Danıştay Onbirinci Daire
Noter kanalıyla yapılan satışlar idarenin bilgisi içinde olduğundan olaya kaçakçılık salınamaz. İstemin Özeti: Yükümlünün Araç satışıyla ilgili olarak beyan ettiği satış bedelinin emsallerine göre düşük bulunması nedeniyle takdir komisyonu kararma istinaden bulunan fark matrah üzerinden 1993 Ocak dönemi için katma değer vergisi salınmış, kaçakçılık cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi 13. 2.1993 gün ve 1993/365, K: 133/500 sayılı kararıyla, uyuşmazlık konusu taşıtın satış bedeli takdir edilirken kasko sigorta değerinden yararlanıldığı, bunun dışında gerçek satış bedelinin tespitine yönelik herhangi bir araştırma yapılmadığından fatura üzerinden beyan edilen katma değer vergisinin aksi ispat edilene kadar geçerli kabul edilmesi icabettiği gerekçesiyle cezalı tarhiyatın kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı idarece, takdir komisyonunca kasko sigorta bedelinin de altında takdir edilen matrah üzerinden yapılan tarhiyatın yerinde olduğu ileri sürülerek kararının bozulması istenilmektedir. Karar: istem, araç satışıyla ilgili olarak beyan edilen satış bedelinin emsallerine göre düşük bulunduğu nedeniyle takdir komisyonu kararma istinaden bulunan fark matrah üzerinin salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisin! terkin eden Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasına ilişkindir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 27. maddesinin 1. fıkrasında, bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerin olması halinde matrahın, işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücreti olduğu, 2. fıkrasında, bedelin emsal bedeline veya emsal ücretine göre açık bir şekilde düşük olduğu ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple açıklanamadığı hallerde de, matrah olarak emsal bedeli veya emsal ücretinin esas alınacağı, 3. fıkrasında, emsal bedeli ve emsal ücretinin Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tespit olunacağı hükme bağlanmıştır. Diğer taraftan, Vergi Usul Kanununun emsal bedeli ve emsal ücreti başlıklı 257. maddesinde, emsal bedel gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değer olarak tanımlanmış, takdir esnasında da takrir komisyonunca maliyet bedeli ve piyasa kıymetleri araştırılmak ve kullanılmış eşya için ayrıca yıpranma dereceleri nazara alınmak suretiyle takdir yapılacağı, takdir edilen bedellere mükelleflerin Vergi Mahkemesinde dava açma hakkının mahfuz olacağı belirtilmiştir. Olayda, davacının taşımacılık işinde kullanıldığı aracım 35.714.285 liradan satarak beyan ettiği, bu bedelin vergi dairesince düşük görülmesi üzerine re'sen takdir yoluna başvurulduğu, takdir komisyonunca 195.535.715 lira takdir edilmesi üzerine fark matrah üzerinden kaçakçılık cezalı tarhiyat yapıldığı anlaşılmıştır. 257 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 20. maddesinin 1. fıkrasında; Danıştay ile idare ve Vergi Mahkemelerinin, bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapacakları, mahkemelerin belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesin! taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilecekleri belirtilmek suretiyle, idari yargı yerlerine geniş bir re'sen araştırma yetkisi tanınmıştır. Bu itibarla, inceleme, elemanınca takdir edilen ve uyuşmazlık konusu cezalı tarhiyatın dayanağım oluşturan bedelin, 3065 sayılı Kanun ile 213 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan maddelerinde tanımı yapılan emsal bedeline uygun olup olmadığmın tespiti amacıyla Ticaret Odası, Şoförler ve Otomobilciler Derneği ile gerekli görülecek başka ilgili merciler nezdinde yapılacak araştırma sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, tarhiyatın yazılı gerekçeyle terkinine ilişkin mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Ancak, araç satışları noter kanalıyla yapıldığı için idarenin bilgisi dışında;alamaya gibi, yükümlü de düzenlediği fatura tutarı üzerinden bir beyanda bulunmakla olayı vergi dairesinin bilgisine sunduğundan, matrah farkı bulunması durumunda kaçakçılık cezası yerine kusur cezası uygulanması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, Edirne Vergi Mahkemesinin 13.12.1993 gün ve E:1993/365, K:1993/500 sayılı kararının yukarıda belirti len hususlar gözönüne alınarak yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına, dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine oybirliği ile karar verildi (*). (*) DÜŞÜNCE: Takdir komisyonunca takdir edilen ve uyuşmazlık konusu kaçakçılık cezalı tarhiyatın dayanağım oluşturan bedelin, 3065 sayılı Kanunun 27. maddesi ile 213 sayılı Kanunun 267. maddesinde tanımı yapılan emsal bedeline uygun olup olmadığı hususunun tespiti amacıyla 2517 sayılı Kanunun 20. maddesi uyarınca re'sen yapılacak araştırma sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, kaçakçılık cezalı tarhiyatın yazılı gerekçe ile terkinine ilişkin mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.