Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu
Biçimsel kurallara uygun olan faturaların gerçeğe aykırılığı her zaman usulüne uygun saptamalarla kanıtlanabilir. İstemin Özeti: Çırçır ve prese fabrikası işleten yükümlünün, 1986 yılı işlemlerinin incelenmesi sonunda, müstahsil makbuzu düzenlemeden satın aldığı kutlu pamuğu çeşitli kişilerden sağladığı gerçeğe aykırı faturalarla belgelendirdiği, böylece bu faturalarda yeralan fakat gerçekte ödenmeyen katma değer vergisini indirim konusu yapalak vergi kaybına yol açtığı görüşüyle, adına kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınması ayrıca, mahsup dönemi geçtiğinden dahili tevkifat aslının aranmaması ancak, kayba uğratılan miktar üzerinden kaçakçılık cezası kesilmesi önerilmiştir. Bu öneri doğrultusunda Şubat 1986 dönemi için salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ile dahili tevkifata ait kaçakçılık cezasına karşı açılan dava üzerine Vergi Mahkemesi kararıyla, inceleme raporundaki tespitleri yetersiz görerek tarhiyatı kaldırmıştır. Vergi Dairesi Müdürlüğünün temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 9.11.7.993 günlü ve E:1992/6115, K:1993/4556 sayılı kararıyla; yükümlüye fatura düzenleyen 14 kişi nezdinde yapılan araştırmalardan, bu kişilerin ticari faaliyetlerinin süresi ve sermaye durumları itibariyle saptanan ölçüde ticaret yapmalarının mümkün olmadığı, vergi ödevlerinin çok az bir kısmım yerine getirdikleri, beyannamelerim ya hiç vermedikleri ya da kesilen faturalarla kıyaslanamayacak kadar düşük miktarlar beyan ettikleri, beyan edilen bu miktarların da ödenmediği, temel amaçlarının şeklen yükümlü görünerek fatura ticareti yapmak olduğu, bu durumun vergi dairelerince anlaşılması üzerine çoğunun yükümlülüğünün re'sen terkin edildiği, çoğunun bildirdikleri adreslerin sahte çıktığı, bazılarının sahte ve içeriği itibariyle yanıltıcı belge düzenlemekten dolayı hüküm giydiği, bir kısminin gerçeğe aykırı belge düzenlediğin! itiraf ettiği, bu ifadelerin genel nitelikte olduğu ileri sürülmekte ise de, bu kişiler gerçek anlamda mal alım satımıyla uğraşmadığından yükümlüye pamuk satmalarının da mümkün olmadığının anlaşıldığı, bu nedenle, faturaları düzenleyenlerin vergi yükümlüsü olması, faturaların biçim yönünden yasaya uygun olması, tarımsal ürünlerin borsaya tescili, sevk irsaliyesi düzenlenmesi, ürün bedellerinin çekle ödenmesi gibi işlemlerin faturaların gerçek bir alım satıma dayandığım kanıtlayıcı nitelikte bulunmadığı gerekçesiyle, karı bozmuştur. Bozma kararma uymayan Vergi Mahkemesi kararıyla; yükümlünün satın aldığı preseli ve kutlu pamuğun borsaya tescil edildiği, satıcılarca çeşitli kamyonlarla taşıtıldığı, sevk ve taşıma irsal, iyelerinin düzenlendiği ve ödemelerin ada yazılı çeklerle yapıldığının bir klasör içinde mahkemeye sunulan belgelerden anlaşıldığı, gerçeğe aykırı fatura verdikleri varsayılan kişilerin tümünün gerçek usulde yükümlülüklerinin tesis edildiği, bu kişilerin defter tutup beyanname verdikleri, usulüne uygun düzenlenen belgelere aksi kanıtlanıncaya kadar itibar edilmesinin zorunlu olduğu, çeşitli zamanlarda başka olaylar nedeniyle alınan ifadelerin doğrudan davacıyla bir ilgisinin bulunmadığı, faturaları düzenleyenlerden bazılarının adreslerinde bulunmaması, bir kısminin defterlerim ibraz etmemesi, iki kişinin davacının adım belirtmeksizin genel olarak pamuk alım satımı yapmadıklarım beyan etmesi, gibi tespitlere dayanılarak, faturaların gerçeğe aykırı kabul edilemeyeceği, bu tespitlerin Vergi Usul Kanununun 3. maddesinde öngörülen türden delil niteliği taşımadığı, yükümlü adına fatura düzenleyenlerden ...' nün 1986. 1987 ve 1988 yıllarına ait işlemlerinin incelenmesi üzerine, alışlarının bir kısmım gerçeğe aykırı faturalarla belgelendirdiği görüşüyle salınan kaçakçılık cezalı gelir (stopaj) vergisi ve katma değer vergisine karşı açılan davaların reddi yolundaki mahkemelerince verilen, kararların, temyiz edilmeyerek kesinleştiği, yükümlü adına aynı döneme ilişkin olarak aynı nedenle salınan gelir (stopaj) vergilerine karşı açılan davaların kabulü yolundaki mahkemelerinin kararlarına karşı davalı idarece yapılan temyiz istemlerinin ise Danıştay Dördüncü Dairesinin K: 1993/31263137 sayılı kararlarıyla reddedildiği, bu nedenle gerçeğe aykırı olduğu ileri sürülen faturalarda yeralan pamuğun tüccardan alındığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kabulü yolundaki ilk kararında direnmiştir. Direnme kararı Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Karar: 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2365 sayılı Kanunla değişik 3. maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek niteliğinin, esas olduğu kurala bağlandığından, vergilendirme ile ilgili belgelerin biçimsel kurallara uygun düzenlenmiş olması, olayın gerçek niteliğinin araştırılmasına ve sonucuna göre işlem yapılmasına engel değildir. Bu tür belge lerin gerçeğe aykırı veya içeriği yönünden yanıltıcı olduğu usulen geçerli başka kanıtlarla ispatlanabilir. İnceleme raporunda yükümlünün uyuşmazlık konusu dönemde fatura aldığı kişilerle ilgili olarak yapılan tespitler, bu kişilerin gerçekte tacir olmadıklarım ve şeklen vergi yükümlülüklerim tesis ettirip ihtiyaç duyanlara belli bir bedel karşılığında fatura sağladıklarım ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, faturaların biçimsel kurallara uygun olması, sevk irsaliyesi ve çek düzenlenmesi, borsaya tescil yapılması gibi işlemler, faturalarda gösterilen emtianın gerçekten faturaların düzenleyicisi görünen kimselerden satın alındığım kanıtlamaya yeterli değildir. Çünkü, gerçeğe aykırı fatura gibi sevk irsaliyesi de düzenlenebilmesi, işlemlere gerçek görüntüsü verebilmek için anlaşmalı kişilere çekle ödeme yapılıp, daha sonra paranın geri alınması da mümkün olmaktadır. Yine, 5590 sayılı Yasanın 52. maddesine göre borsaya tescil kural olarak üzerine tescil yükümlülüğü düşen tarafın başvurusu üzerine beyana dayalı bir işlem olduğundan, tescil konusu emtianın gerçekten satın alındığına kesin bir kanıt sayılamaz. inceleme raporunda uyuşmazlık konusu dönemde yükümlünün gerçeğe aykırı fatura aldığı ileri sürülen kişilerle ilgili tespitlerin değerlendirilmesinden, müstahsilden satın alınan pamuğun bu kişilerden sağlanan faturalarla belgelendirildiği ve bu faturalarda yeralan ancak gerçekte ödenmeyen katma değer, vergisinin indirim konusu yapılmasıyla da vergi kaybına yol açıldığı sonucuna varıldığında.n, tarhiyatın kaldırılması yolundaki direnme kararında yasaya uygunluk görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, Vergi Dairesi Müdürlüğünün temyiz isteminin kabulüyle Vergi Mahkemesi direnme kararının bozulmasına, gününde oyçokluğu ile karar verildi (*). (*) KARŞI OY: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği görüşü ile çoğunluk kararma katılmıyoruz.