Danıştay Dördüncü Daire
Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 7/16. maddesinde belirtilen muafiyetten yararlanma koşullarım ihlal ettiği hususu yargı kararı ile kesinleşen kooperatifin vergiye tabi gelir elde ettiği yönünde herhangi bir tespit yapılmadan genel ifadelere göre matrah ı^kıır edilemez. İstemin Özeti: Davacı kurum adına, 1985 yılı Kurumlar Vergisi Bayannamesini vermediğinden dolayı takdir komisyonu kararına istinaden re'sen kurumlar vergisi ve kaçakçılık cezası salınmıştır. istanbul 6. Vergi Mahkemesi 8.1.1991 Günlü ve E: 1990/426, K:1991/34 Sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden davacı kooperatifin 1981 yılında ortak olmayan kişilerle olan münasebetlerinden gelir elde ettiğinin tespit edilmesi nedeniyle Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 71 16. maddesinde öngörülen muafiyetten yararlanmasının mümkün olmadığı, bu itibarla ilgili dönem için beyanda bulunması gerekirken beyannamesin! vermemesi sebebiyle olayda re'sen takdire gidilmesinde isabetsizlik bulunmamakla birlikte takdir komisyonu kararının Vergi Usul Kanunun 31/8. maddesinde belirtilen yasal dayanakları içermediği, bu nedenle 1981 yılı için tutanakla belirlenen 799.381lira matrahın 1985 yılı için yapılacak vergileme işlemine esas alınmasının isabetli ve hakkaniyete uygun olacağı gerekçesiyle, cezalı tarhiyatın bu miktar üzerinden değişiklikle onanmasına karar verilmiştir. Davacı temyiz dilekçesinde 1985 yılında vergiye tabi gelir elde edilmediği dolayısıyla takdir yoluyla salınan cezalı verginin tamamen terkininin gerekli olduğu, vergi dairesi müdürlüğü temyiz dilekçesinde ise re'sen tarh olunan kaçakçılık cezalı kurumlar vergisinde yasalara aykırılık bulunmadığı iddiasıyla, mahkeme kararının bozulması istenmektedir. Karar: Uyuşmazlık, 1981 yılında ortak dışı muamelelerden gelir elde etmesi nedeniyle Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 7/16. maddesinde öngörülen muafiyetten yararlanma hakkını kay beden davacı kooperatifin 1985 yılında kurumlar vergisi beyannamesi vermesi gerekirken vermediğinden dolayı takdir komisyonu kararına istanaden adına salınan kaçakçılık cezalı kurumlar vergisine ilişkindir. Vergi dairesi müdürlüğü temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Davacının temyiz istemine gelince; 1981 yılında Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 7/16. maddesinde belirtilen muafiyetten yararlanma koşullarım ihlal ettiği hususu yargı kararları ile kesinleşen davacı kooperatifin, bu ihlal nedeniyle ihtilaflı 1985 yılında kurumlar vergisi beyannamesi vermesi gerekli olup, beyannamenin verilmediği sabit bulunmakla olayda re'sen takdir nedeni bulunduğu açıktır. Ancak re'sen tarh sebebinin mevcut olması halinde dahi vergiye tabi gelirin maddi delillere ve yasal müstenidata dayalı olarak tespit ve takdiri gereklidir. Bu husus Vergi Usul Kanunu'nun 31/8. maddesinde açıkça ifade edilmiştir. Bu hükmün getirilişindeki amaç varsayım, kanaat veya genel ifadelerle ve gerekli araştırma ve incelemeler yapılmadan vergi tarhım engellemek, böylece verginin kanuniliği ilkesiyle vergi adaletini sağlamaktır. Olayda davacı kooperatifin vergiye tabi gelir elde ettiği yönünde her hangi bir tespit yapılmadığı ve ana sözleşmede mevcut hükümler hilafına işlem yapıldığı yönünde bir iddia ve saptama mevcut olmadığından takdir komisyonunca genel ifadelerle belirlenen matrah üzerinden cezalı vergilemeye gidilmesinde yasal isabet görülmemiştir. Bu nedenle, vergi dairesi temyiz isteminin reddine, davacı temyiz isteminin kabulü ile İstanbul 6. Vergi Mahkemesinin 8.1.1991 Günlü ve E:1990/426, K:1991/34 Sayılı kararının bozulmasına oybirliği ile karar verildi.