Dairesi
Herhangi bir mal satmadan içeriği itibariyle sahte belge kullanmak suretiyle ödemesi gereken zirai stopajı ödemeyen mükelleften bu vergilerin alınması yerindedir.
Karar No
1994/4609
Esas No
1994/1771
Karar Tarihi
28-12-1994

Danıştay Üçüncü Daire

Herhangi bir mal satmadan içeriği itibariyle sahte belge kullanmak suretiyle ödemesi gereken zirai stopajı ödemeyen mükelleften bu vergilerin alınması yerindedir. İstemin Özeti: Davacı şirket adına Nisan1990 ayma ait işlemlerinin incelenmesi sonucunda üreticilerden satın aldığı ürünler için müstahsil makbuzu düzenlemeyerek içeriği itibariyle yanıltıcı fatura kullanıldığının tesbit edilmesi nedeniyle belirlenen matrah farkı üzerinden re’sen salınan gelir (stopaj) vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; davacının ihtilafa konu edilen zirai ürün alımları nedeniyle yaptığı ödemeler için aldığı faturaların, zirai mahsul alımsatımı yapmak üzere vergi dairesinde gerçek usulde mükellefiyet tesis ettirip adına fatura bastırmış kişi ve şirketler tarafından düzenlendiği, fatura nizamı yönünden bu belgelerin usulüne uygun olduğu, davacının satın aldığı ürünlerin sanayi yönünden bu belgelerin usulüne uygun olduğu, davacının satın aldığı ürünlerin sanayi ürünü ve borsa tescilli olması nedeniyle müstahsilden alınmasının mümkün olmadığı, faturalarda görülen zirai ürünün müstahsilden alındığım gösteren yeterli tesbit bulunmadığı gerekçesiyle kabul ederek tarhiyatı terken eden İçel Birinci Vergi Mahkemesinin 6.4.1993 Gün ve E: 1992/349, K: 1993/204 Sayılı kararının; şirketin müstahsilden aldığı ürünleri tüccardan almış gibi göstermek amacıyla içeriği itibaiyle sahte fatura kullandığının inceleme raporuyla tesbet edildiği, bu nedenle yapılan tarhiyatın yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: Temyiz istemi, üreticiden aldığı zirai ürünler için müstahsil makbuzu düzenlemeyip sahte fatura kullandığından bahisle davacı şirket adına re’sen salınan gelir (stopaj) vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı kabul ederek dava konusu cezalı tarhiyatı terkin eden vergi mahkemesi kararının bozulmasına ilişkindir. 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin B bendinde; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, şu kadarki vergiyi doğuran olayla ilgili tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamıyacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı hükme bağlanmıştır. Anılan madde hükmünün değerlendirilmesinden, vergilendirme işlemi yapılırken, Kanuna uygun olarak biçimlendirilen muamelelerin bu biçimselliğinin ötesine geçilerek, muamelenin tarafları arasında oluşan maddi ve hukuki ilişkinin gerçek mahiyetinin araştırılması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Kanun, gerçek mahiyetin ortaya çıkarılmasında yemin hariç her türlü delile izin vermiştir. Bu deliller, tarafların ikrarı, vergiyi doğuran olayla ilişkisi doğal ve açık bulunan tanık ifadesi, muamelenin taraflarının ekonomik ve ticari konumları, işyerlerinin durumu, arandığında bulunup bulunmamasına ilişkin teshiller olabilir. Dosyanın ve dosyada mevcut inceleme raporlarının tetkikinden, davacı şirketin 1990 takvim yılında, (A) iç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. (S) Turizm Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şii. ;M) Tarım Ürünleri San. ve Ticaret Ltd. Şti. C.H. ve Ç.T. ve (G) Sanayi Tica.et Ltd. Şirketinden zirai ürün alımında bulunmuş göründüğü, bu kişi ve firmalardan (C), (H) ile (A) İç ve Dış Tic. Ltd. Şti, (S) Turizm Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti, (M) Tarım Ürünleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi yetkilileri nezdinde yapılan karşıt incelemelerde, düzenlemiş oldukları faturalarda satmış göründükleri zirai ürünleri gerçekte alıp satmaya maddi güçlerinin bulunmadığı, faaliyet konularının komisyonculuk olmasına rağmen piyasanın işleyişi gereği komisyon faturası yerine mal satış faturası düzenledikleri, mal alış satış dengesini sağlayabilmek için de esas malı satan kişilerden kendilerinin fatura temin ettikleri, gelirlerinin kg basma aldıkları komisyon gelirinden ibaret olduğu yolunda ifade verdiklerinin görüldüğü, ayrıca bu kişi ve şirketlerin yapmış göründükleri mal alımlarının da sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgelere dayandığının karşıt incelemeler ve inceleme raporları ile tesbit edildiği, (Ç) Tarım ve Gıda Ur. Sanayi Ticaret Limited Sirkelinin ise Süleyman Nazif Vergi Dairesinde mükellefiyet kaydının olmadığı, kullanılacak belgelerin basımım yapmak üzere Defterdarlıkça anlaşmalı matbaadan (O) Matbaasında herhangi bir belge bastırılmadığı anlaşıldığından, bu kişi ve şirketlerin gerçekte mal satışı yapmadan içeriği itibariyle sahte fatura düzenledikleri sonucuna ulaşılmaktadır. Bu durumda davacı şirketin gerçekte müstahsilden aldığı zirai ürünleri müstahsil makbuzu düzenleyerek vergi tevkifatında bulunmamak için yukarıda adı geçen kişi ve kurumlardan aldığı sahte faturalarla kayıtlarına intikal ettirdiği anlaşıldığından mahkemece somut bir tesbit bulunmadığı gerekçesiyle tarhiyatın terkin edilmesinde yasal isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile içel Birinci Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı