Dairesi
Tasfiye halindeki şirketi temsil ve ilzam yetkisi tasfiye memuruna ait olduğundan, tasfiye memuruna tebliği gereken ödeme emrinin ilanen tebliği yasalara aykırıdır.
Karar No
1995/1987
Esas No
1995/129
Karar Tarihi
21-06-1995

Danıştay Üçüncü Daire

Tasfiye halindeki şirketi temsil ve ilzam yetkisi tasfiye memuruna ait olduğundan, tasfiye memuruna tebliği gereken ödeme emrinin ilanen tebliği yasalara aykırıdır. Tasfiye halindeki davacı şirket adına, tasfiyeden önceki muhtelif dönemlere ilişkin olup vadesinde ödenmeyerek kesinleşen gelir (stopaj) vergisi borçlarının tahsili amacıyla tanzim ve tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılan davayı: Mahkemelerince verilen ara kararı ile getirtilen şirkete ait ticaret sicil dosyasının incelenmesinden: 5.2.1990 Tarih ve 17 Sayılı karar ile tasfiyesine karar verilen ve bu durumu 16.2.1990 Tarihinde ticaret siciline tescil ettirerek ilan ettiren şirketin tasfiye memurluğuna önce (T.C.)'nin seçildiği, 13.6.1991 Tarihli dilekçesiyle de tasfiye memurluğuna şirket ortağı olan (M.T.)'nin getirildiği bildirilerek buna ilişkin işlemlerin yürütüldüğü ve halen şirket tasfiyesinin sürdüğü, öte yandan Mahkemelersin E:1993/957, K:1993/967 numaralı dosyalarında dava konusu edilen ödeme emirleri ile aranılan amme alacaklarının ise inceleme raporlarına göre tarh edilen ve 16.11.1992 Tarihli (E.T.) Gazetesi ile de ilanen tebliğ olunan vergi ve cezalarla bunların ferilerinin olduğu ayrıca esas 957 ve 958 Numaralı dosyalarda saklı olan 17.12.1990 Tarihli Vergi Dairesi Müdürlüğü yazısından da şirketin 16.2.1990 Tarihinde fesih ve tasfiyesine karar verildiği hususundan davalı idarenin de haberdar olduğunun anlaşıldığı, bu durum karşısında, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 30 ve takip eden madde hükümleri uyarınca tasfiye halindeki şirketi temsil ve ilzam yetkisi tasfiye memuruna ait bulunduğundan, bu durumdan haberdar olan idarenin cezalı olarak yapılan tarhiyatlara ilişkin vesikaları dava konusu ödeme emirlerinde olduğu gibi tasfiye memuruna tebliğ etmesi gerekirken ilanen tebliği cihetine gitmesi ve vergi asılları üzerinden gecikme faizi hesaplanarak aranmasında yasaya uyarlık görülmediği gerekçesiyle kubul ederek dava konusu ödeme emrini iptal eden İzmir ikinci Vergi Mahkemesinin 8.9.1994 Gün ve E:1993/957, K:1994/819 Sayılı Kararının; davacı şirketin bilinen tüm adreslerine tebligat çıkarıldığı, ancak tebliğ işleminin gerçekleştirilememesi üzerine ilanen tebliğ yoluna gidildiği, böylece vadesinde ödenmeyerek kesinleşen amme alacağının ödeme emirleriyle aranmasında yasaya uyarlık bulunmadığı ileri sürülerek bozulmasının reddine oy çokluğu ile karar verildi. AYRIŞIK OY: . . Uyuşmazlık tasfiye halindeki şirket adına tasfiyeden önceki muhtelif dönemlere ait amme alacağının vadesinde ödenmeyerek kesinleşmesi üzerine tahsili amacıyla tanzim ve tebliğ edilen ödeme emrine ilişkin bulunmaktadır. Dosyanın incelenmesinden; Vergi Dairesi Müdürlüğü'nce, tasfiye memuru olduğunu bilmediği halde şirketin %95 paylı ortağına şirketin borçlarına ilişkin ihbarnameleri tebliğ etmek için her yolu denediği, sonuçsuz kalması üzerine ilanen tebligat yoluyla tebliğin gerçekleştirildiği, bu sefer vadesinde ödenmeyerek kesinleşen amme alacağının tahsili amacıyla da ödeme emri tebliğ ettiği, ancak dava konusu edilmesi üzerine Vergi Mahkemesince: E:1993/957 ve 958 numaralı dosyalarda mevcut 17.12.1990 Tarihli yazıdan Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün şirketin tasfiyeye girdiğinden haberdar olduğu, bu durum karşısında tasfiye halindeki şirketi temsil ve ilzam yetkisi tasfiye memuruna ait bulunduğuna göre davalı idarece cezalı tarhiyatlara ilişkin vesikaların da ödeme emrinde olduğu gibi tasfiye memuruna tebliğ edilmesi gerektiği gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline hükmedildiği anlaşılmaktadır. 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 162. maddesiyle tasfiye memurlarınca tasfiye kararının Vergi Dairesi Müdürlüklerine bildirilmesi zorunluluğu getirilmiş olup, tasfiyeye giren şirketin iki kez tasfiye memuru değiştiği halde her ikisi tarafından da yasada belirtilen bildirimin yapılmadığı anlaşılmakla, kendisine düşen görevi yerine getirmeyen tasfiye memurunun kanuni temsilcisi olduğu şirkete ait kamu borcunun tam ve tahakkukunu bu şekilde engellemesi de düşünülemez. Bu durumda, tasfiye memuruna tebligat yapılmaması nedeniyle ihbarnamelerin ilanen tebliğinin usulsüz olduğu kabul edilerek verilen Vergi Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmediğinden temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararım bozulması gerekeceği oyu ile aksi yolda verilen çoğunluk kararına katılmıyorum.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı