Danıştay Dokuzuncu Daire
Müstahsilden satın aldığı zirai mahsulleri tüccardan almış gibi göstermek için sahte fatura temin eden mükellefin dönem matrahı re'sen takdir edilir ve kaçakçılık cezalı tarhiyat yapılır. İstemin Özeti: Yükümlünün 1985 yılı NisanAralık döneminde ............. ile ........:.... isimli tüccarlardan fatura karşılığı yapmış olduğu alışların, faturaların sahte olduğundan bahisle kabul etmeyerek saptanan matrah farkı üzerinden re'sen salınan katma değer vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; mükellefe mal satan kişilerin gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olduğu, inceleme elemanınca, ...........'in ifadesi alınmadığı gibi, .............'in ifadesinde de çelişki bulunduğu, inceleme raporunda saptanan matrahın NisanAralık dönemine ilişkin olduğu belirtildiği halde tahakkukun tüm yıl için yapıldığı, ayrıca 213 Sayılı Kanun'un 1.1.1986 tarihinden itibaren yürürlüğe giren müteselsil sorumlulukla ilgili 3239 Sayılı Kanun'un 2. maddesiyle değişik 11. madde hükmünün olaya uygulanmasına olanak bulunmadığı, sahte fatura nedeniyle mükellefin değil, sahte fatura düzenleyenlerin sorumlu tutulması gerektiği, eksik incelemeye dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek, tarhiyatı terkin eden .......... Vergi Mahkemesinin 12.10.1988 Gün ve 1988/562 Sayılı Kararının; mükellef ifadesi dikkate alınarak yapılan tarhiyatın yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: Yükümlünün 1985 takvim yılında 11 fatura ile toplam 22.408.590 liralık zirai mahsulü ....... ile ..........'den almış gösterdiği, ..........'in 8.8.1986 tarihinde inceleme elemanına verdiği ifadede; 1985 yılında .......... Yem Fabrikasına yaptığı satışları dışında gerçek satışı olmadığım, tüm zahirecilere kesmiş olduğu faturaların alım satımla ilgisinin bulunmadığı, gerçekte zahirecilerin müstahsillerden satın aldıkları mahsullerden yapılacak stopaj gelir vergisinden kaçırmak için kilo basma 25 30 kuruş komisyon karşılığı fatura düzenlediğini, günlük geçimini bu şekilde sağladığım, 2.1.1987 tarihinde verdiği ifadede ise, davacının da adı bulunduğu muhtelif tüccarlara mal satmadan fatura verdiğini beyan etmiş olup, davacıya mal satmış görünen .........'in ise, ifadesine başvurulmadığı anlaşılmıştır. 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık olmayan şahit ifadelerinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı hükme bağlanmıştır. Her ne kadar, davacı adına fatura düzenleyen kişinin kendi yükümlülüğünden kurtulmak için davaya mahsul satmadığı yolunda aleyhte ifade verebileceği düşünülebilirse de, ..............'in defter ve belgesi olmadığı, yıllık gelir ve muhtasar beyanname vermediği, 1985 yılında mükellefiyetinin bulunmadığı, ..........'in ise, ........... Vergi Dairesi Müdürlüğü mükelleflerinden olmakla birlikte 1985 yılında söz konusu faturalarla ilgili hiç bir beyanının bulunmadığı saptanmış olup, mükellefin ise; bu faturalarla ilgili olarak 'müstahsillerden aldığı zirai mahsulleri kapatmak için adı geçen tüccarlardan fatura temin ettiğini ve kusurlu olduğunu, faturalarda belirtilen tarihlerde ödeme yaptığım, ancak bunlar üzerinden vergi tevkifatı yapmadığım' beyan ettiği anlaşılmış bulunmaktadır. Sözü edilen faturalarda yazılı alımların tüccardan yapıldığım gösteren fatura dışında bir kanıt bulunmadığı, büyük miktar mahsul alımlarının taşındığını gösteren ve yasal olarak düzenlenmesi gereken sevk irsaliyesi düzenlenmediği ve ödemeleri belgeleyen her hangi bir belge ibraz edilmediği gibi, bizzat davacının ifadesinde bu alımların gerçek olmadığı beyan edilmiştir. Faturaların 213 Sayılı Kanun'un 230. maddesinde yazılı şekle uygun olması, içeriğinin de doğru kabul edilmesini gerektirmez. Nitekim sözü edilen faturaların gerçek bir alım satım karşılığı düzenlenmeyip, davacının müstahsilden satın aldığı zirai mahsullerin girişim' sağlamak, stopaj gelir vergisinden kaçınmak ve ödenecek katma değer vergisinde indirim yapabilmek amacıyla belirli bir komisyon karşılığı düzenlendiği, gerek fatura düzenleyen ...........'in ve mükellefin her iki satıştan temin ettiği söz konusu faturaların gerçek mal alımlarına ilişkin bulunmadığı yolundaki ifade; gerekse malın sevk edildiğini gösterir sevk irsaliyesi olmaması ve ödeme belgesinin bulunmaması gibi ifadeleri doğrulayan diğer kanıtlardan anlaşılmıştır. Bu durumda davacının müstahsilden satın aldığı zirai mahsulleri tüccardan almış gibi göstermek için sahte fatura temin ettiğinin ve bu durumun kanıtlandığının kabulü zorunlu bulunduğundan, re'sen tarh olunan kaçakçılık cezalı katma değer vergisinin vergi mahkemesince terkin edilmesinde yasaya uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, ........... Vergi Mahkemesinin 12.10.1988 Gün ve 1988/562 Sayılı Kararının bozulmasına, dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine oybirliği ile karar verildi.