Dairesi
Yasaların kendilerine yüklediği ödevleri eksiksiz olarak yerine getiren hüsnüniyetli mükelleflerin, diğer kişilerin vergi ödeyip ödemediklerim takip etmesi ve onları bu yönde icrai güçle zorlaması imkansız olduğundan, bu kişilerin hareketlerinden sorumlu tutulması hukukun temel ilkelerine aykırı düş
Karar No
1993/3840
Esas No
1992/5079
Karar Tarihi
27-10-1993

Danıştay Dokuzuncu Daire

Yasaların kendilerine yüklediği ödevleri eksiksiz olarak yerine getiren hüsnüniyetli mükelleflerin, diğer kişilerin vergi ödeyip ödemediklerim takip etmesi ve onları bu yönde icrai güçle zorlaması imkansız olduğundan, bu kişilerin hareketlerinden sorumlu tutulması hukukun temel ilkelerine aykırı düşer. 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 11. maddesine 3230 Sayılı Kanun'un 2. maddesiyle eklenen 3. fıkrasında, mal alım ve satımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden alım satıma taraf olanlar ile hizmetten yararlananların, aralarında zımnen dahi olsa irtibat olduğu tespit olunanların müteselsilen sorumlu tutulacakları öngörülmüştür. Bu maddenin gerekçesinde, kesilen vergiler ve tahsil edilen katma değer vergilerinin mutlaka vergi dairesine yatırılmasının amaçlandığı belirtilmiş olup vergiyi kestiği veya tahsil ettiği halde vergi dairesine yatırmayanları zorlamak ve bu görevlerim yerine getirmelerini sağlamak için alım satıma taraf olanlar ve hizmetten yararlananlar müteselsilen sorumlu tutularak gerçek yükümlünün bu görevini yapmasını ve özellikle paravan şirket kurulmasını önlemek maksadıyla bu hükmün 11. maddeye eklendiği vurgulanmıştır. Bu durumda 213 Sayılı Kanun'un 11. maddesinin katma değer vergisi ihtilaflarına da uygulanması gerekmektedir. Ancak bu maddedeki müteselsil sorumluluğun katma değer vergisi ihtilaflarına uygulanabilmesi için gerçek mal alım satımı olmadan, komisyon karşılığında fatura temin edildiğinin yahut kişi ve kuruluşlar arasında vergiyi ziyaa uğratma yönünden bir irtibat bulunduğunun idarece tesbit edilmesi veya hükmü esas alınabilecek kuvvette bir işlemin edinilmesi şarttır. Yasaların kendilerine yüklediği ödevleri eksiksiz yerine getiren hüsnüniyetli yükümlülerin, vergi ödeyip ödemediklerini takip etmesi ve onları bu yönde icrai bir güçle zorlaması imkansız olan diğer kişilerin hareketlerinden sorumlu tutulması hukukun temel ilkelerine aykırı düşer. Olay tarihinden sonra 16 Ekim 1991 Tarih ve 21023 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 38. Nolu Katma Değer Vergisi Tebliği'nde de, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 11. maddesine 3239 Sayılı Kanun'un 2. maddesiyle eklenen fıkra uyarınca, vergiye tabi işlemler nedeniyle yüklenilen ve indirim veya iade konusu yapılan katma değer vergisinin ilgili mükellefler tarafından beyan edilerek ödenmemiş öİduğunun yapılan incelemelerle tespit edilmesi halinde, ziyaa uğratılan katma değer vergisi yönünden mükelleflerle birlikte işleme taraf olanlar ile aralarında zımnen dahi olsa irtibat olduğu tespit olunanların müteselsilen sorumlu tutulacağı açıklanmıştır. Söz konusu olayda, ihracatın gerçek olduğu, mal temini sırasında yükümlünün katma değer vergisi ödediği sabit olduğundan bunun aksi de idarece kanıtlanamadığından ve katma değer vergisini tahsil ettiği halde vergi idaresine yatırmayan (.....) ile yükümlü arasında bir irtibat bulunduğu hususunda tespit de yapılmadığından, yükümlünün 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 11/3. maddesine göre verginin ödenmemesinden sorumlu tutularak adına cezalı tarhiyat yapılmasında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle sonuç itibariyle yerinde olan ... Vergi Mahkemesi karannın bozulmasına ilişkin temyiz isteminin reddine, anılan mahkeme kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı