Danıştay Dördüncü Daire
İş akdinin 1475 Sayılı İş Kanunu'nun 13. maddesindeki bildirim sürelerine uyulmaksızın feshi sonucu yapılan ödeme vergiye tabidir. İstemin Özeti: Çalışmakta olduğu banka tarafından iş akdinin feshedilmesi. sonucu 1475 Sayılı iş Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca yapılan ödemeden kesilen gelir vergisinin düzeltme yoluyla iadesi talebin! içeren davacı başvurusunun reddine ilişkin olup Maliye Bakanlığı'nın 9.1.1992 Günlü ve 1510 Sayılı yazışma istinaden ............ Defterdarlığının 6.2.1992 Günlü ve 2270 Sayılı yazısıyla tesis olunan işlemin iptali isteminden ibarettir. Karar: İş akdinin, 1475 Sayılı İş Kanunu'nun 13. maddesindeki bildirim sürelerine uyulmaksızın fesih sonucu ödenen ücretin gelir vergisinden müstesna olup olmadığı hususu uyuşmazlığın konusunu teşkil eden olayda, sözü edilen ücretten kesilen verginin red ve iadesi istemiyle vergi dairesi müdürlüğüne başvuran davacının bu isteminin reddi üzerine Maliye Bakanlığı'na verdiği şikayet dilekçesinin cevaplandırılmak üzere ilgili defterdarlığa gönderildiği ve defterdarlığın verdiği cevabi yazıyla kurulan işlemin dava konusu edildiği anlaşılmakta ise de, dilekçe ve savunma içeriğine göre yapılan başvuruların, Vergi Usul Kanunu'nun 122 ve 124. maddelerinde belirtilen düzeltme ve şikayet başvurusu niteliğin! taşıması ve bu tür başvuruların ilgili merci tarafından cevaplandırılması gerekmekte olduğundan, davanın davalı bakanlığa yapılan başvuruya 60 Gün içinde cevap verilmemekle tesis olunan olumsuz işlemin iptali istemi olarak kabulü ile incelenebileceğine karar verildikten sonra dava incelendi. 1475 Sayılı iş Kanunu'nun 13. maddesinde süresi belirli olmayan sürekli hizmet akitlerinin teshinden önce durumun diğer tarafa bildirileceği ve hizmet akdinin bu bildirimden itibaren maddede belirtilen asgari sürenin bitiminde sona ereceği ifade edildikten sonra, bildirme şartına uymayan tarafın mezkur sürelere (önellere) ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorunda olduğu, işverenin işçinin ihbar önellerine ait ücretini peşin vermek suretiyle hizmet akdini feshedebileceği hükmüne yer verilmiştir. 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 61. maddesinde ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olarak tanımlanmaktadır. Bu duruma göre, İş Kanunu'nun 13. maddesinde yazılı ihbar önellerine uyulmadan işverenin iş akdini feshetmesi halinde, belirtilen sürelerle ilgili olarak tazminat adı altında işçiye yapacağı ödeme, yine aynı maddenin ikinci fıkrasında açıklandığı gibi peşin olarak yapılmış bir ücret ödemesidir. Esasen hizmet akdine göre çalışılması gereken, ancak kanun hükmü uyarınca hizmet ifa edilmeksizin yapılan bu ödeme, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun yukarıda değinilen hükmü karşısında ücret niteliğindedir. Her ne kadar davacı tarafından bu ödemenin işsizlik tazminatı olduğu ve bu nedenle Gelir Vergisi Kanunu'nun 25. maddesinin 1 numaralı bendi kapsamında kabulüyle vergiden müstesna bulunduğu ileri sürülmekte ise de, 'işsizlik sebebiyle verilen tazminat ve yardım' bir iş bulamama nedeniyle sosyal güvenlik kapsamında bulunanlara sosyal güvenlik kurumlarınca yapılan ödemeleri ifade etmekte olup bu kurumlarca yapılacak ödemelerin söz konusu hükme göre vergiden müstesna tutulabileceği anlamına gelmektedir. Davacıya iş Kanunundaki ihbar önellerine uyulmaması nedeniyle işverence yapılan ödeme bu kapsamda bulunmadığından, tevkif edilen gelir vergisinin iadesi talebiyle vaki düzeltme ve şikayet talebinin reddinde kanuna ve usule aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle, davanın reddine oybirliğiyle karar verildi.