Danıştay Üçüncü Daire
Peşin bir vergi olan geçici verginin yıllık gelir vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilmesi gerekir. İstemin Özeti: Gübre ticareti ile uğraşan yükümlünün 1991 yılma ilişkin olan vergi borçlarının tahsili amacıyla tanzim ve tebliğ olunan ödeme emrine karşı açılan davayı; 6183 Sayılı Kanunun 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde dava konusu edilebileceğinin hükme bağlandığı, hesaplanan verginin 12.10.1992 tarihinde yükümlünün işyerinde bulunan muhasebecisi M'ye tebliğ edildiği ve otuz gün içinde dava konusu yapılmadığı için kesinleştiği ihtilafsız olduğuna göre, böyle bir borcun olmadığından bahisle ödeme emrinin iptalini istemenin yasal açıdan mümkün olmadığı, olayda vergi ihbarnamesinin davacının işyerinde bulunan muhasebecisine tebliğ edildiği, muhasebecinin yükümlünün işyerinde devamlı surette çalışan memuru olmamakla beraber, işyeri ile ilgisi olmayan biri de olmadığı aksine ücret sözleşmesi ile yükümlünün mali işlerini yürütmekle sorumlu olduğundan, işyerinde muhasebeciye yapılan tebliğin yasanın anılan amacına uygun olduğu, bayilik sözleşmelerinde kar oranı sınırlaması olmadığı ve satışlar genelde karşıt incelemeye müsait bulunmadığı halde, gösterdiği gayrisafi kazancın yerinde olduğundan bahisle böyle bir borcunun bulunmadığım ileri süren davacının iddiasının yerinde olmadığı ve ödeme emrinin geçici vergi dışında kalan bölümünün yasaya uygun olduğu, peşin bir vergi niteliğinde olan geçici verginin yıllık gelir vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsubu gerekli olup, mahsup edilmeyen bir geçici verginin vergiye ilişkin bölümünün yerinde olmadığı gerekçesi ile kısmen kabul ederek ödeme emrinin geçici vergiye ilişkin bölümünü iptal eden, diğer bölümleri ise onayan Vergi Mahkemesi kararının; yükümlü tarafından, ihbarnameye ilişkin tebliğin kendisine ait işyerinde değil muhasebecisinin muhasebe bürosunda yapıldığı, muhasebecisinin yasanın aradığı şartlara haiz olmadığım, yani kendisinin yanında ücretli, bordrolu işçisi veya memuru olarak görülmediği, tüm satışların faturalı ve Ziraat Bankası kontrollü olduğu, bu nedenle ortalama kar haddine göre uygulamayarak fark matrah bulmanın yasal olmadığı, vergi dairesi müdürlüğü tarafından ise, mahkeme kararının geçici vergiye ilişkin kısminin yerinde olmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir. Karar: Taraflar temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına oybirliğiyle karar verildi.