Danıştay Üçüncü Daire
İhtirazı kayıt konmadan tutanağın imzalanması halinde, bunun aksinin ispatı mükellefe düşer. İstemin Özeti: Toprak mahsulleri ticareti ile uğraşan davacının 1988 takvim yılma ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak Aralık 1988 dönemi için adına re'sen salınan Gelir (stopaj) Vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; uyuşmazlık konusu olayda inceleme için istenilen defter ve belgelere ibraz edilmemesi nedeniyle re'sen takdir nedeninin bulunduğu, ancak takdir komisyonunca takdir olunan matrahın 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 31/8. maddesi uyarınca müstenidatının bulunması gerektiği, davacı tarafından, düzenlenmediği iddia edilen 7 adet fatura için kesildiği saptanan diğer faturaların ortalamasını alıp, gelir tespiti yapılmasının sağlıklı bir yol olmadığı, bu şekilde tespit olunan satış faturalarına itibar edilerek yükümlünün noksan kazanç beyan ettiğinden bahsedilemeyeceği, emtia harekelinin incelenmesi gerektiği, varsayıma dayalı hesaplamalarla matrah tespiti yapılmasının hukuka aykırı olduğu, kime satış yapıldığının, ne kadar gelir elde edildiğinin fatura ve diğer belgelerle saptanması gerektiği, Vergi Dairesinde kayıtlı aynı işi yapan mükelleflerin emtia satış karının, satış hasılatına oranının baz alınarak matrah takdirinin mümkün olmadığı, aksi görüşle tanzim olunan inceleme raporuna göre takdir edilen matrah üzerinden yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek yapılan cezalı tarhiyatı kaldıran içel ikinci Vergi Mahkemesinin 12.4.1994 Gün ve E:1993/1211, K:1994/319 Sayılı kararının; inceleme raporuna dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatın yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 'vergi incelemeleri' başlığım taşıyan 134 ve müteakip maddelerinin birlikte incelenmesinden, vergi incelemesinin amacının ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu belirtilerek gerçek durumun vergilemeye esas alınacağı ve incelemenin bu amacı sağlamaya yönelik olduğu ifade edilmiştir. Aynı Kanun'un 2365 Sayılı Kanun'la değişik 3. maddesinde de, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin vergiye esas olacağı ifade edildikten sonra, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan ve olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarata ait olduğu hükme bağlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden, cezalı tarhiyatın dayanağı inceleme raporuna göre, 1988 yılma ait defter ve belgelerim incelemeye ibraz etmeyen davacı hakkında yapılan karşıt inceleme sonucunda Şubat 1988 dönemine ilişkin katma değer vergisi beyannamesinin gerçeği yansıtmadığı, 12.2.1988 Tarih ve A10 Seri Nolu 192.691.964 lira, 7.4.1988 Tarih ve A13 Seri Nolu 50.305.613 lira, ve 12.12.1988 Tarih ve A15 Seri Nolu 68.824.500 lira değerinde üç adet fatura düzenlediği, nezdinde tutulan 12.5.1988 tarihli tutanakla da 12.2.1988 Tarih ve 5 numaralı faturayı düzenlediği tespit edilmiş olup, buna göre mükellefin Tarsus ikinci Noterliğince 14.1.1986 Tarih ve 01581 Seri Numara ile onaylanmış bulunan 50 adet bir cilt faturadan 5 ile 15 Numaralı 11 adet faturayı da kullandığı kabul edilerek.12.2.1988 Tarih ve A5 Seri Nolu fatura tutarı, 1987 yılma ait gelir vergisi beyannamesindeki işletme hesabı özetinde yer alan dönem sonu mal mevcudu tutarı olan 15.392.690 liraya % 5 kar oranı uygulanmak suretiyle 16.162.325 lira olarak, miktarları belli olan 3 adet faturanın ortalaması alınarak diğer 7 adet fatura tutarının da 727.584.844 lira olarak bulunduğu ve uyuşmazlık konusu yılda toplam 11 adet fatura ile 1.055.569.246 lira satış hasılatı elde edildiği, %5 kar oranının bu hasılata uygulanması sonucu da 52.778.462 lira net kazanç elde edildiği saptanarak, bu matrah farkı üzerinden re'sen cezalı tarhiyat yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının uyuşmazlık konusu 1988 yılında 14.1.1986 tarih ve 01581 Seri Nolu 1 cilt faturadan A10, A13, A15 Seri Nolu faturaları düzenlediği karşıt inceleme ile, A5 Seri Nolu faturayı da, 12.2.1988 tarihinde düzenlediği, ihtirazi kayıt koymaksızın imzalamış bulunduğu 12.5.1988 tarihli tutanakla tespit edilmiş bulunduğuna göre, bu faturaların kullanıldığı sabit ve çekişmesiz olduğundan A511 Seri Nolu faturalardan söz konusu 4 adet fatura dışındaki 7 adet faturanın da kullanılması normal ve mutad olup, bunun aksinin ispatı davacıya ait bulunduğundan, bu faturaların kullanılmadığım ispat edemeyen davacı adına, kullanıldığı ihtilafsız olan 4 faturadan hareketle, 7 adet fatura için hasılat tespiti ile toplam 11 adet faturada yazılı ürünün müstahsilden alındığı kabul edilerek hesaplanan maliyet bedelinin aylara bölünmesi suretiyle bulunan gelir (stopaj) matrahı üzerinden yapılan cezalı tarhiyatta kanuna aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile içel 2. Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.