Dairesi
Asıl faaliyet konusu imalat olan şirketin iştirak hissesi alımında kullanılan banka kredileri için ödenen faizlerin öz sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz niteliğinde değildir.
Karar No
1994/5559
Esas No
1994/4049
Karar Tarihi
23-11-1995

Danıştay Üçüncü Daire

Asıl faaliyet konusu imalat olan şirketin iştirak hissesi alımında kullanılan banka kredileri için ödenen faizlerin öz sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz niteliğinde değildir. Davacı şirketin 1992 yılı işlemlerinin incelenmesi sonunda, iştirak hissesi alımında kullanılan banka kredileri için ödenen faizin gider olarak kaydedilemeyeceği belirtilerek hesaplanan matrah farkı üzerinden re'sen kurumlar vergisi salınmış, kaçakçılık cezası kesilmiştir. .....2.Vergi Mahkemesinin 8.4.1994 Günlü ve E:1993/382, K:1994/79 Sayılı kararıyla Gelir Vergisi Kanunu'nun 40. maddesinin 1 numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, safi kazancın tespitinde indirilmesinin kabul edileceğinin öngörüldüğü, davacı şirketin dosyada bulunan ana sözleşmesinin 'Maksat ve Mevzu' başlıklı 3. maddesinde şirketin asıl faaliyet konusunun imalat olmakla birlikte konusuyla ilgili alanlarda başka şirketlere katılabileceği ve iştirak hisselerini alabileceği de belirtilmekte ise de, bunun ancak şirketin ticari ve mali yapışım güçlendirmek ve böylece karlılığın artırılması gayesini içerdiği, zaten şirketin mali durumu dikkate alındığında ana sözleşmede belirtilen amaçlarının hepsini gerçekleştirmesinin mümkün olmadığının görüldüğü, bu sebeple şirketin asıl faaliyet konusu olan imalat için gereksinim duyduğu kredi dikkate alındığında dönem başındaki sermaye yapısının yeterli olduğunun ve kullanılan kredinin çok az bir kısmına gerek bulunduğunun anlaşıldığı, bu itibarla davacı şirketin ve hisseleri alınan şirketlerin sermaye yapıları ve birbirleriyle olan ortaklık ilişkileri dikkate alındığında, iştirak hissesi alımında kullanılan banka kredilerinin gerçekte şirketin kendi sermaye yapışım güçlendirmeye yönelik olarak kullanıldığı sonucuna ulaşıldığı, bu durumda şirketçe mal maliyetine satılan ve gidbı ,cizııan kredi faizlerinin aslında Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 15/11. maddesinde belirtilen sermayeye yürütülen faiz niteliğinde olması sebebiyle gider olarak dikkate alınmasının kanunen mümkün olmadığı, dolayasıyla bu yönden hesaplanan matrah farkında isabetsizlik bulunmadığı, ancak matrah farkının tespit seli ile konunun yoruma açık bulunması nedeniyle salınacak vergiye kaçakçılık cezası yerine kusur cezası uygulanması gerektiğine karar verilmiştir. Davacı temyiz dilekçesinde, iştirak hissesi alınlarının şirketin ağırlıklı uğraşlarından olduğunu, hesaplanan kredi faizinin gider kaydında kanuna aykırılık bulunmadığım, Vergi Dairesi Müdürlüğü temyiz dilekçesinde ise, re'sen salınan vergiye kaçakçılık cezası uygulanması gerektiğini ileri sürerek, mahkeme kararının bozulmasını istemektedirler. Karar: Uyuşmazlık, davacı şirketin iştirak hissesi alımında kullandığı banka kredileri için ödenen faizlerin öz sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz niteliğinde olup olmadığı hususunun belirlenmesine ilişkindir. Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 15/1. maddesinde; öz sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizlerin, kurum kazancının tespitinde indiriminin kabul edilmeyeceği belirtilmiş, aynı Kanunun kurum kazancının tespiti esasları yönünden 13. maddesiyle yollama yaptığı Gelir Vergisi Kanunu'nun 41/3. maddesinde de, teşebbüs sahibinin işletmeye koyduğu sermaye için yürütülecek faiz ödemelerinin gider olarak indirilmesinin kabul edilmeyeceği hükmüyle paralellik sağlanmıştır. Öz sermaye üzerinden ödenen faizlerin matrahtan indirilemeyeceği kuralı kurum ortak veya sahiplerinin koydukları sermayenin kar payı dışında nemalandırılmasının mümkün olmadığım ifade eder. Dava konusu olayda tenkit konusu yapılan kredi faizlerinin kurumun bilanço karı yanında tahvim ihracıyla sağlanan dış kaynaklarla beraber bankalardan temin edilen kredilerden ileri geldiği ihtilafsızdır. Buna göre karşılıklı ortaklık ilişkileri mevcut olsa bile, faizlerin mühsarına öz sermayenin nemalandırılmasına yönelik olduğu söylenemez. Sözkonusu iştirak hissesi alınlarının şirketin ana sözleşmesinde belirtilen amaçlara uygun olarak ve Ticaret Kanunu hükümlerine aykırılır göstermeksizin yapıldığı açıktır. Kaldı ki ilgili yıl bilançosunun incelenmesiyle şirketin karlılık gösteren en büyük faaliyetinin bu hisse alımlarına ilişkin olduğu görüldüğüne göre, asıl faaliyet konusunun imalat amacına yönelik olduğunu söylemek ve buna göre değerlendirme yapmak mümkün değildir. Söz konusu faizlerin, normal ve mutad ticari ilişkilerden kaynaklanması yanında şirketin ana sözleşmesine ve Gelir Vergisi Kanunu'nun 40/1. maddesinde belirtilen ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi amacına uygun bir ödeme olması nedeniyle genel gider olarak dikkate alınmasında kanuna aykırılık bulunmamaktadır. Kredi faizlerinin genel gidere yazılmayı? imal edilen mal maliyetine intikali suretiyle kayıtlanmış olmasında da idare aleyhine ' sonuç doğurucu bir durum Sözkonusu değildir. Bu nedenlerle, vergi dairesi temyiz isteminin reddine, davacı temyiz isteminin kabulü ile ......2 Vergi Mahkemesinin 8.4.1994 Günlü ve E:1993/382, K:1994/79 Sayılı kararının bozulmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 350.000 lira vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı vekiline verilmesine 23.11.1994 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı