Danıştay Üçüncü Daire
1) Üretime sevk edilen temel girdiler ile üretilen mamul mal miktarı arasında, özel durumlar hariç, doğal bir uyumun bulunması gerekir. 2) Şirketin, belge düzenine uymadığı yolunda düzenlenen tutanaklara göre kesilen özel usulsüzlük cezalarının, dava konusu yapılmadan ödenmesi, fiilin işlendiğinin bir karinesi olarak düşünülebilir. İstemin Özeti: Yonga levha (sunta) imalatı ve ticareti yapan davacı şirketin 1990 takvim yılı işlemlerinin incelenmesi sonucunda tespit edilen matrah farkı üzerinden adına re'sen salınan kurumlar, geçici kurumlar vergileriyle bu vergilere bağlı olarak kesilen kaçakçılık ve özel usulsüzlük cezalarına karşı açılan davayı; 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinin 4 Numaralı bendinde defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların vergi matrahının doğru ve kesin olarak saptanmasına olanak vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması halinin re'sen takdir nedeni olarak gösterildiği, anılan kanun maddesi uyarınca re'sen vergi tarhı yapılabilmesi için olayda yasa maddesinde aranılan koşulların gerçekleştiğinin açık ve kesin olarak belirlenmesi gerektiği, olayda re'sen vergi tarhına defter ve kayıtların ihticaca salih olmadığının kanıt oiarak gösterildiği, fark matrahın salt randıman esasına dayandırılması, yasanın aradığı anlamda re'sen takdir nedeni olarak kabul edilemeyeceğinden bu yöntemle belirlenen 1.214.578.021 lira matrah farkında yasal isabet görülmediği, davacı şirketin dönem sonu stokların' eksik değerlendirilmesinden, başkasına ait giderleri gider kaydetmesinden ve bir önceki yıla ait giderlerin bu dönemde gider yazılmasından saptanan 43.569.796 lira matrah farkının davaya konu edilmediği, ancak geçmiş yıllara ait zararlarının bu tutardan yüksek bulunduğu dolayısıyla da tarhiyata konu olacak matrah farkının bulunmadığı, randıman hesaplaması yöntemiyle hesaplanan kayıt dışı satış ve alış tutarı dikkate alınarak kesilen özel usulsüzlük cezasında da 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin 1. bendine uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle kabul eden içel Birinci Vergi Mahkemesinin 23.6.1992 Gün ve E:1991/735, K:1992/502 Sayılı kararının; inceleme raporuna göre yapılan tarhiyatın kanuni ve yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: Uyuşmazlık, yonga levha (sunta) imalatı ve ticareti yapan davacı şirketin defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucu tespit edilen matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyata karşı açılan davayı kabul eden Vergi Mahkemesi karannın bozulması istemine ilişkin bulunmaktadır. 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin (B) fıkrasında; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, gerçek mahiyetin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia edene ait bulunduğu, aynı Kanun'un 30. maddesinin 2. fıkrasının 4. bendinde de; defter kayıtları ile bunlarla ilgili vesikaların vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olmaları dolayısıyla ihticaca salih bulunmamaları halinde matrah veya matrah farkının tamamen veya kısmen defter kayıt ve belgeler veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığının kabul edileceği öngörülmüştür. Dosyada bulunan inceleme raporu ve eki tutanaklardan; davacı şirket tarafından aylar itibariyle tüketilen elektrik miktarı ile aylar itibariyle imal edilen yonga levha miktarının karşılaştırılmasında tüketim ile üretim miktarı arasında herhangi bir paralellik bulunmadığı, birim üretim için Şubat ayında 23,52 kwh elektrik tüketilirken, Mart ayında 45.21 kwh, Aralık ayında ise 29.75 kwh, Ekim ayında da 37.02 kwh elektrik tüketildiği, yapılan işin tekniği gereği her birim üretim için aynı hammadde ve malzeme miktarının kullanılması gerektiği, bu husus, üretilen mal miktarı üretime sevk edilen girdi miktarına bağlı olduğu şeklinde açıklanabileceğinden, Şubat ayma ilişkin olarak birim mamule isabet eden elektrik tüketiminin baz alınması suretiyle hasılat hesaplanması yapıldıktan sonra, Ocak ayında tüketilen tutkal miktarı done alınarak ikinci bir hasılat tespiti yapıldığı, bununla da yetinilmeyerek; kapasite raporunda tutkalı sertleştirmek üzere yıllık kullanılacak amonyak ve nisadır kullanımı dikkate alınarak dönem hasılatı belirlendikten sonra davacı şirket lehine olan birinci yönteme göre bulunan bir kısım hasılatın şirket kayıtlarına intikal ettirilmediği sonucuna varıldığı anlaşıldığından, şirket defter ve belgelerinin vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine olanak vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık bulunmaları nedeniyle ihticaca salih olmadıkları, dolayısıyla olayda re'sen takdir nedeni bulunduğundan, hukuki durumun ve maddi olayın yanlış nitelendirilmesi sonucu olayda re'sen takdir nedeni bulunmadığı gerekçesiyle tarhiyatın terkini yolunda verilen kararda yasal isabet görülmemiştir. Kaldı ki; davacı şirketin belge düzenine uymadığı yolunda hakkında uyuşmazlık döneminde iki kez tutanak düzenlenmesi, bu tutanaklara göre adına kesilen özel usulsüzlük cezalarının dava konusu yapılmaksızın ödendiğinin sabit bulunması karşısında, belgesiz mal alan davacı şirketin dönem matrahının re'sen takdirinin de yukarıda anılan kanun maddesi hükmü gereğidir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile içel Birinci Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.