Danıştay Üçüncü Daire
Yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerinden elde edilen kazançlar geçici vergi kapsamına girmez. İstemin Özeti: inşaat müteahhitliği faaliyeti ile iştigal eden davacının 1991 takvim yılı beyannamesinde geçici gelir vergisini noksan tahakkuk ettirmesi nedeniyle adına ikmalen salınan geçici gelir vergisi ile kesilen kusur cezasına karşı açılan davayı; 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 3505 Sayılı Kanun'la eklenen mükerrer 120. maddesinde, gerçek usulde gelir vergine tabi kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabının cari vergilendirme döneminin gelir vergisine mahsup edilmek üzere geçici vergi ödemeyeceklerinin, geçici vergi tutarının ise, içinde bulunan yılda verilen yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinin, ticari ve mesleki kazanca (Bu kanunun 42. maddesi kapsamına giren kazançları elde edenlerin bu işlerden sağladıkları kazançlar hariç) isabet eden kısminin yüzde otuzu olduğunun belirtildiği, yine aynı kanunun 2361 Sayılı Kanun'la değişik 42. maddesinde de, birden fazla takvim yılma sirayet eden inşaat ve onarım işlerinde kar ve zararın işin bittiği yıl kati olarak tespit edilip tamamı o yılın geliri sayılarak. mezkür yıl beyannamesinde gösterileceğinin hükme bağlandığı, Maliye Bakanlığı'nca çıkartılan 157 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nin 2/b bölümünde; Gelir Vergisi Kanunu'nun 42. maddesinde yer alan senelere sari inşaat ve onarma işi yapan mükelleflerin münhasıran bu işlemin yanında gerçek usulde gelir vergisine tabi diğer ticari ve mesleki kazançlarının da olması halinde, bu mükelleflerin, senelere sari inşaat ve onarma işinden elde ettikleri kazançları dışında kalan kazançları için geçici vergi ödeyeceklerinin belirtildiği, olayda davacı tarafından gelir vergisi beyananmesinde beyan ettiği gelir vergisi matrahından yıllara sari inşaat ve onarım işlerinden elde ettiği kazanç düşülmek suretiyle kalan miktar üzerinden geçici gelir vergisi tahakkuk ettirildiği halde idare tarafından bu durum dikkate alınmaksızın ikmalen kusur cezalı tarhiyat yapıldığının görüldüğü, oysa yukarıda anılan kanun maddeleri ve tebliğe göre Gelir Vergisi Kanunu'nun 42. madde kapsamında elde edilen gelirlerin geçici vergiden muaf olduğu, idarenin ise davacının yaptığı işin 42. madde kapsamında olmadığı yolunda yapılmış herhangi bir tespitinin bulunmadığı gerekçesiyle kabul ederek tarhiyatı terkin eden Vergi Mahkemesi kararının; davacının beyannamesi üzerinden hesaplanması gereken geçici gelir vergisin! noksan tahakkuk ettirdiği, bu nedenle yapılan tarhiyatın yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenmektedir. Karar: Temyiz edilen Vergi Mahkemesi Kararında, 2577 Sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinin hiçbirisinin bulunmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin reddine anılan mahkeme kararının onanmasına oybirliğiyle karar verildi.