Danıştay Üçüncü Daire
Belge almama fiilinin ve belge almayanın saptanamaması, belge düzenlemediği tespit edilen kişiye ceza kesilmesini engellemez. İstemin Özeti: Davacı adına 1986 takvim yılı işlemlerinin incelenmesi sonucunda üreticilerden satırı aldığı ürünler için müstahsil makbuzu düzenlemeyerek içeriği itibariyle sahte fatura kullandığının tespit edilmesi nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davayı; 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353/1. maddesinde özel usulsüzlük cezasına ilişkin esasların hüküm altına alındığı, madde metninin bir bütün olarak değerlendirilmesinden özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için öncelikle maddede sayılan belgelerin verilmediği ve alınmadığının belirlenmesi ve bu belgeleri vermeyen ve almayanların saptandığına ilişkin hukuken geçerli bir tespitin mevcut olması gerektiği, dava konusu olayda ise böyle somut bir tespit olmadığı gerekçesiyle kabul ederek dava konusu özel usulsüzlük cezasını terkin eden içel Birinci Vergi Mahkemesinin 30.11.1992 Gün ve E:1991/890,K:1992/813 Sayılı Kararının; davacının kullandığı faturalar sahte olduğundan kesilen özel usulsüzlük cezasının yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3239 Sayılı Kanun'un 26. maddesiyle değişik 353/1. maddesinde, 232, 234, 235 ve 236. maddeler gereğince verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası ve serbest meslek makbuzunu vermeyen ve almayanlardan her birine her fatura, gider pusulası ve müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzu için beş bin liradan aşağı olmamak üzere bu vesikalara yazılması gereken meblağın yüzde üçü nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilebileceği ve bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin olarak tespit olunan yukarıda yazılı özel usulsüzlükler için kesilecek cezanın toplamının 2.500.000. lirayı geçemeyeceği hükmüne yer verilmiştir. Madde metninin bir bütün halinde değerlendirilmesinden, maddede yazılı belgelerin kullanılmaması durumunda, belgeyi vermeyeninde almayanında cezaya muhatap olacağı anlaşılmaktadır. Ancak Kanun belge vermeyene veya almayana ceza kesilmesini diğer tarafın tespitine veya ceza kesilmesi şartına bağlamamıştır. Çünkü belge almama ve vermeme eylemleri ayrı eylemlerdir. Bu nedenle belge almama fiilinin ve belge almayanın saptanamaması belge düzenlemediği tespit edilen kişiye ceza kesilmesini engellemeyecektir. Dosyanın incelenmesinden davacının 1986 yılında zirai mahsul alımı nedeniyle fatura aldığı, (Ş.Ç.), (H.G.), (Ş.A.), (R.G.), (Y.K.) ve (Z.B.)'nin, bilinen adreslerinde bulunamadıkları bazılarının hiç mükellefiyet tesis ettirmediği, hepsi hakkında düzenlenmiş vergi inceleme raporları bulunduğu, ikamet ve işyeri adreslerinde başkalarının bulunduğu, kendilerinin tanınmadıkları, vergi mükellefiyetine ilişkin sorumluluklarım yerine getirmedikleri, bazılarının kendi ifadeleriyle de içeriği itibariyle gerçek olmayan fatura düzenlediklerim kabul ettikleri ve Dairemizin E: 1994/1570, 1571, 1572, 1573, 1574, 1575, 1576 ve K:1994/3091, 3092, 3093, 3094, 3095, 3096, 3097 Sayılı Kararları ile bu kişilerin gerçekte mal satışı olmadan komisyon karşılığı fatura düzenlediklerine karar verildiği, bu durumda davacının müstahsilden aldığı zirai ürünler için müstahsil makbuzu düzenlemeyerek vergi tevkifatından kaçınmak amacıyla adı geçen şahıslardan aldığı sahte faturalarla kayıtlarına intikal ettirdiği anlaşıldığından mahkemece somut bir tespit bulunmadığı gerekçesiyle özel usulsüzlük cezasının terkin edilmesinde yasal isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile içel Birinci Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, oyçokluğuyla karar verildi.* ' Ayrışık Oy: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği oyuyla, çoğunluk karanda katılmıyorum.