Danıştay Dördüncü Daire
Zirai faaliyet için gübre ve ilaç temini amacıyla borçlanılan vade farkı, faiz ve sair meblağlar dönem hasılatından gider olarak indirilebilir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 2361 sayılı Kanunla değişik 55. maddesinde;zirai işletme hesabı esasına göre zirai kazancın, hesap dönemi içinde para ile tahsil edilen veya alacak olarak tahakkuk eden hasılat ile ödenen veya borçlanılan giderler arasındaki müspet fark olduğu belirtilmiş, aynı Kanun’un 57. maddesinin 1 ve 8 numaralı bentlerinde de, işletme ile ilgili olarak tohum, gübre, fide, yem, ilaç ve benzeri maddelerin tedariki için yapılan giderler ile zirai kazancın elde edilmesi ve idamesi için yapılan genel giderlerin, tediye edilmesi ve borçlanılması halinde bu meblağların zirai işletme hesabı esasında gider olarak dikkate alınacağı öngörülmüştür. Olayda davacının zirai faaliyeti için gübre ve ilaç temini üzerine borçlandığı vade farkı, faiz ve sair meblağları anılan yasa hükümleri karşısında dönem hasılatından indirmesinde isabetsizlik bulunmayıp, kanunda indirimin mutlak surette nakit olarak borçlanılan paralar için söz konuşu alacağına dair bir hüküm de mevcut değildir. Kanun koyucunun aradığı koşul, borçlanılan faiz, vade farkı ve sair harcamaların münhasıran işletmede kullanılması ve zari kazancın elde edilmesi ve idamesine yönelik olmasıdır ki, dosyada mevcut belgelerden bu husus açıkça tespit edilmektedir. Bu nedenle temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.