|
Dairesi
Sahte faturalara istinaden yapılan indirimler kabul edilmez. İstemin Özeti: Zirai mahsul alım ve satımı işiyle iştigal eden yükümlünün 1985 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen inceleme raporuna istinaden adına salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisini; yükümlünün muhteviyatı itibar
|
|
Karar No
1994/526
|
|
Esas No
1991/6109
|
|
Karar Tarihi
08-02-1994
|
|
|
Danıştay Yedinci Daire
Sahte faturalara istinaden yapılan indirimler kabul edilmez. İstemin Özeti: Zirai mahsul alım ve satımı işiyle iştigal eden yükümlünün 1985 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen inceleme raporuna istinaden adına salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisini; yükümlünün muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanmak suretiyle haksız katma değer vergisi indirimi yaptığından bahisle cezalı tarhiyat yapılmış ise de, uyuşmazlığa konu edilen alımları nedeniyle yaptığı ödemeler için aldığı faturaların, zirai mahsul alıp satmak üzere vergi dairelerinde gerçek usulde mükellefiyet tesis ettirip fatura bastıran ve noterden tasdik ettiren kişiler tarafından düzenlendiği fatura nizamı yönünden bu belgelerin Kanuna ve usule uygun olduğu, faturayı düzenleyen kişilerin inceleme elemanına verdikleri ifadelerde, yükümlüye mal teslim etmedikleri, sahte fatura düzenleyip verdikleri yolunda bir beyanlarının bulunmaması, ayrıca ara kararı cevabı olarak Tarsus Ticaret Borsasınca mahkemelerine gönderilen borsa alım satım beyannamelerinde, sözkonusu alışların borsaya tescil ettirilmek suretiyle yapıldığının anlaşılması karşısında, yükümlünün indirimde kullandığı faturalırın sahte olmadığı sonucuna varıldığından, cezalı tarhiyatta isabet görülmediği gerekçesiyle terkin eden Vergi Mahkemesinin 31.7.1991 Günlü ve 1991/349 Sayılı Kararının; aldığı faturaların muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olduğu, bu itibarla indirim konusu yapılan bu faturalardaki katma değer vergilerinin cezalı olarak istenilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin (a) bendinde, ma teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması vergiyi doğuran olay kapsamında sayılmış, 29. maddesinin 1. fıkrası (a) bendinde de, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinde, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak, düzenelenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri hükme bağlanmıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin (B) bendinde belirtildiği üzere, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Bu kuralın bir gereği olarak, yükümlülerin Katma Değer Vergisi Kanunu’nun sözü edilen 29. maddesinde belirtilen vergi indiriminden yararlanabilmelerinin ön şartı, kendilerine yapılan teslim ve hizmetlerle ilgili fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması, bir başka anlatımla, yükümlü tarafından vergi indirimine konu teşkil eden mallar için gerçekte katma değer vergisi ödenmiş olmasıdır. Gerçekleşmemiş teslim ve hizmetler dolayısıyla bir vergi ödenmesi ve bunun sonucu Olarak da bir vergi indirimi söz konusu edilemeyeceğinden, indirime dayanak teşkil eden faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmağı hususunun saptanması, anlaşmazlığın çözümü bakımından önem arz etmektedir. Düzenlenen bir faturanın, gerçek dışı (naylon) olup olmadığının saptanması ise, bu faturanın düzenlenmesine tekaddüm eden alım satım kademelerindeki bütün işlemlerin incelenmesine bağlıdır. Dosyada mevcut inceleme raporu, ekli tutanaklar, karşıt inceleme raporları, diğer bilgi ve belgelerin incelenmesinden; ihtilaflı dönemlerde yükümlüye fatura düzenleyen 13 şahıs nezdinde yapılan araştırmalarda, bu şahıslardan çoğunun tacirin asgari vasıflarına sahip olmadıkları, gerek ticari faaliyetlerini n süresi, gerekse sermaye durumları itibarıyla günümüz şartlarında saptanan hacimlerde ticaret yapmalarının mümkün olmadığı, zaten bu şahısların büyük miktarda fatura düzenlemelerine karşın, vergileme ödevlerinin çok az bir bölümünü yerine yerine getirdikleri, gelir ve katma değer vergisi beyannamelerin’i ya hiç vermedikleri, yahut kesilen faturalarla kıyaslanmayacak oranda düşük miktarlar beyan ettikleri, bu miktarları dahi ödemedikleri, bu kişilerden bazılarının kestikleri faturalardaki amblemin standartlara uymadığı, yine anılan şahısların bir çoğunun bildikleri adreslerin sahte olduğu, çeşitli araştırmalara rağmen bulunamadıkları, çevrelerinde tanınmadıkları, bazısının defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediği, bazılarının ise sahte belge düzenlediklerini itiraf ettikleri, bu şahıslardan birisini Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan 7 Seri No’lu İç Genelgede naylon fatura düzenleyenler arasında sayıldığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, faturaları düzenleyenlerin vergi mükellefi olmaları, faturaların biçimi yönünden yasaya uygun olarak düzenlenmesi ya da zirai ürünlerin borsaya tescilli, sevk irsaliyelerinin bulunması gibi işlemlerin yapılmış olması, yukarıda yer alan aksi yöndeki tespitler karşısında gerçek bir alım satıma dayandığım kanıtlayacak mahiyette bulunmamaktadır. Bütün bu inceleme ve tespitler karşısında, indirime konu katma değer vergisi ile ilgili fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtmadığı ve buna göre de kanunun öngördüğü anlamda mal tes limi ve katma değer vergisi ödemesi yapılmadığı sonucuna varıldığından, mahkemece, yukarıda açıklanan tüm hususlar birlikte irdelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerekli iken, yazılı gerekçe île verilen kararda isabet görülmemiştir. . Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile bütün bu hususlar dikkate alınarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulmasına karar verildi.
|
|