T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
o UZLAŞMA (Tapu Harcı ve Gecikme Faizi İçin Dava Açılamayacağı)
o UZLAŞMA YOLUNA GİDİLMESİ (Tapu Harcı ve Gecikme Faizi İçin Dava Açılamayacağı)
Özet : Yükümlü adına ikmalen yapılan tarhiyatın ağır kusur cezasına ilişkin kısmı için uzlaşma yoluna gidilmiş ve uzlaşılmış olduğundan tapu harcı ve gecikme faizi için dava açılamayacağı hakkında.
İstemin Özeti: Yükümlü, maliki bulunduğu arsa üzerine inşaatını, 1988 yılında tamamladığı dört bağımsız bölüm için vergi dairesine 16.4.1990 tarihinde 2 nolu harç beyannamesini vermiştir.
İnşaat ruhsatı, 25.3.1984 tarihinde alındığı halde İmar Kanunu hükümlerine göre inşaatın beş yıl içinde bitirilmediği, bu yüzden 2982 sayılı Kanunda öngörülen muafiyetten yararlanılamayacağı görüşüyle yükümlü adına tapu harcı, ağır kusur cezası ve gecikme faizi tarh edilmiştir.
Yükümlünün tapu harcı ve gecikme faizinin kaldırılması istemiyle açtığı davayı esastan inceleyen Sakarya Vergi Mahkemesi, inşaat ruhsatının 25.3.1986 tarihinde alındığını, inşaatın iki yıl içinde bitirildiğini bu nedenle, İmar Kanununa uygun olarak yapılan inşaatın 2982 sayılı Kanundaki muafiyetten yararlanması gerektiğini saptayarak, ihtilaflı harç ve gecikme faizini kaldırmıştır.
Bu kararın vergi dairesi müdürlüğünce temyiz edilmesi üzerine Danıştay Dokuzuncu Dairesi; 213 sayılı Vergi Usul Kanununa 205 sayılı Kanunun 22 nci maddesi ile eklenen Ek 7 nci maddesinin 2686 sayılı Kanunla değişik 3 üncü fıkrasında uzlaşmanın vaki olması halinde yükümlülerin üzerinde uzlaşılan vergi ve cezaya (bunlardan birisi üzerinde uzlaşılmış olsa dahi her ikisine, sadece ceza kesilmiş bulunanların ise üzerinde uzlaşılan işbu cezaya karşı dava açamayacaklarının hükme bağlandığı, bu hükme göre yalnız vergi, yalnız ceza veya hem vergi hem de cezayı ilgilendiren uyuşmazlıklarda uzlaşmaya gidilmiş ise uyuşmazlığın tamamı veya uzlaşmaya gidilmeyen bölümü hakkında dava yoluna gidilemeyeceği, uyuşmazlığın bir bölümü hakkında uzlaşmaya gidilmesi halinde uzlaşmaya gidilmeyen bölümün itirazsız kesinleştiğinin kabulü gerekeceği, dosyanın incelenmesinden yükümlünün adına kesilen ağır kusur cezası için uzlaşma yoluna başvurduğu ve uzlaşmanın temin edildiği, tahakkuk ettirilen tapu harcı ile gecikme faizine karşı ise vergi mahkemesinde dava açtığı anlaşıldığından, vergi mahkemesince davanın incelenerek tarhiyatın terkin edilmesinde yasaya uygunluk görülmediği gerekçesiyle vergi mahkemesi kararını bozmuştur.
Bozma kararına uymayan Sakarya Vergi Mahkemesi K:1992/28 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun uzlaşmanın mevzuu ile ilgili Ek 1 inci maddesine göre uzlaşma müessesesinin yalnızca re'sen veya ikmalen salınan vergileri kapsadığı, olayda yükümlü adına salınan tapu harcının beyan üzerinden tahakkuk ettirildiği, re'sen veya ikmalen salınan bir vergi olmadığı, bu nedenle, salınan tapu harcı, tahakkuk ettirilen gecikme faizi ve harca bağlı olarak kesilen ağır kusur cezasının uzlaşma konusuna girmediği davacı tarafından sadece ağır kusur cezası için uzlaşmaya gidildiği ve uzlaşmadan yararlandırılmaması gerekirken yararlandırıldığı ve uzlaşma sağlandığı, bu durumun, Vergi Usul Kanunu'nun 205 sayılı Kanunun 22 nci maddesi ile eklenen Ek 7 nci maddesinin 2686 sayılı Kanunun 47 nci maddesi ile değişik 3 üncü fıkrası hükmünden ayrı bir nitelik taşıdığından, bu hüküm içinde düşünülemeyeceği, mahkemece karar verilirken bu hususun gözönünde bulundurulduğu, belirtilikten sonra tarhiyatın terkini ile ilgili esasa ilişkin ilk kararında ısrar etmiştir.
Israr kararı vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi: A.Ö.
Danıştay Savcısı Y.E.'nin Düşüncesi: İleri sürülen bozma nedenleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49 uncu maddesinin 1 numaralı bendinde öngörülen nedenlerden hiçbirisine girmediğinden, temyiz isteğinin reddi ile hukuka ve usul hükümlerine uygun bulunan, vergi mahkemesi ısrar kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.
Türk Milleti Adına hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, Tetkik Hakimi A.Ö.'nün yazılı ve sözlü açıklamalarından sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü: Yükümlü adına tarh edilen tapu harcı ve gecikme faizini kaldıran vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun uzlaşmanın konusunu düzenleyen Ek 1 inci maddesinde, re'sen veya ikmalen tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi cezalarının miktarı konusunda, idare ile mükellef veya cezaya muhatap olanların uzlaşabilmesi olanağı getirilmiştir.
Uzlaşma müessesesinin amacı uyuşmazlıkları kısa sürede ve yargıya intikal ettirmeden sonuçlandırmaktır. Bu nedenle kanunun Ek 7 nci maddesinde; yükümlü veya ceza muhatabının ancak uzlaşma gerçekleşmediği takdirde dava açabileceği, vergi veya cezadan birisi üzerinde uzlaşma sağlanmışsa, verginin veya cezanın dava konusu yapılamayacağı açıklanmıştır.
Yükümlü tarafından 1988 yılında tamamlanan inşaat için 2 nolu harç beyannamesinin süresinden sonra 16.4.1990 tarihinde verildiği çekişmesizdir. Bu durum, Vergi Usul Kanunu'nun 30 uncu maddesine göre re'sen tarh nedenidir. Ancak, yükümlü tarafından süresinden sonra beyan edilen matraha ilişkin bir uyuşmazlık bulunmadığından, bu miktar üzerinden Vergi Usul Kanunu'nun 29 uncu maddesine göre ikmalen tarhiyat yapılmıştır. İhtilaflı tapu harcı ve gecikme faizi için ihbarname yerine tahakkuk fişi düzenlenmesi, tarhiyata beyana dayalı tarhiyat niteliği kazandırmamaktadır.
Bu durumda, yükümlü adına ikmalen yapılan tarhiyatın ağır kusur cezasına ilişkin kısmı için uzlaşma yoluna gidilmiş ve uzlaşılmış olduğundan, Vergi Usul Kanunu'nun Ek 7 nci maddesine göre tapu harcı ve gecikme faizi için dava açılması mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle Sakarya Vergi Mahkemesinin 31.12.1992 günlü ve E:1992/9, K:1992/28 sayılı ısrar kararının bozulmasına, 19.2.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.