Dairesi
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU E. 1994/278
Karar No
1995/147
Esas No
1994/278
Karar Tarihi
28-04-1995

T.C.

DANIŞTAY

VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU

o İNDİRİM (Yevmiye Defterlerine Kaydedilmeyen İndirimlerin Geçersizliği)

o KATMA DEĞER VERGİSİ İNDİRİMİ (Yasal Defterlere Kayıt Mecburiyeti)

o YASAL DEFTERLERE KAYIT (Katma Değer Vergisi İndirimi)

o İNDİRİM (Katma Değer Vergisinin İndirimi - Yevmiye Defterine İşlenmesi Mecburiyeti)

o KATMA DEĞER VERGİSİ İNDİRİMİ (Fatura ve Belgelerdeki Katma Değer Vergisinin İndirilebilmesi İçin Yevmiye Defterine kaydı gerektiği)

o DEFTERLERİN BİLGİSAYARLA TUTULMASI (Katma Değer Vergisi İndirimi - Fatura ve Belgelerdeki KDV nin Yevmiye Defterine Yazdırılmış Olması Gerektiği)

o BİLGİSAYAR ORTAMINDA TUTULAN YEVMİYE KAYITLARI (Katma Değer Vergisi İndirimi - Yevmiye Defterinin Yazdırılması Gerektiği)

Özet : Katma değer vergisi matrahından yapılacak indirimlerin yevmiye defterine işlenmesi zorunludur, yıllık bilançonun bilgisayarla tutulan muhasebe fişlerine dayanılarak matrah indirilemeyeceği hakkında.

İstemin Özeti: Yıllara yaygın inşaat işiyle uğraşan yükümlünün işlemleri, katma değer vergisi yönünden incelenmiştir. İnceleme sırasında, yevmiye defterinin 1.1.1986 günlü açılış kaydından sonra hiç işlenmediği, envanter defterine 31.12.1986 günlü bilançonun kaydedildiği, defteri kebirin kayıt görmediği ancak, günlük kasa defterine 1.1.1986-27.10.1986 günleri arasındaki kasa ile ilgili işlemlerin kaydedildiği saptanmıştır.

Bu saptama uyarınca ve yapılan hesap incelemesi sonuçlarına göre davacı adına 1986 yılının Temmuz ayı için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır.

Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen vergi mahkemesi tarhiyatı kaldırmış, verilen karar vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.

Danıştay Yedinci Dairesi temyiz başvurusunu sonuçlandıran K: 1993/2003 sayılı kararında; Vergi Usul Kanunu'nun 152 nci maddesinde bilanço esasında yükümlülerin, yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri ve günlük kasa defteri tutmalarının öngörüldüğü, aynı yasanın mükerrer 185 inci maddesinde günlük kasa defterinin işletmenin kasa ile ilgili işlemlerinin günü gününe yazıldığı bir defter olarak tanımlandığı, 3065 sayılı Yasanın "Kayıt Düzeni" başlıklı 54 üncü maddesinde; katma değer vergisi mükelleflerinin tutulması zorunlu defter kayıtlarını, bu verginin hesap ve denetimine olanak verecek biçimde düzenlemelerinin öngörüldüğü ve buna ilişkin asgari koşulların belirtildiği, davacının, indirim konusu yapılan vergileri, Vergi Usul Kanunu'nun 182 nci maddesinde belirtilen defterlerden sadece kasa defterine kaydettiği, diğer defterlerde bu yolda kayıt yapmadığının anlaşıldığı kasa defterinin, 3065 sayılı Yasanın 54 üncü maddesinde kayıt düzeni için öngörülen bilgileri içeren nitelikte bir defter olmadığı, sadece kasa defterine yapılan kaydın yeterli görülerek tarhiyatın kaldırılmasında hukuksal isabet bulunmadığı, 3065 sayılı Yasanın 34 üncü maddesinin 2 nci fıkrasının tanıdığı yetkiye dayanılarak yürürlüğe konulan 15, 22, 24 ve 25 sayılı Genel Tebliğlerde yapılan açıklamalardan, 3065 sayılı Yasanın 20 nci maddesinin dördüncü fıkrası ve 23 üncü maddesindeki durumlar dışında belgelerde ayrıca gösterilmeyen verginin indirilemeyeceği sonucuna varıldığı gerekçesiyle vergi mahkemesi kararını bozmuştur.

Bozma kararına uymayan Ankara 6. Vergi Mahkemesi; 3065 sayılı Yasanın indirime ilişkin düzenlemeyi içeren 34 üncü maddesinde ödenen katma değer vergisinin belgelerde gösterilmek dışında bu belgelerin yasal defterlere kaydını öngören kuralının amacının, ödenen verginin belgelendirilmesi olduğu, inceleme raporu ve eki tutanaktan davacının bu işlemleri kasa defterine kaydetmekle beraber yevmiye defterine işlemediği ancak, yıl içindeki tüm işlemlerini bilgisayarla tutulan muhasebe fişlerine yazdığı ve bilançosunu buna göre saptadığının anlaşıldığı, raporda bu muhasebe işlemleri ve dayanaklarının tersine bir saptama yapılmadığı ve ödenen ve tahsil olunan katma değer vergilerinin de açık bir şekilde saptanabildiği, yevmiye defterine kayıt yapılmamış olmasının, dönem içinde ödenen verginin mahsubunu engelleyici nitelik taşımadığı, bilgisayarla muhasebe tutan yükümlünün işlemlerini belgelendirdiği, öte yandan, katma değer vergisi ayrıca gösterilmemekle birlikte bu vergi dahil edilerek fatura edilen mal ve hizmetlerin işletmenin ihtiyacı için parekende olarak mı yoksa toptan alınan mal ve hizmetler mi olduğu yönünden bir tesbit yapılmadığı, davacının bu gibi mal ve hizmetler nedeniyle katma değer vergisi ödediğinin ihtilafsız olduğu, vergi oranları uygulanarak da ödenen vergi miktarı saptanabildiğine göre hesaplanan vergiden mahsubedilebileceği gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.

Direnme kararı, vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Kıdemli Tetkik Hakimi S.K.'nin Düşüncesi: Yıllara yaygın inşaat işiyle uğraşan ve bilanço esasına göre defter tutan yükümlünün, sadece günlük kasa defterine kasa ile ilgili işlemlerini günü gününe işlediği, yevmiye defterinde açılış kaydından sonra hiçbir işlemin kaydedilmediği, envanter defterine, bilgisayarla tutulan muhasebe fişlerine göre çıkarılan yılsonu bilançosunun yazıldığı, defteri, kebiri işlemediği saptanmış ve 1986 yılının Ocak-Ekim aylarında alış belgelerini tutulması zorunlu defterlere kaydetmemiş olması nedeniyle Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 34 üncü maddesinin (1) işaretli bendinde indirim yapılabilmesi için gerekli koşula uymadığı sonucuna varılmıştır. Sözü geçen kuralda, alış belgelerinde ayrıca gösterilmiş olan katma değer vergisinin, vergiye tabi işlemler nedeniyle hesaplanan vergiden indirilebilmesi için bu belgelerin yasal defterlere kaydı koşulu öngörülmüştür. Aynı yasanın 54 üncü maddesinde, en az hangi bilgileri de kapsayacak şekilde düzenlenmesi gerektiği belirtilerek, tutulması zorunlu defter kayıtlarının, bu verginin hesap ve denetimine olanak tanıyacak şekilde düzenlenmesi gereğine değinilmiştir.

Bu iki kuralın birlikte değerlendirilmesinden, alış belgelerinde ayrıca gösterilen katma değer vergisinin, yasal defterlere kaydedilmiş olması koşuluna bağlanarak indirimi aranmakla, yüklenilen katma değer vergisinin hesabı ve denetiminin sağlanmak istendiği sonucuna varılmaktadır.

Olaydaki temel uyuşmazlık; bilgişayarla tutulan muhasebe fişleri ile işlem yürüten yükümlünün, alış belgelerini yevmiye defterine kaydetmemiş olmasının indirim imkanını kaldırıcı nitelik taşıyıp taşımadığı noktasındadır. Zira günlük kasa defterine, kayıt zamanına uyularak yapılan kayıt, bu defterin yapısı ve niteliği itibarıyla katma değer vergisinin indirimine yeterli değildir.

Bilindiği gibi yevmiye defteri, Vergi Usul Kanunu'nun 183 üncü maddesinde de açıklandığı üzere kayda geçirilmesi gerekli tüm işlemlerin tarih sırasıyla ve madde halinde düzenli olarak yazıldığı, defteri kebirde yer alan muhtelif hesaplara temel oluşturan bir defterdir, 213 sayılı Yasanın 183 üncü maddesinin 3239 sayılı Yasa ile değişmeden önceki metninde, işleri yevmiye defteri tutulmasına imkan vermeyecek derecede geniş olan büyük mali, ticari veya sınai kuruluşların, hareketli yapraklı yevmiye defteri kullanmalarına Maliye Bakanlığınca izin verilebileceği kuralı, değişiklikten sonra izin koşulu aranmaksızın yükümlülerin seçimine bırakılan bir uygulama olarak kabul edilmiştir.

Her ne kadar inceleme raporuna ek tutanakta, bilgisayarla muhasebe düzenleme konusunda Maliye Bakanlığından ihtilaflı yılı izleyen yılda izin istendiği yazılı ise de 3239 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte izin koşulu kaldırılmış olduğundan, yükümlünün seçimini hu yolda kullanmasının anılan kurala aykırı olmadığı açıktır.

Yevmiye defteri ve tutulması zorunlu defterlerin dileyen yükümlülerce hareketli yapraklı olarak kullanılmasına ilişkin sözü geçen değişikliği yapan 3239 sayılı Yasanın 16 ncı madde gerekçesinde, modern vergiciliğin gereği olarak kabul edilen otomasyon uygulamasının vergi mükelleflerince kolayca uygulanabilmesini sağlamak amacıyla bu konuda Maliye Bakanlığından izin alma zorunluluğunun kaldırıldığı ifade edilmiştir. Gerekçedeki bu açıklama, bilgisayarla tutulan muhasebe fişlerine kaydın yeterli görülmesini gerektirmektedir.

Öte yandan Vergi UsulKanunu'nun 219 uncu maddesinin (b) bendinde de, kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri, primonato veya bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan belgelere dayanarak yürüten müesseselerde muamelelerin bunlara işlenmesi deftere kayıt hükmünde kabul edilmiştir. Her ne kadar ikinci cümlede, bu kayıtların, işlemlerin esas defterlere 45 günden daha geç intikal ettirilmesine cevaz vermeyeceği belirtilmişse de, 183 üncü madde değişikliğine yol açan günümüzün teknolojik gelişimi ve yasal düzenlemelerden çok daha hızlı değişimi ile vergi idaresinin özellikle katma değer vergisi uygulamasında ödeme kaydedici cihaz kullanma zorunluluğunu yaygınlaştırma eğiliminin etkisi yanında, genel olarak defterlerin bilgisayarla tutulmasına duyulan gereksinme gözönüne alındığında; yevmiye defterinin içerdiği tüm bilgileri kapsadığı ve 3065 sayılı Yasanın 54 üncü maddesinde aranan bilgileri içerdiği anlaşılan bilgisayarla tutulan muhasebe fişlerinin katma değer vergisinin hesap ve denetimine olanak verecek şekilde düzenlendiği, bu kayıtların niteliği gereği ayrıca yetkili amirlerin imza veya parafına ihtiyaç göstermediği, bu yüzden aynı bilgilerin bir kez de yevmiye defterine geçirilmesinin biçimsel bir tekrardan ibaret kalacağı anlaşılmaktadır.

Vergi inceleme elemanının da, bu saptamaların tersine bir tesbit ve eleştirisi olmamış, ikmalen uygulanan tarhiyata ilişkin matrah, sunulan muhasebe fişleri esas alınarak bulunmuştur.

3065 sayılı Yasanın 34 üncü maddesinin (2) işaretli bendinde tanınan yetki uyarınça Maliye Bakanlığı tarafından genel tebliğlerde yapılan düzenlemelerde, alış begelerinde ayrıca gösterilmeyen katma değer vergisinin indiriminin, özel matrah şekilleri adı altında belirlenen durumlar ile verginin tarifeye göre veya biletle tahsil edildiği durumlara özgülendiği görülmektedir. Tebliğlerde, bunun dışındaki hallerde vergiyi indirim konusu yapacakların alış belgelerinde verginin ayrıca gösterilmesini istemeleri gereğine de değinilmiştir. Yasal ve yönetsel düzenlemelerdeki bu açıklık karşısında alış belgelerinde ayrıca gösterilmeyen katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı sonucuna varılmaktadır.

Bu nedenlerle ısrar kararının bu son konudaki hüküm fıkrası yönünden bozulması, diğer hüküm fıkrası yönünden ise temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Y.Y.'nin Düşüncesi: Uyuşmazlık yükümlünün 14.11.1986 tarihine kadar olan işlemlerinin kasa defterine işlenmekle beraber yevmiye defterine kayıt edilmediğinin inceleme sonucu düzenlenen raporla tespiti üzerine yapılan kaçakçılık cezalı tarhiyattan kaynaklanmaktadır.

Olayda; ihtilaflı dönemde ödenen katma değer vergisinin tahsil alunan katma değer vergisine mahsubunun 3065 sayılı Kanunun 34 üncü maddesine göre mümkün olmadığı gerekçesiyle yapılan tarhiyatın; sözü geçen maddenin yükümlülerin yurt içinden sağladıkları veya ithal ettikleri mal ve hizmetler için ödedikleri katma değer vergisinin belgelendirilmesi amacını taşıdığı yükümlünün de muhasebe kayıtlarını bilgisayarla tutarak bu hususu yerine getirdiği gerekçesiyle ve dönem matrahını ticari faaliyetin idamesi ile ilgili olmayan fatura tutarı olarak kabulü ile matrah farkının da Vergi Usul Kanunu'nun 344 ile 347 nci maddelerinde belirtilen hadleri aşmadığından kaçakçılık cezasının kusura çevrilmek suretiyle değişiklikle onanmasına ilişkin vergi mahkemesi kararı Danıştay Yedinci Dairesince "İndirim konusu yapılan katma değer vergilerinin 213 sayılı Kanunun 182 nci maddesinde öngörülen kanuni defterlerden sadece kasa defterine kaydının yapılıp, yevmiye defteri ile defteri kebire kaydının yapılmadığının anlaşıldığı, kasa defterinin 213 sayılı Kanunun 185. md. belirtildiği gibi sadece işletmenin kasa ile ilgili muamelelerinin günü gününe yazıldığı bir defter olup, 3065 sayılı Kanunun 54 üncü md. öngörülen kayıt düzenine ilişkin hususları ihtiva edecek bir niteliğe sahip olmadığı gibi, indirim konusu yapılan KDV. ni kanuni defterlere kaydının yapılmasının yasal zorunluk olmasının yanısıra işletmenin gerçek gelir miktarının tespiti açısından da önem taşıdığı" gerekçesiyle bozulmuştur.

Bozma kararından sonra Ankara 6 ncı Vergi Mahkemesi "Dosyadaki vergi inceleme raporu ile buna ekli belgelerden yükümlünün ihtilaflı dönemdeki muamelelerini kasa defterine işlediği, bu defterleri yevmiye defterine kaydetmemekle birlikte yıl içindeki muamelelerin bilgisayarla tutulan muhasebe fişlerine kaydedip, yıl sonu bilançosunu tanzim ve gelir vergisi beyannamesini verdiği, ödenen ve tahsil olunan K.D.V. tutarlarının inceleme elemanınca belgeler üzerinden açık bir şekilde saptandığının anlaşıldığı, raporda yükümlünün bilgisayarla tutulan muhasebe işlemlerinin ve bu işlemlerin dayanağı olan belgelerin aksine bir tespit yapılmadığı ve ihtilaflı dönemde ödenen ve tahsil olunan katma değer vergisi de açık bir şekilde tespit edilebildiği cihetle, hesaplarını bilgisayarla tutan ve bu suretle belgelendiren yükümlünün hesaplarını ayrıca yevmiye defterine kayıt etmemesinin dönem içinde ödenen katma değer vergisinin tahsil olunan katma değer vergisine mahsubuna engel teşkil etmeyeceği, muhasebe işlemleri bilgisayarla tutularak kanunun öngördüğü belgelendirme zorunluğunun yerine getirildiğini belirterek tarhiyatın kaldırılmasına ilişkin ilk kararında ısrar etmiştir.

Ankara Vergi Mahkemesinin ilk kararında ısrar edilmesine ilişkin olarak verdiği ve temyiz istemine konu teşkil eden kararı, 3065 sayılı Kanunun 34 üncü maddesine uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar 2577 sayılı Kanunun 49 uncu maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığından temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

Türk Milleti Adına hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: Yıllara yaygın inşaat işi yapan yükümlü adına, alış belgelerine göre yüklendiği katma değer vergisini, bu belgeleri yasal defterlerine kaydetmemiş olması nedeniyle indirim konusu yapamayacağı ve alış belgelerinde ayrıca gösterilmeyen katma değer vergisinin, hesaplanan vergiden indiremeyeceği görüşüyle salınan katma değer vergisi ve kesilen cezanın kaldırılması yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.

Kurulumuzun E: 1994/280 sayılı dosyasında bulunan vergi inceleme raporuna ek tutanakta yükümlünün, 1986 yılına ilişkin işlemlerini bilgisayarla tutulan muhasebe fişlerine dayanarak yürüttüğü, yevmiye defterinin yıl başı açılış onayından sonra hiç işlenmediği, sadece günlük kasa defterinin işlendiği, yıllık bilançonun bilgisayarla tutulan muhasebe fişlerine dayanılarak çıkarıldığı saptanmış ve işyerinde 14.11.1986 gününde yapılan arama sırasında söz konusu tüm defter ve belgeler inceleme elemanları tarafından alınmıştır.

Taraflar arasındaki uyuşmazlığın bir bölümünü oluşturan ve katma değer vergisi dahil edilmiş bedel içeren alış belgelerine göre yüklenilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı yönündeki tartışmanın, bu belgelerin de yasal defterlere kaydedilmemiş olması nedeniyle bilgisayarla tutulan muhasebe fişlerine göre yürütülen işlemlerin ayrıca yevmiye defterine kaydı gerekip gerekmediğine ilişkin değerlendirmeden sonra yapılması gerekmektedir.

Katma Değer Vergisi Kanunu'nun "Vergi İrdirimi" başlığını taşıyan (1) işaretli fıkrasında yükümlülerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, tersine düzenleme bulunmadıkça kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak, düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri öngörülmüştür.

İndirimin koşulları ise aynı yasanın 34 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin (1) işaretli fıkrasında, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin, alış faturası veya benzeri belgeerde ayrıca gösterilmek ve bu belgeler yasal defterlere kaydedilmek koşuluyla indirilebileceği kurala bağlanmıştır. Bu maddenin (2) işaretli fıkrasında ise fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmesine gerek görülmeyen işlemlerde vergi indiriminin nasıl belgelendirileceğinin Maliye Bakanlığınca saptanması kabul edilmiştir.

Yasanın 29 ve 34 üncü maddelerinin değinilen kuralları karşısında, yüklenilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için 34 üncü maddenin (2) işaretli fıkrası ile tanınan tesbit yetkisi uyarınca Maliye Bakanlığı tarafından yapılan yönetsel düzenlemenin kapsadığı durumlar dışında indirime konu verginin fatura ve benzeri belgelerde hem ayrıca gösterilmesi ve hem de alış belgelerinin yasal defterlere kaydedilmiş olmasının zorunlu olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

Alış faturası ve benzeri belgelerin yasal defterlere kaydedilmiş olması koşulu; kaydı zorunlu belgelerin, yükümlülerin tutulması zorunlu defterlerine kayıt düzenine uyularak yazılmış olmasını ifade etmektedir.

Davacının bilanço esasına göre defter tuttuğu tartışmasızdır. Uyuşmazlığa yol açan tartışma ise onaylanmış yevmiye defterine arama gününe değin hiç işlem kaydedilmemiş olmasıdır. Her ne kadar 1.1.1986 gününde yürürlüğe giren 3239 sayılı Yasanın 16 ncı maddesi ile değişen Vergi Usul Kanunu'nun 183 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, dileyen yükümlülerin hareketli yapraklı yevmiye defteri tutmalarına olanak tanınmış ve bu değişikliğe ilişkin gerekçede, modern vergiciliğin gereği olarak yükümlülerin otomasyon uygulamasına özendirilmesinin amaçlandığı belirtilmişse de, otomasyon uygulayan işletmelerde bilgisayarla işlem yürütülmesi, alış belgelerinin yevmiye defterine kaydı yönündeki zorunluluğu kaldırıcı nitelik taşımamaktadır.

Öte yandan, bilgisayarla tutulan muhasebe fişlerinin, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 54 üncü maddesinde öngörülen ve defter kayıtlarının kapsadığı asgari koşulları taşıması da söz konusu olmadığından; alış belgelerinin bilgisayarla tutulan muhasebe fişlerine geçirilmesi, yüklenilen verginin indirimine yeterli görülmemiştir.

Yevmiye defterine kaydedilmemiş olması nedeniyle alış belgelerinde ayrıca gösterilmeyen katma değer vergisinin, Maliye Bakanlığınca yayımlanan tebliğlerde belirli işlemlerden kaynaklanmadığı anlaşıldığından, indirim konusu yapılmasına olanak bulunmamaktadır.

Bu nedenlerle, Ankara 6. Vergi Mahkemesinin 8.11.1993 günlü ve E: 1993/1357, K: 1993/1191 sayılı kararının BOZULMASINA, 28.4.1995 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

3065 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinde alış belgelerinde ayrıca gösterilmiş olan katma değer vergisinin, vergiye tabi işlemler nedeniyle hesaplanan vergiden indirilebilmesi için belgelerin yasal defterlere kaydını öngörmesinin sebebi, ödenen verginin belgelendirilmesi olduğu, işlemlerini kasa defterine kaydetmekle beraber yevmiye defterine işlemeyen yükümlünün, yıl içindeki tüm işlemlerini bilgisayarla tutulan muhasebe fişlerine yazdığı ve bilançosunu buna göre saptadığı, bu fişlerin yevmiye defterinin içerdiği tüm bilgileri kapsadığı ve her türlü incelemeye açık olduğu anlaşılmaktadır.

Öte yandan 3239 sayılı Yasanın 16 ncı maddesiyle değiştirilen Vergi Usul Kanunu'nun 183 üncü maddesinin değişiklik gerekçesinde de açıkca Maliye Bakanlığından müteharrik yapraklı yevmiye defteri tutmak üzere izin alma zorunluluğunun, modern vergiciliğin bir gereği olarak görülen otomasyon uygulamasının yükümlülerce kolayca uygulanabilmesini sağlamak amacıyla kaldırıldığı belirtilmiştir. Bu düzenlemenin amacı da gözönüne alındığında yükümlünün işlemlerini bu yolla sağlıklı bir şekilde belgelendirdiği sabit olup, ileri sürülen iddialar mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden istemin reddi gerekeceği oyu ile karara karşıyız.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı