Danıştay Dördüncü Daire
Vergi dairelerinde işleri takibe ve temsile yetkili kılınması yolunda verilen vekaletnameye göre vekil tarafından imzalanan gelir vergisi beyannamesinin kabulü gerekir. İstemin Özeti: 1990 takvim yılma ilişkin gelir vergisi beyannamesindeki imzanın davacıya ait olmadığı ve yapılan tebligata rağmen de süresinde vergi dairesine gelerek beyannameyi imzalamadığı sebebiyle re'sen takdir yoluyla davacı beyanına göre takdir olunan matrah üzerinden tahakkuk ettirilen gelir vergisi esas alınarak kaçakçılık cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; yıllık gelir vergisi beyannamesi 1.4.1991 tarihinde verilmekle yasal süre içinde verilmediği gibi daha sonra tahakkuk eden verginin de zamanında ödenmediği, mahkemelerince verilen ara kararı ile getirtilen vekaletnamenin incelenmesinden, bu vekaletnameye göre babanın yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeye yetkisi olmadığının anlaşıldığı, davacının askerlik halinin vergi ödevlerini engelleyici mücbir sebep olarak da kabulünün mümkün olmadığı, bu itibarla vergi ziyaı nedeniyle kesilen kaçakçılık cezasının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, 1.4.1991 tarihinde verilen beyannamenin süresinde verildiğini, vergi aslının ödenmemesi gecikme zammına tabi olduğunu, Körfez krizi nedeniyle beyannameyi imzalama zorunluluğunu yerine getiremediğini ileri sürmekte ve kararın bozulmasını istemektedir. Karar: Olayda, Gelir Vergisi Beyannamesi 31.3.1991 gününün Pazar günü elması nedeniyle 1.4.1991 tarihinde posta vasıtasıyla verildiğinden, beyanname süresinde verilmiştir. 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 341. maddesinde, vergi ziyaının mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade ettiği belirtilmiştir. Dosyada bulunan vekaletnameden, vekilin, davacının vergi dairelerinde işlerini takibe ve temsile yetkili kılındığı görülmüştür. Davacı vekili tarafından imzalanmış beyannamenin kabulü gerekirken davacıdan ayrıca kendi imzasına havi beyanname istenmesi yerinde değildir, idarenin bu istemi yerine getirilmemesi üzerine vergi ziyaı sebebiyle kesilen kaçakçılık cezasının tasdikinde isabet bulunmamaktadır. Diğer taraftan, mahkemece verginin zamanında ödenmemiş elması kesilen cezanın tasdikinde gerekçe olarak gösterilmiş ise de, süresinde verilen beyannameye göre tahakkuk eden verginin zamanında ödenmemiş olması davacı hakkında kaçakçılık cezasının kesilmesi değil, ödenmeyen vergi için gecikme zammı uygulanmasını gerektirebilir. Bu durumda, verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesinin davacının hata ve davranışından kaynaklandığının kabulü mümkün olmadığından, davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. Bu nedenle Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.