Danıştay Dördüncü Daire
Zirai kazanan tespitinde tahakkuk esası geçerlidir. İstemin özeti: Davacının tarımsal faaliyetinde kullanmak üzere 1988 yılında aldığı zirai kredi dolayısıyla bu yılda tahakkuk eden faizleri, tahakkuk eniği yılda değil ödendiği yılda indirim konusu yapabileceği kabul edilerek ikmalen kaçakçılık cezalı gelir vergisi salınmıştır. Adana 1. vergi Mahkemesi 23.1.1991 Günlü ve E: 1989/2080, K: 1991/116 sayılı kararıyla uyuşmazlığın davacının 1988 yılı beyannamesinde hasılattan indirdiği bu yılda tarımsal faaliyeti dolayısıyla aldığı kredilere ait faizlerin, ihtilaflı dönemde ödenmediği nedeniyle indirime konu edilemeyeceği gerekçesiyle ikmalen yapılan tarhiyata ilişkin olduğu, Gelir Vergisi Kanununun 54. maddesinin 2 ve 6. fıkralarında yer alan hükümlerde, belgelenmek ve beyannamede gösterilmek koşulu ile işletmeye harcanan borç paraların faizlerinin hasılattan ayrıca ve gerçek miktarları üzerinden indirileceğinin öngörüldüğü, bu hükümler uyarınca davacının 1988 yılında aldığı zirai kredi faizlerini dönem beyannamesinde hasılattan indirilmesinde yasalara aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle cezalı verginin terkinine karar verilmiştir, vergi dairesi müdürlüğü temyiz dilekçesinde, zirai kredi faizlerinin ancak ödendiği yılda hasılattan indirilebileceği iddiasıyla mahkeme kararının bozulması istenmektedir. Karar Uyuşmazlık, zirai kazancın tespitinde tahakkuk esasinin mı yoksa tahsil esasinin mı dikkate alınacağı hususuna ilişkindir. Gelir Vergisi Kanunu’nun zirai kazançta ’kazancın zirai işletme hesabı esasına göre tespiti’ni düzenleyen 55. maddesiyle ’kazancın bilanço esasına göre tespiti’ ile ilgili esasları belirleyen 59. maddeleri hükümlerinin birlikte irdelenmesiyle, zirai kazancın tespitinde de ticari kazançta olduğu gibi tahakkuk esasinin uygulanacağı, kanun koyucunun bu hususta kazancın tespitini münhasıran ödeme şartına bağlamadığı anlaşılmaktadır. Nitekim sözü edilen 55. maddede işletme hesabında zirai kazanç, ’hesap dönemi için de para ile tahsil edilen veya alacak olarak tahakkuk eden hasılat ile, ödenen veya borçlanılan giderler arasındaki müspet fark’ olarak tanımlanmış, 59. maddede ise bilanço esasına göre zirai kazancın tespitinde ticari kazanç hükümlerinin uygulanacağı açıkça belirtilmiştir. Bu itibarla davacının 1988 yılında zirai faaliyetiyle ilgili olarak aldığı tarım kredisi için bu yıl içinde hesaplanarak tahakkuk eden faizleri, tahakkuk ettiği 1988 yılma ait beyannamesinde hasılattan indirmesinde yasalara aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu nedenle temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.