Danıştay Yedinci Daire
Takdir komisyonunca takdir olunan matrahın dayanağının gösterilmemiş olması ve yükümlüce beyan olunan matrah dışında bir matrah farkının bulunduğu yolunda davalı idarece yapılmış bir tespitin de mevcut olmaması karşısında; mahkemece bu gerekçeyle tarhiyatın terkini gerekirken yazılı gerekçe ile terkinde isabet olmamakla birlikte, karar sonucu itibariyle yerinde görülmüştür. İstemin Özeti: 1987 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan dönemine ait katma değer vergisi beyannamesini beyana çağrı yazısından sonra verdiğinden bahisle re'sen takdir yoluyla yükümlü adına salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ile ağır kusur cezalı dahili tevkifatı; 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 371. maddesinden söz edilerek, beyana çağrı yazısının vergi incelemesine başlama olarak düşünülemeyeceği, bu nedenle kanun hükümlerine uygun olarak yapılan pişmanlık talebi kabul edilmeyerek re'sen tarhiyat yapılmasında isabet görülmediği gerekçesiyle terkin eden İstanbul 2. Vergi Mahkemesinin 26.6.1990 Günlü ve E: 1989/1810, K:1990/931 Sayılı Kararının: beyana çağrı yazısının tebliğinden sonra verilen dilekçenin geçersiz sayıldığı,yükümlünün pişmanlık hükümlerinden yararlanamayacağı, yapılan tarhiyatın bu nedenle yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 371. maddesinde beyana dayanan vergilerde kaçakçılık (338, 346 ve 347. maddelerde yazılı şekilde yapılanlar dahil) ağır kusur ve kusur mahiyetindeki kanuna aykırı hareketlerini kendiliğinden dilekçe ile haber veren mükelleflere, maddede yazılı kayıt ve şartlarla kaçakçılık, ağır kusur ve kusur cezaları kesilemeyeceği hükme bağlanmıştır. Beyana çağrı yazısının yükümlülere tebliğ edildiği hallerde, maddede aranan 'kendiliğinden haber verme' koşulu gerçekleşmeyeceğinden, bunun sonucu olarak pişmanlık hükümlerinden yararlanılamayacağı kuşkusuzdur. Bu durumda ayrıca vergi incelemesine başlanıp başlanmadığı hususunun araştırılmasına gerek yoktur. Bu nedenle Vergi Mahkemesi kararının bu yöne ilişkin gerekçesi yerinde değildir. Ancak, takdir komisyonunca takdir olunan matrahın dayanağının gösterilmemiş olması ve yükümlüce beyan olunan matrah dışında bir matrah farkının bulunduğu yolunda davalı idarece yapılmış bir tespitin de mevcut olmaması karşısında; mahkemece bu gerekçeyle tarhiyatın terkini gerekirken yazılı gerekçe ile terkininde isabet bulunmamakta ise de, karar sonucu itibariyle yerinde görülmüştür. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine, Vergi Mahkemesi kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi.