Dairesi
Peşin satılan araç bedellerinin bir kısminin bono karşılığı vade farklarının da alınarak ertelenmesi, taksitlendirme sayılmadığından, vade farklarının tahsil edildiği dönemde KDV matrahına dahil edildiği de ihtilafsız olduğundan, araçların teslim edildiği dönemde KDV’nin beyannameye dahil edil
Karar No
1994/5786
Esas No
1993/4019
Karar Tarihi
23-11-1994
Danıştay Yedinci Daire

Peşin satılan araç bedellerinin bir kısminin bono karşılığı vade farklarının da alınarak ertelenmesi, taksitlendirme sayılmadığından, vade farklarının tahsil edildiği dönemde KDV matrahına dahil edildiği de ihtilafsız olduğundan, araçların teslim edildiği dönemde KDV’nin beyannameye dahil edilmesi gerekeceği görüşü yerinde değildir. İstemin Özeti: 1987 yılı hesaplarının incelenmesi sonucu, motorlu araç satış bedellerinin bir kısminin, söz konusu araçların teslim edildiği dönemde kayıtlara intikal ettirilmediği ve bu döneme ait katma değer vergisi beyannamesine dahil edilmediğinin tespiti üzerine Mart dönemi için yükümlü şirket adına salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ve dahili tevkifatı: bayi sıfatıyla otobüs ve kamyon satışı işiyle uğraşan davacı şirketin, araçların satışım peşin olarak yaptığı, satış faturasını buna göre düzenleyip hasılatın tamamım satış tarihinde kayıtlarına intikal ettirdiği, ancak bu işlemler yanında alıcı ile şirket arasında imzalanan satış protokolü uyarınca alıcının talep etmesi halinde ödeme konusunda erteleme olanağının verildiği, bu durumda ise Borçlar Kanunu’nun 222. ve müteakip maddelerine göre bir taksitlendirme işlemi söz konusu olmayıp, ertelemeden söz edilebileceği erteleme halinde oluşacak vade farkları için bonolar düzenlenmesinin dahi bu olguyu değiştirmeyeceği, nitekim söz konusu bonoların tahsil için bankaya verilmediği gibi Vergi Usul Kanununun 281. maddesi uyarınca reeskont işlemine tabi tutulmamasının da bunların teminat senedi vasfında olduğunu gösterdiği, kaldı ki, sözü edilen bonolarda yazılı tutarların tahsil edildiği dönemde şirket kayıtlarına intikal ettirildiği ve ilgili dönem katma değer vergisi beyannamesine dahil edildiği hususunun da ihtilafsız olması nedeniyle, bono bedellerinin taksitli satış tutarı kabul edilerek araçların satış tarihi itibarıyla beyan edilmesi gerektiğinden bahisle re’sen kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ve dahili tevkifat salınmasında isabet görülmediği gerekçesiyle kaldıran Ankara 7. Vergi Mahkemesinin 29.4.1993 Günlü, E: 1992/859; K: 1993/739 Sayılı kararının; inceleme raporuna dayanılarak yapılan kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ve dahili tevkifat tarhiyatında isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının bozulmasın] sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine, kararın onanmasına oyçokluğu ile karar verildi. ayrışık OY: ’ 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 20. maddesinin 1. fıkrasında, ’Teslim ve hizmet işlemlerinde matrah, bu işlemlerin karşılığım teşkil eden bedeldir.’ denilmiş, 2. fıkrasında; ’Bedel deyimi, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para île temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamım ifade eder.’ hükmüne yer verilmiş, aynı Kanunun 24. maddesinin (c) fıkrasında ise; vade farkı, fiyat farkı, faiz, pirim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzeri adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerler, vergi matrahına dahil edilecek unsurlar arasında sayılmıştır. Olayda, yükümlü şirket tarafından yapılan motorlu araç satışlarında; satış ve teslim tarihlerinde, vade farkı ile aracın peşin fiyatının ödenen kısmı dışında kalan borca ilişkin tutarları içeren ve muhtelif vade tarihlerine göre düzenlenen senetlerin müşteriden alındığı ihtilafsız olup, yükümlü kurum ile müşterileri arasında düzenlenen sözleşmedeki taksit sayılarının ve müşterilerden alman senet bedellerinin farklı oluşu, bunların borç senedi olduğunu göstermekte, dolayısıyla, motorlu araç satışlarının, davacı kurumun iddia ettiği gibi peşin satış niteliğinde olmayıp, taksitli satış olduğu anlaşılmaktadır. Zira, taksitli satış, Borçlar Kanununun 222. ve devamı maddelerinde açıklandığı gibi, satılan malın müşteriye derhal verilmesi ve bedelinin de belirli zamanlarda (vadelerde) ödenmesi halidir. Öte yandan, ticari taşıtları alan kişilerin inceleme elemanına verdiği ifadeler ve yükümlü kurum tarafından taşıt alıcılarının adlarına cari hesaplar açılması, satılan araçlar üzerine satış ve teslim tarihlerinde haciz koydurulması da satışın vadeli olduğunu gösteren diğer açık delillerdir. Bu itibarla, yukarıda açıklanan kanun hükümleri uyarınca, vade farklarının matraha dahil edilmesi suretiyle yapılan tarhiyatta isabetsizlik bulunmadığından, vergi dairesi temyiz isteğinin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşüncesiyle karara katılmıyorum.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı