Danıştay Üçüncü Daire
Çok kısa bir süre için işin terk edilmesi, işi bırakma sayılamayacağından hayat standardı temel göstergelerinin tam ofarak uygulanması gerekir. İstemin Özeti: Otobüs işletmeciliği işi île uğraşan davacının 1992 takvim yılı beyannamesinde beyan ettiği kazancının hayat standardı temel göstergelerine göre düşük olduğundan bahisle belirlenen matrah farkı üzerinden adına ikmalen salınan gelir vergisi, geçici gelir vergisi ile kesilen kusur cezaana karşı açılan davayı; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 116. maddesine 3689 sayılı Kanunla eklenen geçici 35. maddesinin 2/f bendinde: götürü usulden gerçek usule geçen mükellefler de dahil olmak üzere, yeni işe başlayan mükelleflerde temel gösterge tutan işe başlanılan yılda mükellefin faaliyette bulunduğu, yörede uygulanan temel gösterge tutarının yansının.dikkate alınması suretiyle uygulanacağınin hükme bağlandığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 161. maddesinde, vergiyetabi olmayı gerektiren muamelelerin tamamen durdurulması ve sona ermesinin işi bırakmayı ifade edeceği, işlerin herhangi bir sebep yüzünden geçici bir süre durdurulmasının işe işi bırakma sayılmayacağının açıklandığı, olayda davacının otobüs işletmeciliği faaliyetini terk ettiği, başka bir anlatımla vergi ve mükellefiyetle ilgili işlemlerini bıraktığının 15.12.1991 gün ve E:33/45 sayılı yoklama fişiyle tespitli olduğu, tekrar aynı işe 15.1.1992 tarihinde başladığının 13.2.1992 gün ve E:42/45 sayılı,yoklama fişiyle tespit edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda davacının işini terk edip işi terk dilekçesi vererek faaliyetini sona erdirdikten sonra ve aradan belli bir süre geçirilerek mükellefiyetinin yeniden başlatılmasının yeni işe başlama olarak kabul edilmesi gerektiği, dolayısıyla hayat standardı temel gösterge tutarının yansının uygulanması gerekirken tam olarak uygulanmasında kanuna uyarlık görülmediği gerekçesiyle kabul ederek tarhiyatı terkin eden Vergi Mahkemesinin 21.4.1994 gün ve E:1993/1688, K:1994/463 sayılı kararının; hayat standardı esasında ilk defa işe başlayanlara gösterge tutarının yansının uygulanması esasinin mükelleflere bir defaya mahsus olarak getirilen bir hüküm olduğu, tekrar işe başlayan mükelleflerin hukuki durumunun artık yeni mükellefiyet değil, tekrar mükellefiyete dönme olarak kabul edilmesi gerektiği ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa 3689 sayılı Kanunun 7. maddesiyle eklenen geçici 35. maddesinin 1. fıkrasında. 1.1.199031.12.1999 tarihleri arasında gerçek usulde gelir vergisine tabi ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabının bu maddede belirtilen hayat standardı esasına tabi olduğu, aynı maddenin 6. fıkrasında da, bu maddenin yürürlükte olduğu tarihlerde, Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 116. maddesinin bu maddeye aykırı hükümlerinin uygulanamayacağı açıklanmış bulunmaktadır. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 161. Maddesinde, vergiye tabi olmayı gerektiren muamelelerin tamamen durdurulması ve sona ermesinin işi bırakmayı ifade ettiği, işin herhangi bir sebep yüzünden geçici bir süre için durdurulmasının ise, işi bırakma sayılmayacağının kabul edildiği, öte yandan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3689 sayılı Kanunun 7. maddesiyle eklenen geçici 35. maddesinin 2/f fıkrasında da, götürü usulden gerçek usule geçen mükellefler de dahil olmak üzere, yeni işe başlayan mükelleflerde temel gösterge tutarının; işe başlanılan yılda mükellefin faaliyette bulunduğu yörede uygulanan temel gösterge tutarının yansı olarak dikkate alınacağı hükme bağlanmıştır. Dava dosyasındaki belgelerin incelenmesinden, otobüs işletmeciliği faaliyetini terk ettiği 15.12.1991 tarihli yoklama fişiyle saptanan davacının aynı işine 15.1.1992 tarihinden itibaren başka bir otobüs satın alarak yeniden başladığı anlaşıldığından, çok kısa bir süre işin terk edilmesi, işi bırakma sayılmayacağından davacının yeni işe başlayan mükellefler gibi hayat standardı esasına tabi tutulmasında temel gösterge tutarının yansının uygulanması gerektiği yolunda verilen mahkeme kararında kanuna uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararınin bozulmasına, oybirliğiyle karar verildi.