T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
o TARHİYAT SONRASI UZLAŞMA (Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Tutanağının Muhatabın Adresine Tebliği)
o TEBLİĞ (Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Tebliği - Mükellefin Bilinen En Son Adresine Tebligat - Uzlaşma Yapılamamış Sayılması)
o UZLAŞMA (Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Tutanağının Mükellefin Bilinen En Son Adresine Tebliği - Uzlaşma Yapılmamış Sayılması)
o TEBLİĞ (Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Davetiyesinin Tebliği)
o UZLAŞMA (Uzlaşma Davetiyesinin Gönderileceği Adres)
Özet : Tarhiyat öncesi uzlaşma davetiyesinin muhatabın bilinen en son adresine tebliğ edilememesi durumunda uzlaşma yapılamamış sayılacağı hakkında.
İstemin Özeti: Üzüm alım ve satımıyla uğraşan yükümlünün 1988 yılı işlemlerinin incelenmesi üzerine adına kaçakçılık cezalı gelir (stopaj) vergisi salınmıştır.
Bu tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen İzmir 3. Vergi Mahkemesi 19.3.1992 günlü ve E:1990/1026, K:1992/258 sayılı kararıyla; vergi inceleme raporu ekindeki tutanakta davacının Tarhiyat öncesi uzlaşma talebinin bulunduğu, davacının bilinen adresinde bulunamaması nedeniyle tarhiyat öncesi uzlaşmaya davet yazısı tebliğ edilemeyince, tarhiyat Öncesi Uzlaşma Yönetmeliğinin 12 nci maddesi uyarınca uzlaşmanın temin edilememiş sayıldığı, Vergi Usul Kanunu'nun 93 ve 103 üncü maddelerine göre, vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden yazıların adresleri bilinenlere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak adresleri bilinmeyenlere ise ilan yoluyla tebliği gerektiği, Vergi Usul Kanunu'nun ek 11 inci maddesine dayanılarak çıkarılan Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Yönetmeliğinin 12 nci maddesinde, bilinen en son adrese uzlaşmaya davet yazısının tebliğ edilememesi halinde uzlaşmanın temin edilememiş sayılacağı ve bu maddenin uygulanmasında posta ile veya memur vasıtasıyla gönderilen yazının tebliğ edilemeyerek geri gelmesinin tebliğ edilememeyi ifade edeceği belirtilmiş ise de bu kuralın Vergi Usul Kanunu'nun 93 üncü maddesinin uzlaşma ile ilgili tebliğ işlemlerine uygulanmayacağı şeklinde yorumlanamayacağı, aksi yorumun, yönetmelik hükmünün kanun hükmü önüne geçirilmesi sonucunu doğuracağı, tarh dosyasından inceleme raporunun 11.9.1990 tarihinde (... Sokak No: ... adresinde) tebliğ edildiğinin anlaşılmasının, yükümlünün bu adresten geçici bir süre için ayrıldığını gösterdiği tarh dosyasındaki bilinen iki adreste yükümlü bulunamayınca, Vergi Usul Kanunu'nun 102 nci maddesi uyarınca ikinci kez aranma yoluna gidilmediğinden, Vergi Usul Kanunu'nun tebliğle ilgili kurallarına uyulmamış olduğu gerekçesiyle, davayı kabul ederek tarhiyatı terkin etmiştir.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi 18.11.1993 günlü ve E:1992/1723, K:1993/3317 sayılı kararıyla; kanun koyucunun Vergi Usul Kanunu'nun ek 11 inci maddesiyle tarhiyat öncesi uzlaşmaya ilişkin esasların bir yönetmelikle düzenlenmesini öngördüğü bu maddeye dayanılarak çıkarılan yönetmelikte tarhiyat öncesi uzlaşmaya çağrı yazısının tebliğine ilişkin ayrı bir kurala yer verildiğinden, bu yazının tebliğinde, Vergi Usul Kanunu'nun tebliğe ilişkin kurallarından ayrı bir düzenlemeye gidildiği tarhiyat öncesi uzlaşma kurumunun kabulündeki amaç vergileme olayını kısa sürede sonuçlandırarak vergiyi bir an önce tahsil etmek ve idare ile yükümlünün anlaşmasına olanak tanımak olduğu dikkate alındığında, uzlaşma aşamasının devleti kamu alacağının tahsili bakımından zarara uğratmayacak derecede kısa yükümlüleri de zora sokmayacak derecede uzun olması gerektiği, yönetmelikte bu tür bir düzenlemenin bulunmaması halinde uzlaşma talebinden sonra yanlış adres gösterilerek uzlaşma aşamasının uzatılabileceği, bunun ise uzlaşmadan beklenen faydaları azaltacağı, kaldı ki, uzlaşma talebinde bulunulmasının bir vergi ödevi değil, yükümlülere tanınan bir hak olduğu, bu nedenle, uzlaşmaya çağrı yazısının davacıya bilinen en son adresinde tebliğ edilememesi üzerine yönetmeliğe göre uzlaşmaya varılamadığı kabul edilerek yapılan tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan İzmir 3. Vergi Mahkemesi 25.2.1994 günlü ve E:1994/167, K:1994/233 sayılı kararıyla; Vergi Usul Kanunu'nun Ek 5 inci maddesinde, uzlaşmanın temin edilemediği hallerin; uzlaşma komisyonunun davetine uyulmaması, uzlaşma tutanağının imzalanmaması veya ihtirazi kayıtla imzalanmak istenmesi olarak sayıldığı ve yönetmelikle yasa kuralının değiştirilemeyeceğini de belirtmek suretiyle, davanın kabulü yolundaki ilk kararda direnmiştir.
Direnme kararı vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
Danıstay Tetkik Hakimi Dr. A.Ö.'nün Düşüncesi: Tarhiyat öncesi uzlaşma yönetmeliği kanunla verilen yetkiye dayanılarak çıkarıldığı ve bu yönetmelikle tarhiyat sonrası uzlaşmadan farklı esas ve usuller belirlendiğinden, yönetmeliğe uygun olarak tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu, bu nedenle aksi yoldaki vergi mahkemesi direnme kararının tarhiyatın esası hakkında karar verilmek üzere bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıstay Savcısı N.Y.'nin Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Türk Milleti Adına hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: Tarhiyat öncesi uzlaşmaya davet yazısının davacının bilinen adresinde bulunamaması nedeniyle tebliğ edilememesi üzerine, Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Yönetmeliğinin 12 nci maddesi uyarınca uzlaşma temin edilememiş sayılarak yapılan kaçakçılık cezalı tarhiyata karşı açılan davayı; tarhiyat öncesi uzlaşmaya davet yazısının Vergi Usul Kanunu'na uygun olarak tebliği yoluna gidilmediği, yönetmeliğin 12 nci maddesindeki düzenlemenin ise Vergi Usul Kanunu'nun tebliğle ilgili kurallarının uygulanmasını önlemeyeceği gerekçesiyle, kabul ederek tarhiyatı kaldıran vergi mahkemesi direnme kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na 205 sayılı Kanunun 22 nci maddesiyle eklenen ve 20.2.1963 tarihinde yürürlüğe giren tarhiyat sonrası uzlaşma kurumunun gerçekleştirmesi beklenen amaçları istenen ölçüde sağlayamaması üzerine, 3239 sayılı Kanunla Vergi Usul Kanunu'na eklenen ek 11 inci maddeyle Maliye Bakanlığına, vergi incelemesine dayanılarak salınacak vergilerle kesilecek cezalarda tarhiyat öncesi uzlaşma yapılmasına izin verme yetkisi tanınmıştır. Anılan maddede; tarhiyat öncesi uzlaşmanın temin edilememiş veya uzlaşma müzakeresinde uzlaşmaya varılamamış olması halinde, mükellefler veya ceza muhatabı olanların verginin tarhından ve cezanın kesilmesinden sonra uzlaşma talep edemeyecekleri ve tarhiyat öncesi uzlaşmaya ilişkin esas ve usullerin yönetmelikle belirtileceği kurala bağlanmıştır.
Vergi Usul Kanunu'nun ek 11 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan ve 16.2.1987 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Yönetmeliğinde; bu kurumun özellikleri dikkate alınarak, uzlaşmanın konusu, komisyonların oluşturulması, uzlaşma talebinin süresi, uzlaşma davetine uyulmaması gibi birçok konuda, tarhiyat sonrası uzlaşmadan kısmen veya tamamen farklı kurallara yer verilmiştir. Dolayısıyla, tarhiyat öncesi uzlaşma tarhiyat sonrası uzlaşmadan farklı bir kurum olarak öngörüldüğünden, tarhiyat öncesi uzlaşma sürecinde, Vergi Usul Kanunu'nun verdiği yetkiye dayanılarak yönetmelikle belirlenmiş özel usul ve esasların uygulanması gerekmektedir.
Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Yönetmeliğinin 12 nci maddesinde; muhatabın bilinen en son adresie uzlaşmaya davet yazısının tebliğ edilememesi halinde uzlaşmanın temin edilememiş sayılacağı kurala bağlanmıştır.
Olayda, tarhiyat öncesi uzlaşma davetiyesinin adres bırakmadan ayrıldığı için yükümlünün iş ve ikametgah adreslerinde tebliğ edilemeyerek geri geldiği, mahalle muhtarı nezdinde yapılan yoklamada da yeni adresin saptanamadığı anlaşıldığından, yönetmelikte öngörülen kural uyarınca uzlaşma temin edilememiş sayılarak inceleme raporundaki öneri doğrultusunda tarhiyat yapılmasında hukuka aykırılık yoktur.
Bu nedenle, yükümlünün kaçakçılık cezalı tarhiyata yönelik iddiaları incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, uzlaşmanın temin edilememiş sayılmasının yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü yolundaki direnme kararı, hukuka uygun bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, vergi dairesi müdürlüğünün temyiz isteminin kabulüyle İzmir 3. Vergi Mahkemesinin 25.2.1994 günlü ve E:1994/167, K:1994/233 sayılı direnme kararının BOZULMASINA, 14.4.1995 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler, bozulması istenen mahkeme kararının dayandığı gerekçeler karşısında yerinde ve kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte değildir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle, karara karşıyız.