve kesilen kaçakçılık cezasını terkin eden içel Birinci Vergi Mahkemesinin 15.12.1993 Gün ve E:1993/1203, K:1993/1144 Sayılı Kararının, inceleme raporuna göre yapılan cezalı tarhiyatta kanuna aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: Temyiz istemi, zirai ürün ticareti ile uğraşan davacı şirketin ürün alımlarında içeriği itibariyle yanıltıcı (sahte) fatura kullanarak vergi kesintisi sorumluluğundan kaçındığından söz edilerek adına re'sen salınan Gelir (stopaj) Vergisi ile bu vergiye bağlı olarak kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına ilişkindir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin (B) bendinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık olmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı hükme bağlanmıştır. inceleme raporu ve eki tutanaklardan, davacı şirketin uyuşmazlık döneminde fatura aldığı bir kısım firma ve şahısların Anadolu'dan ürünü getiren şahıslarla temas kurarak büyük firmaların ürünü almalarında aracılık yaptıkları, depo, eleme ve nakliye araçlarının olmadığı, sadece büroda çalıştıkları, ticari faaliyetlerinin süresi ve sermayeleri itibariyle saptanan ölçüde ticaret yapmalarının mümkün bulunmadığı, büyük firmaların istemleri doğrultusunda satış faturası düzenledikleri, aslında yapılan işin komisyonculuk, kazançlarının da komisyon geliri olduğu, mal giriş kayıtlarının içeriği itibariyle yanıltıcı (naylon) faturalara dayandırıldığı, zirai ürün Gelir (Stopaj) Vergisine ilişkin muhtasar beyanname vermediklerinin saptandığı ve bu tespitler ürünün satın alındığı firmaların gerçek anlamda tacir olmadığım paravan kuruluşlar olduğunu kanıtladığından fatura içeriği ürünlerin doğrudan ya da aracı kanalıyla üreticilerden alındığı kabul edilerek cezalı tarhiyata konu edildiği anlaşılmaktadır. Faturaların biçimsel koşullara uygun olarak düzenlenmesi sevk irsaliyesi, kantar tartı fişine dayanılarak mal girişi kaydedilmesi, bir kısım ödemelerin çekle yapılması, borsaya tescil ettirilmesi gibi işlemler faturalarda gösterilen ürünlerin gerçekten faturaların düzenleyicisi görünen şahıslardan satın alındığım kanıtlamaya yeterli değildir. Çünkü, gerçeğe aykırı fatura düzenlendiği gibi sevk irsaliyesi de düzenlenebilmesi, işlemlere gerçek görüntüsü verebilmek için anlaşmalı kişilere çekle ödeme yapılıp, daha sonra paranın geri alınması da mümkün olmaktadır. Yine, 5590 Sayılı Yasanın 52. maddesi hükmüne göre borsaya tescil işlemi, kural olarak üzerine tescil yükümlülüğü düşen tarafın başvurusu üzerine beyana dayalı olarak her zaman yapılması mümkün bir işlem olduğundan, tescil işlemi, tescile konu ürünün gerçekten satın alındığının kanıtı sayılamaz. Faturada satıcı olarak görünen firma ve şahıslardan fatura içeriği ürünün satın alınmadığının ortaya konulması halinde normal ve mutad olan uygulamaya göre üreticilerden alındığının kabulü gerekir. Bu bakımdan; Mahkemece, uyuşmazlık konusu dönemde davacının fatura aldığı şahıs ve firmalara ilişkin olarak inceleme raporundaki tespitler firma ve şahısların gerçek anlamda tacir olup olmadıkları, faturaların gerçek mal karşılığında düzenlenip düzenlenmediği araştırılarak irdelenmeksizin davacının sadece muhasebesinin işleyiş şekli, faturaların biçimsel kurallara uygunluğu ödemenin çekle yapıldığı, ürünün üreticiden alındığının kanıtlanmadığı gerekçesiyle tarhiyatın terkini yolunda karar verilmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile içel Birinci Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, oybirliğiyle karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı