Danıştay Yedinci Daire 

23.1.1991 tarihinde tebliğ ettiği, ancak dava dilekçesinde yanlışlıkla 20.1.1991 tarihini yazan yükümlünün dava açtığı 20.2.1991 tarihinde süre aşımından dolayı davanın reddi yerinde değildir. İstemin Özeti: ilgili dönem beyannamesini vermeyen yükümlü şirket adına takdir komisyonu kararma dayanılarak Kasım/1989 dönemi için salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı; dava dilekçesinde, davaya konu ihbarnamelerin yükümlüye 20.1.1991 günü tebliğ edildiğinin belirtildiği, bu tarihe göre davanın otuz günlük süre geçirildikten sonra 20.2.1991 günü açıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle süre aşımından reddeden Ankara 3. Vergi Mahkemesinin 22.2.1991 Gün ve E:1991/215,K: 1991/388 Sayılı Kararının; dava konusu ihbarnamelerin kendilerine 23.1.1991 günü tebliğ edildiği, ancak dava dilekçesinde yanlışlıkla tebliğ tarihinin 20.1.1991 olarak yazıldığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: 2577 Sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. caddesinde özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde dava açma süresinin vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu hükme bağlandıktan sonra, bu sürenin, vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda, tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı belirtilmiştir. Dava dilekçesinde yazılı tebliğ tarihi itibarıyla davanın süreden reddinde isabetsizlik yoksa da, yükümlü tarafından temyiz dilekçesinde, ihbarnamelerin 23.1.1991 tarihinde tebliğ edildiği, oysa dava dilekçesine yanlışlıkla 20.1.1991 tarihinin yazıldığı öne sürülmüş olup.Dairemizin E:1991/4354 Sayılı dava dosyasında mevcut vergi dairesi savunmasına ekli tebliğ alındısı fotokopisinin incelenmesinden, davada sözü edilen ihbarnamelerin şirket ortağı (M.M.)'nin eşine 23.1.1991'de tebliğ olunduğu anlaşıldığından tebliğ tarihinin dava dilekçesine sehven 20.1.1991 olarak. yazıldığı sonucuna varılmıştır. Bu durumda 20.2.1991 günü açılan davanın süresinde olacağı tabiidir. Bu nedenle temyiz isteminin kabulüyle, mahkemece gerekli görüldüğü takdirde dava konusu ihbarnamelerin tebliğine ilişkin alındıların asılları getirtilip incelendikten sonra yeniden bir karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına oybirliği ile karar verildi.