|
Dairesi
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 139. maddesinde yer alan ve incelemenin yapılacağı yerle ilgili bulunan kurallara uyulmaksızın doğrudan doğruya yazı yazılarak incelenmek üzere istenilen defter ve belgelerin ibraz edilmemesi hali re’sen takdir sebebi olarak kabul edilemez.
|
|
Karar No
1994/4051
|
|
Esas No
1993/2661
|
|
Karar Tarihi
30-06-1994
|
|
|
Danıştay Dördüncü Daire
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 139. maddesinde yer alan ve incelemenin yapılacağı yerle ilgili bulunan kurallara uyulmaksızın doğrudan doğruya yazı yazılarak incelenmek üzere istenilen defter ve belgelerin ibraz edilmemesi hali re’sen takdir sebebi olarak kabul edilemez. 1989 takvim yılı faaliyetiyle ilgili defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen davacı hakkında düzenlenen inceleme raporu uyarınca adına re’sen gelir vergisi salınmış kaçakçılık cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; davacının dönem içinde iki kez sevk irsaliyesi düzenlemediği, bir kez de kanunen geçerlilik arz etmeyen sevk irsaliyesi ile emtia naklettiği tespit edilerek defter ve belgelerinin incelenmek üzere muhtelif tarihlerde tebliğ edilen yazılarla istenmesine karşın gerekli ibraz görevinin yerine getirilmemesi sebebiyle aynı işi yapan bir başka mükellefin beyanından hareketle re’sen matrah takdiri yoluna gidildiği anlaşılan uyuşmazlığa konu olayla ilgili iddiaların açıklığa kavuşturulması amacıyla davacıdan dönem defter ve belgelerinin istendiği, ara kararının 25.12.1992 tarihinde tebliğine rağmen istenilenler ibraz edilmediği gibi ibraz edilmeme keyfiyetinin de bildirilmediği görüldüğünden, mevcut fiiller karşısında re’sen takdir olunan matrahta ve buna göre yapılan cezalı vergilemede isabetsiz lik bulunmadığı gerekçesiyle salınan vergi ve kesilen ceza kaldırmıştır. Davacı, defter ve belgelerinin Ceza Mahkemesinde olması nedeniyle ibraz edilemediğini, yapılan tarhiyatın ve kesilen cezanın yasal olmadığım ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30/3. maddesinde bu kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerin, madde hükmünde sayılan diğer hallerin yanı sıra vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemesi hali de re’sen takdir nedeni olarak belirtilmiş ise de, aynı kanunun 139. maddesinde, vergi incelemelerinin esas itibariyle incelemeye tabi olanın işyerinde yapılacağı, işyerinin müsait o^maması, ölüm, işin terk edilmesi gibi zaruri durumlarda incelemenin dairede yapılabileceği, bu takdirde incelemeye tabi olanın lüzumlu defter ve vesikalarım daireye getirmesinin kendisinden yazılı olarak isteneceği hükme bağlanmış olduğundan, bu hüküm gereğine uyulmadan doğrudan yazı yazılarak incelenmek üzere istenilen defter ve belgelerin ibraz edilmediği gerekçesiyle re’sen takdir sebebinin varlığından söz edilmesi mümkün değildir. Zira, defter ve belgeler belli bir nedene bağlı olarak isteneceğinden öncelikle istenme nedeniyle ilgili yasal gereklerin yerine getirilmesi zorunludur. Olayda da defter ve belgelerin incelenmek üzere ibrazının istendiği açık olduğuna göre inceleme elemanının öncelikle yukarıda değinilen yasa hükmü uyarınca işyerine gitmesi ve incelemeye başlama ile ilgili diğer gerekleri yerine getirmesi icap ettiği halde bu hususları yerine getirmediği dosya içeriği ile sabittir. Vergi Usul Kanunu’nun anılan 139. maddesinin son paragrafında yer alan, incelemenin dairede yapılması halinde istenilen defter ve vesikaların belli zamanda mazeretsiz olarak getirmeyenlerin bunları ibraz etmemiş sayılacakları yolundaki hükmü, bütün bu açıklamalar çerçevesinde olayda re’sen takdir nedeninin bulunmadığım ortaya koymaktadır. Bu durumda, takdirin dayanaksız olması nedeniyle, salınan vergi ve kesilen cezanın kaldırılması istemiyle açılan davanın reddine dair Mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verildi.
|
|