Dairesi
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU E. 1992/60
Karar No
1993/28
Esas No
1992/60
Karar Tarihi
05-02-1993

T.C.

DANIŞTAY

VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU

o İHTİRAZİ KAYITLA VERGİ BEYANI (Gecikme Faizi Uygulanmayacağı)

o GECİKME FAİZİ (Mükellefin Kendi Beyanına Göre Tahakkuk Ettirilen Vergiler - VUK 112 'ye Göre Gecikme Faizi Hesaplanamayacağı)

Özet : İhtirazi kayıtla da verilmiş olsa yükümlülerin kendi beyanları üzerinden tahakkuk ettirilen vergileri VUK. m.112 uyarınca gecikme faizi uygulanmayacağı hakkında.

İstemin Özeti: 1982 Mayıs ayına ilişkin muhtasar beyannamesini ihtirazi kayıtla veren kurum, bu istemi kabul edilmeyerek yapılan tahakkuka karşı dava açmış ve tahakkuk eden vergileri ödemiştir.

Vergi mahkemesi, tahakkukun itirazlı kısmını kaldırmış, bu karara karşı vergi dairesi müdürlüğünün temyiz başvurusu, Danıştay Dördüncü Dairesince reddedilmiştir. Vergi dairesi müdürlüğü, dördüncü dairenin kararı üzerine, tahakkukun kaldırılan kısmı ile ilgili vergileri kendiliğinden düzeltme fişiyle iade etmiştir.

Dördüncü daire kararına karşı vergi dairesi müdürlüğünün karar düzeltme başvurusunun kabul edilmesi üzerine temyiz isteminin reddine ilişkin karar kaldırılmış ve sonuç olarak tahakkuk onanmıştır.

Bu son karar üzerine iade edilen vergiler yeniden istenmiş, kurum tarafından ödeme yapılırken, Vergi Usul Kanunu'nun 112 inci maddesine göre gecikme faizi tahsis edilmiştir. Kurum gecikme faizinin yasaya aykırı alındığı görüşüyle düzeltme ve şikayet yollarını izleyerek, kurulan işlemi dava konusu yapmıştır.

Davayı inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi K. 1991/3806 sayılı kararıyla; gecikme faizinin Vergi Usul Kanununda düzenlenmiş olması sebebiyle düzeltme istemine konu yapılabileceğini saptanmış, 2575 sayılı Kanun'un 40 ıncı maddesinin dördüncü fıkrasında idare ve vergi mahkemelerinin uyması öngörülen İçtihatları Birleştirme Kurulu kararının, mevcut bir yasa hükmünün yorumundan ibaret olduğu ve ilgili yasanın yürürlükte bulunduğu dönemler için geçerli kabul edilmesi gerektiği, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun K. 1989/3 sayılı kararı ile 1.1.1986 döneminden önceki vergiler nedeniyle gecikme faizi alınmamasının kabul edildiği, 1986 yılından önceki vergilendirme dönemine ait vergileri nedeniyle gecikme faizi tahsil edilmekle vergi hatasına yol açılan olayda, davacının düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine yasaya uygunluk görülmediği gerekçesiyle işlemi iptal edilmiştir.

Karar, Maliye ve Gümrük Bakanlığınca temyiz edilmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi: Semra KAYIR

Danıştay Savcısı: Kutay UĞUR

Düşüncesi: Uyuşmazlık ihtirazi kayıtla beyan edilerek süresinde ödenen ve açılan dava ve yapılan temyiz başvurusu sonucunda Danıştay kararıyla yükümlü şirkete iade edilip, ancak karar düzeltme aşamasında Danıştay'ca yükümlü kurum aleyhine karar verilmesi üzerine yine süresinde ödenen vergi için, yargı kararıyla iade ve yine yargı kararıyla geri alınması arasında geçen süreye ilişkin olarak gecikme faizi tahsil edilmesinin yasaya uygun olup olmadığı hususunun saptanmasına ilişkin olup, tahsil edilen gecikme faizinin düzeltme ve şikayet yoluyla iadesi istemini reddeden Maliye ve Gümrük Bakanlığı işleminin iptali yolundaki Danıştay Dördüncü Dairesi kararının temyizen bozulması istenilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, temyiz dilekçesinde Maliye ve Gümrük Bakanlığı tarafından Danıştay Dördüncü Daire kararında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3239 sayılı Kanun'la değişik 112 inci maddesinde öngörülen gecikme faizinin, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 3.7.1989 günmü ve E. 1988-5, K. 1989-3 sayılı kararı uyarınca 1986 yılından önceki dönemlere ilişkin vergilere uygulanamayacağının belirtilmiş olduğunun, ancak 112 nci madenin 3239 sayılı Yasa ile değişik hükümleri uygulanamayacak ise, 2791 sayılı Yasa ile değişik hükümlerine göre gecikme faizi alınabileceğinin iddia edildiği anlaşılmakta ise de, bu iddiaya katılmaya olanak bulunmamaktadır.

Zira 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112 nci maddesinin gerek 2791 sayılı Kanun'la gerekse 3239 sayılı Kanun'la değişik 3 üncü fıkrası hükmünde, ikmalen re'sen veya idarece yapılan tarhiyatların dava konusu yapılması ve sonuçta haksız çıkılması halinde ödeme yapılmamış kısmına 6183 sayılı Yasa'ya göre tesbit edilen tecil faizi oranında bir faizin veya gecikme zammı oranında bir gecikme faizinin uygulanacağı hükme bağlanmış olup, söz konusu her iki değişikliğe göre de, ortada ikmalen, re'sen veya idarece yapılan bir tarhiyatın bulunması ve verginin süresinde ödenmemiş olması, yani geç ödemenin söz konusu olması gerekmektedir.

Olayda ise, ikmalen, re'sen veya idarece yapılan bir tarhiyat bulunmadığı gibi, ihtirazi kayıtta yapılan beyan üzerine verginin tamamının süresinde ödendiği ve verginin geç ödenmesi gibi bir durumun bulunmadığı açık olduğundan, gecikme faizi uygulanması için maddede öngörülen koşulların gerçekleşmediği anlaşılmakta olup, yargı kararıyla iade edilip yine yargı kararıyla geri alınan vergi nedeniyle yükümlü kuruma yüklenilecek bir kusur da bulunmadığından, tahsis edilen gecikme faizinin iadesi istemini reddeden Maliye ve Gümrük Bakanlığı işlemini iptal eden Danıştay Dördüncü daire kararında yasaya aykırılık görülmemiştir.

Bu nedenle, temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Daireleri Genel Kurulunca, Kıdemli Tetkik Hakimi Semra KAYIR'ın yazılı ve sözlü açıklamalarından sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:

Kurum adına ihtirazı kayıtla verilen beyannamede bildirilen çekincenin reddi üzerine tahakkuk ettirilip, ödenen verginin, yargı kararı nedeniyle düzeltme fişiyle iadesinden sonra kanun yolları aşamasında iadeye esas kararın bozulması üzerine kurum tarafından adına düzenlenen ihbarnameye göre yeniden ödenmesi sırasında istenen gecikme faizine karşı açılan davayı; 1986 yılından önceki dönemlere ilişkin olarak 213 sayılı Yasa'nın 112 nci maddesine göre gecikme faizi istenemeyeceğini belirleyen Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun K. 1989/3 sayılı kararına dayanarak kabul eden Danıştay Dördüncü Dairesi kararı temyiz edilmiştir.

Vergi Usul Kanunu'nun "Vergi Alacağının Kalkması" başlıklı Altıncı Kısım, Birinci Bölümünde yer alan 112 nci madde özel ödeme zamanlarını düzenlemektedir. Madde ikmalen, re'sen veya idarece tarh olunan vergilerin taksit zamanından önce veya sonra tahakkuk etmesi ile uzlaşma ya da dava yolu izlenen hallerde ne zaman ödeneceği, bu vergilere hangi süreler için gecikme faizi uygulanabileceğini belirlemektedir. Maddedeki bu düzenlemenin incelenmesinden, 112 nci maddeye göre gecikme faizi uygulanabilecek vergilerin, yükümlüler adına ikmalen, re'sen veya idarece tarh edilmiş vergiler olduğu anlaşılmaktadır.

Yükümlüler adına, ihtirazi kayıtla da verilmiş olsa kendi beyanları üzerinden tahakkuk ettirilen vergilere Vergi Usul Kanunu'nun 112 nci maddesine göre gecikme faizi uygulanmasına yasal olanak yoktur.

Davanın bu hukuksal nedenle kabulü gerekmekle birlikte, kurumdan istenen gecikme faizinin ret ve iade edilemeyeceği yolundaki işlemin, temyiz olunan kararda yazılı gerekçesiyle iptaline sonucu itibariyle yasaya aykırılık bulunmamaktadır.

Bu nedenle temyiz isteminin reddine 5.2.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı