Danıştay Yedinci Daire
Banka havaleleri ile gelen paraların, satılan bir malın karşılığı olarak gönderildiğinin öne sürülmesi halinde, bunun, müşteriler nezdinde yapılan karşıt bir inceleme ile tespit edilmesi gerekir. Faturasız mal alınıp satıldığı yolunda somut bir saptama yapılmadan re'sen tarhiyat yoluna gidilemez. Pamuk ipliği ve pamuklu dokuma üretimi yapan yükümlü şirket adına Ağustos 1988 dönemi için re'sen takdir olunan matrah üzerinden salınan kaçakçılık cezalı istihsal vergisin!; 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinde belirlenen koşulların gerçekleşmesi ile re'sen takdir yoluna gidilebileceği, bu şartların gerçekleştiğinin de vergi dairesince karineye dayanılmadan açık ve somut olarak ortaya konması gerektiği, olayda inceleme elemanınca yükümlü şirketin banka havaleleriyle tahsil ettiği miktar, emtia satışı nedeniyle tahsil etmesi gereken miktardan fazla olduğu için bir kısım satış hasılatının kayıt dışı bırakıldığı hususunun varsayıma dayandığı banka havaleleri şirketin ortağı A'nın özel ve ailevi işleri için kullanılmış olabileceği gibi, havaleleri alan A'nın bu konuda beyanına başvurulmadığı, şayet banka havaleleri ile gelen paralar satılan bir mal karşılığı gönderilmiş ise, bunun müşteriler nezdinde yapılan karşıt bir inceleme ile tespit edilmediği, faturasız mal alınıp satıldığı yolunda somut bir saptama olmadığı gerekçesiyle terkin eden Hatay 1. Vergi Mahkemesinin kararım onayan Danıştay 7. Dairesi'nin 3.11.1992 Gün ve E:1990/2873, K:1992/5414 Sayılı Kararının düzeltilmesi talebinin reddine oybirliğiyle karar verildi.* * Karşı Oy: Dosyadaki belgelere göre, inceleme elemanlarınca yapılan inceleme sonucu, pamuk ipliklerin büyük kısmım Denizli iline satan yükümlü şirkete 1984 yılında bankalar 12.831.080 lira gönderilmesine karşın, aynı yıl içinde şirket müdürü (l.E.) adına muhtelif bankalar aracılığı ile 692.261.574 lira gönderildiği saptanmış, ifadesine başvurulan adı geçen 'bu parayı şirketin yetkili temsilci (Ü.E.)'nin talimatı ile kullandığım' bildirmiştir. O günkü koşullar bakımından çok yüksek bir rakam olan bu miktar paranın, ticari icap ve teamüllere aykırı olarak doğruca şirket müdürü adına gönderilmiş olması ve şirket müdürünün tevilli ifadesi, gerçekte satılan ipliklerin bedeli olan bu paraların şirket kayıtlarına intikal ettirilmemesi için böyle bir yol izlendiğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu bakımdan Vergi Mahkemesince yazılı gerekçeyle cezalı tarhiyatın terkininde isabet bulunmadığından, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşü ile karara katılmıyorum.