Danıştay Üçüncü Daire

VUK'nun 347. maddesinin 1. fıkrasına göre kaçakçılık olduğunu bildiği bir fiilin işlenip tamamlanmasını fiili île kolaylaştıranlara bundan ayrı bir menfaat gözetmediklerinden, bu fiiller için kanunca belli edilen cezaların dörtte biri kesilmesi gerekirken, maddenin 2. fıkrasına göre 344/16. bentlerindeki yazılı fiillere ait kesilen cezanın yarışı kesildiğinden tarhiyatın terkini gerekir. İstemin Özeti Serbest muhasebecimali müşavir olan davacı adına 1991 dönemine ilişkin olarak sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgelerin düzenlenmesi ve bilerek kullanılmasında müşterisi yükümlüye yardımcı olduğunun tespiti üzerine Vergi Usul Kanunu'nun 344/2, 345 ve 347/2. maddeleri uyarınca kesilen kaçakçılık (yardım) cezasına karşı açılan davayı; 3568 Sayılı Kanun'da muhasebecilerin ödevlerinin sayıldığı, cezası davaya konu olayda, serbest muhasebecimali müşavir olan davacının, lokanta işleticisi tarafından verilen kayıtların tevsikine ilişkin vesikaları genel kabul görmüş muhasebe prensipleri ve ilgili mevzuat hükümleri uyarınca kanuni defter ve belgelere geçirmek, kar ve zarar tablosu ile beyannameleri ve diğer belgeleri düzenlemek gibi ödevlerle yükümlü olduğu, bu faaliyeti sırasında söz konusu faturaları yalnızca şekil açısından sınırlı olarak inceleyebileceği, faturalar içeriğindeki sebzemeyve alım satımının ve Bursa halinden mal alışının gerçekleşip gerçekleşmediği konusunu davacının faaliyet ve sorumluluk alanı içinde düşünmenin imkansız olduğu gerekçesiyle kabul eden Zonguldak Vergi Mahkemesinin 9.2.1993 Gün ve E.1992/269, K:1993/22 Sayılı Kararının; yapılan son düzenlemeyle fatura bulunsun veya bulunmasın mal harekelinin mutlaka sevk irsaliyesine bağlanma mecburiyetinin getirildiği, olayda ise sevk irsaliyelerinin düzenlenmediği, yasal düzenlemelerle getirilen mesleklerde, meslek erbabının mesleği ile ilgili mevzuata vakıf olduğunun kabul edildiği, bu nedenle davacının sahte ve yüksek meblağlar içeren faturaları kullanmakla müşterisinin kaçakçılık suçunu işleyeceğini bilemeyeceğinin düşünülemeyeceği, inceleme raporuna göre kesilen cezanın yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 347. maddesinin 1. fıkrasında; kaçakçılık .olduğunu bildiği bir fiilin işlenip tamamlanmasını fiili ile kolaylaştıranlara, bundan ayrı bir menfaat gözetmediği takdirde, bu fiiller için Kanun'da belli edilen cezaların dörtte birinin kesileceği veya hükmedileceği belirtildikten sonra 2. fıkrasında da; aynı yardımı 344. maddenin 16. bentlerinde yazılı fiillerin işlenip tamamlanması için yapanlara bu fiiller için tayin olunan cezanın yansının hükmolunacağı açıklanmış bulunmaktadır. Yukarıda yer alan, 1. fıkra uyarınca kaçakçılık sucunun işlenmesini kolaylaştıran kimse adına ziyaa uğratılan verginin 3 misli kadar hesaplanan cezanın 1/4'ünün vergi dairesince ceza olarak kesilebileceği veya asıl faile amme cezası hükmolunmuş ise bu cezanın 1/4'ünün ceza olarak hükmolunması gerektiği, 2. fıkrasında ise, 344. maddenin 16. bentlerinde yazılı kaçakçılık sucunun işlenmesine yardım eden kimselere ceza mahkemesince asıl faillere uygulanacak cezanın yansının hükmolunacağı belirtilmiş bulunmaktadır. Dosyada mevcut ceza ihbarnamesinden, davacı adına kesilen cezanın, kaçakçılık fiilinin işlenmesine yardım ettiği iddia edilen şahsa kesilen cezanın yansı olduğu tespit edilmekle anılan maddenin 2. fıkrası uyarınca ceza kesildiği anlaşıldığından ve bu fıkra hükmüne göre vergi dairelerinin vergi cezası kesme yetkisi bulunmadığından mahkeme kararı sonucu itibariyle yerinde görülmüştür. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi kararının onanmasına oybirliğiyle karar verildi.