|
Dairesi
Kayıt dışı bırakılan teslim bedelinin maliyetine giren giderlere ait yüklenilen verginin indirim konusu yapılması mümkün değildir.
|
|
Karar No
1995/2256
|
|
Esas No
1995/1793
|
|
Karar Tarihi
03-10-1995
|
|
|
Danıştay Onbirinci Daire
Kayıt dışı bırakılan teslim bedelinin maliyetine giren giderlere ait yüklenilen verginin indirim konusu yapılması mümkün değildir. İstemin Özeti: Yükümlü ortaklığın 1990 yılı hesaplarının kaydi envanter yönünden incelenmesi sonucu düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak katma değer vergisi salınmış, kaçakçılık, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; yaptırılan bilirkişi incelemesi Sonucu düzenlenen raporda, katma değer vergisi matrah farkının 11.190.929 lira, buna isabet eden verginin ise 1.342.912 lira olduğu, ancak önceki dönemden devreden katma değer vergisinin 11.208.194 lira olması nedeniyle, ihtilaf döneminde ödenmesi gereken katma değer vergisinin çıkmadığı, belgesiz satılan emtia bedelinin 57.207.265 lira olarak saptandığı rapor içeriği mahkemece de uygun görüldüğü gerekçesiyle kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ve usulsüzlük cezasının terkin edilmesine özel usulsüzlük cezasının ise 1.716.217 liraya isabet eden kısminin onanmasına fazlasının kaldırılmasına karar verilmiştir. Vergi Dairesince, inceleme raporuna dayanılarak yapılan cezalı tarhiyat ile kesilen usulsüzlük cezasının ve özel usulsüzlük cezasının yasal olduğu ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmektedir. Karar: Uyuşmazlık, oto lastik bayiliği yapan yükümlü ortaklığın 1990 yılı hesaplarının incelenmesi sonucu bir kısım emtia satışı için belge düzenlenmediğinin tespiti üzerine salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezasını, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda saptanan sonuçların uygun görüldüğü gerekçesiyle terkin eden, özel usulsün.ük cezasını kısmen onayan Vergi Mahkemesi kararının vergi dairesince temyizen bozulması isteminden kaynaklanmaktadır. 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinin atıfta bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 276. maddesinde, bilirkişi incelemesine, dava ile ilgili olup, çözümü hakim tarafından bilinmeyen özel ve teknik bilginin gerekli olduğu hallerde başvurulacağı, anılan yasanın 286. maddesinde de hakimin delilleri serbestçe takdir edeceği, bilirkişi raporunun hakimi bağlamayacağı hüküm altına alınmıştır. Bilirkişilik ise, hakime, önüne gelen bir ihtilafı çözmek için gerekli olan özel ve teknik bilgiyi sağlamak anacına yönelik bir müessese olup, bilirkişinin hukuki tavsif yapma gibi bir görevi, bilirkişi raporunun da davayı sona erdirici bir karar niteliğinin bulunamaması gerekmektedir. Zira, uyuşmazlığı çözüme bağlayacak kararı verme görev ve yetkisi hakime aittir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29. maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiş, aynı Kanunun 34. maddesinin 1. fıkrasında:yurt içinden sağlanan veya ithal edilen mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği, 54. maddesinin 1. fıkrasında da katma değer vergisi mükelleflerinin, tutulması mecburi defter kayıtlarım bu verginin hesaplanmasına ve kontrorüne imkan verecek şekilde düzenlemeleri gerektiği hükme bağlanmış, fıkranın devamında; bu kayıtlarda yer almaşı gereken asgari hususlar dört bent halinde sayılmıştır. Bu hükümler karşısında, katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, indirim konusu yapılacak verginin fatura veya benzeri belgeler ile gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmesi ve sözkonusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olması gerekmektedir. Dosyada mevcut inceleme raporu ve eki tutanağın incelenmesinden, inceleme elemanınca yükümlü ortaklığın 1990 yılı defter ve belgeleri üzerinde yapılan kaydi envanter incelemesi sonucunda, 78.079.375 lira beyan dışı bırakılan satış hasılat farkının saptandığı, ortaklardan ... bu farkın muhasebe hatasından kaynaklandığım ifade ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda da belgesiz satışların 57.207.265 lira olarak saptandığı, ancak, ilgili dönemde davacı ortaklığın belgesiz alışlarının da, olması gerektiği, buna göre 46.016.336 lira indirilebilir katma değer vergisi matrahının saptandığı, sonuç olarak, beyan dışı bırakılan katma değer vergisi matrahı 11.190.929 lira olarak kabul edilmiştir. Bu durumda, inceleme sonucu bir takım doneler ortaya konulmak ve yükümlü ortağın beyanı nazara alınmak suretiyle matrah farkı bulunmasına karşılık, bilirkişice katma değer vergisi matrah farkı saptanırken, işletmeden çıkan ve iletmeye girdiği varsayılan değerler farkının matrah farkı olarak alınması, belgesiz ve kayıtlarda yer almayan alışların katma değer vergisi yönünden indirime tabi tutulmasının, 3065 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan hükümlerine aykırılık teşkil ettiği açıktır. Bu itibarla, inceleme elemanının tespitlerinin tutarlı olup olmadığı tartışılmadan, tamamen tahmin ve varsayıma dayalı bilirkişi raporunun esas alınması nedenleri ortaya konulmadan, bilirkişinin vardığı sonuçlarla inceleme elemanının vardığı sonuçlar karşılaştırılmadan, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı gerekçeyle verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, yukarıda belirtilen hususlar değerlendirilerek karar verilmek üzere Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına oybirliği ile karar verildi.
|
|