|
Dairesi
Şehir içinde yolcu taşımacılığı yapan götürü usule tabi yükümlülerin mükellefiyet şekli, yolcu sayışma sınırlama getirmek suretiyle gerçek usule dönüştürülemez.
|
|
Karar No
1993/4076
|
|
Esas No
1992/5359
|
|
Karar Tarihi
15-11-1993
|
|
|
Danıştay Dokuzuncu Daire
Şehir içinde yolcu taşımacılığı yapan götürü usule tabi yükümlülerin mükellefiyet şekli, yolcu sayışma sınırlama getirmek suretiyle gerçek usule dönüştürülemez. İstemin Özeti: Nakliyecilik faaliyetiyle uğraşan yükümlü adına 1990 yılı için tarholunan kaçakçılık cezalı katma değer vergisine karşı açılan davayı; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 47. maddesine göre götürü vergilendirmeye tabi olmak için yükümlülerin kendi işinde bilfiil çalışması veya bulunması, ticari, zirai veya faaliyetleri dolayısıyla gelir vergisine tabi olmamaları gerektiği, yine aynı kanunun 87. maddesiyle 1.1.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2361 sayılı Kanunun 36. maddesiyle 51. maddeye eklenen 10. fıkrada ise şehirlerarası yük ve yolcu taşımacılığı yapanlar ile treyler, çekici ve benzerlerinin sahip ve işleticilerinin götürü usulde vergilendirmenin dışında tutulduğu ancak sözkonusu fıkrada parantez içinde yer alan hükümle şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapanlardan yapışı itibariyle sürücüsünden başka 14 (ondört) ve daha aşağı oturma yeri olan ve insan taşımaya mahsus motorlu kara taşıtları ile yolcu taşıyanların götürü usulde vergilendirilmesinin kabul edildiği, olayda, yükümlünün Gaziantep ile merkeze bağlı Beşikli Köyü arasında yolcu taşımacılığı yapacağı, aracın bizzat kendisi tarafından kullanılacağı ve yanında işçi çalıştırmayacağının yoklama ile saptandığı ve şehirlerarası yolcu taşımacılığı yaptığına dair aksi yönde yapılmış birtesbit de bulunmadığına göre yükümlünün gerçek usulde vergilendirilmesinde ve katma değer vergisi beyannamesi verilmediğinden bahisle kaçakçılık cezalı tarhiyat yapılmasında yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle kabul ederek tesis edilen gerçek usuldeki mükellefiyeti iptal ile cezalı tarhiyatı terkin eden ........ Vergi Mahkemesinin 30.10.1991 gün ve 1991/1231 sayılı kararının; yükümlünün çalıştırdığı otobüs yapışı itibariyle sürücüsünden başka 30 kişilik olduğu ve bunun şehirlerarası veya merkez ile köy arasında çalışıyor olmasının durumu etkilemediği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: Temyiz edilen ........ Vergi Mahkemesinin 30.10.1991 gün ve 1991/1233 sayılı kararından 2577 sayılı idari Yargı lama Usulü Kanununun 49. maddesinin l.fıkrasında sayılan bozma •nedenlerinden hiçbirisinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Diğer taraftan Gelir Vergisi Kanununun 51. maddesinin 10fıkrası ile aynı fıkranın parantez içi hükmünün birlikte incelenmesinden, yapışı itibariyle sürücüsünden başka ondört ve daha aşağı oturma yeri olan insan taşımaya mahsus motorlu kara taşıtları ile şehirlerarası yolcu taşıyanların götürü usule tabi oldukları anlaşılmaktadır. Bu maddede getirilen istisna hükmü, yalnızca şehirlerarası yolcu taşımacılığına ilişkin olup, şehiriçi yolcu taşımacılığı yapanlara da uygulanmak üzere kapsamının genişletilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine,....... Vergi Mahkemesi kararının onanmasına oyçokluğuyla karar verildi. AYRIŞIK OY: 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 38. maddesinin 1. bendinde Gelir Vergisi Kanununa göre kazançları götürü usulde tespit edilen ticaret ve meslek erbabının götürü usulde vergilendirileceği, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 50. maddesinin 1. fıkrasında götürü usule tabi olmanın şartlarından birini takvim yılı içinde kaybedenlerin ertesi takvim yılı basından itibaren gerçek usulde vergilendirilecekleri hükme bağlanmış bulunmaktadır. Dosyanın incelenmesinden, Gaziantep ile merkeze bağlı Beşikli Köyü arasında yolcu taşımacılığı yapan yükümlü nezdinde düzenlenen 19.12.1989 tarihli tutanağa istinaden mükellefiyet gerçek usulde tesis edildiği ve bu durumun idarece yükümlüye bildirildiği halde 1990 yılma ilişkin katma değer vergisi beyannamesinin verilmediği anlaşılmaktadır. ’ Yükümlünün, gerçek usulde gelir vergisi mükellefiyetinin tesisine ilişkin işlem, idarece veya idari yargı yerleri tarafından iptal edilmedikçe bu mükellefiyeti devam etmektedir. Bu duruma göre 1.1.1990 tarihinden itibaren gerçek usulde gelir vergisi mükellefi elması nedeniyle 1990 vergilendirme dönemi için katma değer vergisi beyannamesi vermesi zorunludur. Açıklanan nedenlerle, mahkeme kararırım onanması yolunda verilen çoğunluk kararma katılmıyorum.
|
|