Danıştay Dördüncü Daire

Daha önce ilgilisine duyurulmamış ve dava olanağı sağlanmamış kamu alacağının tahsili tarihine göre süresi içinde açılmış davanın esası incelenerek sonuçlandırılması gerekirken, tahsilatın davaya konu edilebilecek idari işlem niteliğinde bulunmadığı belirtilerek dava reddedilemez. Davacı, adına ikmalen salınan gelir (stopaj) vergisi ile ilgili olarak açtığı davanın reddi üzerine, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 51. maddesi ile 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesi uyarınca ödediği gecikme zammının ve gecikme faizinin terkini dileğiyle dava açmıştır. Dava konusu gecikme faizi için 28.6.1991 Günlü ve 32 Numaralı tahakkuk fişi düzenlenmiş ve buna ödeme gününe göre hesaplanan 930.044.500. liralık gecikme zammı ilave edilerek aynı günde ödenmiştir. Davacı müessese, gecikme faizini tahakkuk fişiyle, gecikme zammını da ödeme ile öğrenmiştir. 6183 Sayılı Kanun'un 52. maddesi uyarınca gecikme zammının borçluya önceden bildirilmesi zorunlu bulunmamaktadır. Gecikme faizi tutarım tahakkuk fişinden öğrenen davacının gecikme zammını da aynı günde yapılan ödeme ile öğrenmesi üzerine, hukukunu doğrudan etkileyen bu tahsilatın dayanağım teşkil eden işlemleri davaya konu etmesine bir engel olmamak gerekir. Daha önce ilgilisine duyurulmamış ve dava olanağı sağlanmamış kamu alacağı nedeniyle tahakkuk ve ödemenin yapıldığı güne göre süresi içinde açılmış olan davanın esası incelenerek sonuçlandırılması gerekirken, mücerret tahsil işleminin davaya konu edilecek bir işlem niteliğinde bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Bu nedenle, Eskişehir 2.. Vergi Mahkemesinin 5.12.1991 Günlü ve E:1991/316, K:1991/524 Sayılı kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.