T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
o TARHİYAT ÖNCESİ UZLAŞMADA GECİKME FAİZİ
o GECİKME FAİZİ (Uzlaşılan Vergi Miktarı)
Özet : Uzlaşılan vergi miktarı üzerinden gecikme faizi hesaplanacağına ilişkin uygulama 10.12.1988'den sonraki dönemler için geçerli olduğu hakkında.
İstemin Özeti: Temmuz 1987 ayına ilişkin işlemleri incelenen yükümlü adına salınması öngörülen vergiler için tarhiyat öncesi uzlaşma istenmiş ve uzlaşılmıştır. Tarhiyat öncesi uzlaşma tutanağına göre tahakkuk ettirilen vergilere gecikme faizi uygulanamayacağı ileri sürülerek yapılan düzeltme ve şikayet başvurularının reddi yolunda kurulan işleme karşı Danıştay dava açılmıştır.
Davayı inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi K: 1991/1983 sayılı Kararında belirtilen hukuksal nedenlerle, uygulanan gecikme faizinin düzeltme yoluyla silinemeyeceği yolunda kurulan Maliye Bakanlığı işlemini iptal etmiştir.
Karar, Maliye Bakanlığı tarafından temyiz edilmiştir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi: S.K.
Danıştay Savcısı G.G.'nin Düşüncesi: Uyuşmazlık tarhiyat öncesi uzlaşmaya göre 1987 yılı için tahakkuk ettirilen gecikme faizinin terkini istemiyle şikayet yoluyla yapılan müracaatın reddine ilişkin Maliye ve Gümrük Bakanlığı işlemini iptal eden Danıştay 7. Dairesi kararının bozulması istemine ilişkin bulunmaktadır.
Vergi Usul Kanunu'nun 112 nci maddesinde uzlaşılan vergilerde gecikme faizinin uzlaşılan vergi miktarına kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar geçen süre için uygulanacağı kuralı getirilmiştir.
Bu kural incelendiğinde, gecikme faizinin uygulanacağı, uzlaşmanın. Tarhiyat sonrası uzlaşma olduğu anlaşılmaktadır. Anılan madde hükmünde tarhiyat öncesi uzlaşılan vergilere gecikme faizi uygulanacağına dair bir kural getirilmiş değildir. Aksine, anılan 112 nci maddede gecikme faizinin ...tarh edilen ... vergilere uygulanacağı belirtilmiştir.
Olayda tarhiyat öncesi uzlaşma sağlanmış olduğuna göre ortada henüz tarh edilmiş bir vergi bulunmamaktadır. "Tarh edilmiş vergi" üzerinde uzlaşma söz konusu olmadığına göre, tarhiyat öncesi uzlaşma ile belirlenen vergilere gecikme faizi uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Nitekim 3239 sayılı Kanunun 33 üncü maddesi ile ilgili bir hüküm yoktur. Olaydan sonra yürürlüğe konulan bir kanunla (3505) tarhiyat öncesi uzlaşma temin edilen vergilere de gecikme faizinin uygulanacağına ilişkin hükme getirilmesi de bu uygulamanın bu olaya yöneltilemeyeceğini göstermektedir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddi ile Danıştay 7. Dairesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.
Türk Milleti Adına Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca Kıdemli Tetkik Hakimi Semra Kayır'ın yazılı ve sözlü açıklamalarından sonra dosya incelenerek gereği görüşüldü:
10.12.1988 gününden önceki vergilendirme dönemine ilişkin vergilere, incelemenin ya da tarhiyat öncesi uzlaşmanın bu tarihten sonra yapılmış olması gibi bir yaklaşımla gecikme faizi uygulanması, taraflar arasında uyuşmazlık doğurmuştur.
Bilindiği gibi "Tarhiyat Öncesi Uzlaşma" kurumu, hukukumuza 3239 sayılı Yasanın 33 üncü maddesiyle Vergi Usul Kanununa Ek 11 inci maddenin eklenmesi yoluyla girmiştir. Ek 11 inci maddenin bu metninde tarhiyat öncesi uzlaşılan vergilere gecikme faizi uygulanmasına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öte yandan Yasanın aynı bölümünde yer alan ve 205 sayılı Yasanın 22 nci maddesiyle eklenen "Uzlaşma" başlıklı ek maddelerinde öngörülen anlaşma yolu verginin tarhından sonra başvurulabilecek bir yol iken, Ek 11 inci maddede öngörülen tarhiyat öncesi uzlaşma, verginin tarhından önce tarafların anlaşmalarını sağlamak amacıyla öngörülen bir yol olduğundan, hukuki niteliği yönünden diğer ek maddelerde düzenlenen uzlaşmadan farklıdır. Bu nedenle, Yasanın özel ödeme zamanlarını düzenleyen 112 nci maddesinde yer alan ve uzlaşılan vergi miktarına, maddenin 3 üncü fıkrasının (a) bendi uyarınca gecikme faizi uygulanması yolundaki 3239 sayılı Yasa ile değişik kuralın, açık bir hüküm bulunmadıkça tarhiyattan önce uzlaşılan vergilere uygulanmasına olanak yoktur.
3505 sayılı Yasanın 10 uncu maddesiyle "Tarhiyat öncesi uzlaşma" başlıklı Vergi Usul Kanunu'nun Ek 11 inci maddesinin, ikinci fıkrasına, "Uzlaşılan vergi miktarı üzerinden, bu Kanunun 112 nci maddesine göre gecikme faizi hesaplanır." cümlesi eklenmiştir. Yasanın 35 inci maddesinin (2) işaretli fıkrası uyarınca bu kural, 10.12.1988 gününde yürürlüğe girmiştir.
10.12.1988 gününden önceki dönemler için, bu tarihten önce yapılan hesap incelemeleri üzerine tarhiyat öncesi uzlaşmaya varılmışsa, 3505 sayılı Yasanın 10 uncu maddesi henüz yürürlükte bulunmadığından gecikme faizi hesaplanmayacaktır. Aynı şekilde 10.12.1988 tarihinden sonra da, bu tarihten önceki dönemler için gecikme faizi uygulanamaz. Olayda; Vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihte yürürlükte olmayan bir yasa hükmüne dayanılarak tarhiyat öncesi uzlaşmada o dönemler için gecikme faizi hesaplanmakla, açık bir hüküm bulunmaksızın ek mali yüküm getirilmiş ve vergi hatasına yol açılmıştır.
Bu nedenlerle düzeltme ve şikayet başvurusunun reddi yolundaki işlemi yasaya aykırı bularak iptal eden Danıştay Yedinci Daire kararına karşı yapılan temyiz isteminin reddine 11.2.1994 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Tarhiyat öncesi uzlaşılan vergiler için hesaplanıp tahakkuk ettirilen gecikme faizinin düzeltme yoluyla kaldırılması isteğini reddeden vergi dairesi işlemine yönelik şikayet başvurusunu reddeden Maliye Bakanlığı işlemini iptal eden Danıştay Dördüncü Dairesi kararının temyizen incelenerek bozulması davalı idare tarafından istenmiştir.
Düzeltme ve şikayet hükümleri 213 sayılı Vergi Usul Kanununda düzenlenmiştir. Anılan Kanunun 116 ncı ve izleyen maddeleri uyarınca vergi hatası, vergiye ilişkin hesaplarda veya vergilendirmede -açık olarak- yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlanmıştır. Bu tanıma göre, Vergi Usul Kanunu kapsamında bulunan ve düzeltme ve şikayet konusuna göre herhangi bir kamu alacağının düzeltme ve şikayet yolu izlenerek kaldırılabilmesi için hatanın açık olarak görülmesi gerekmektedir.
Olayda tarhiyat öncesi uzlaşılan vergiler üzerinden hesaplanarak tahakkuk ettirilen gecikme faizinin istenip istenmeyeceği tartışmalı bulunmaktadır. Böyle bir tartışmanın ise idari yargının çeşitli kademelerinden geçirilerek gerçekleştirilmesi yasaların özüne ve sözüne uygun olur. İdari yargı yerlerinden geçmeden, ilk derecede Danıştay'da görülmek suretiyle düzeltme ve şikayet hükümleri çerçevesinde karar verilmesinde yasalara uyarlık görülmemiştir.
Bu nedenle temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın bozulması gerekeceği görüşü ile aksi yönde verilen çoğunluk kararına katılmıyoruz.