|
Dairesi
Takdir esasına göre emsal bedeli saptanırken, emsal bedelin bir satış bedeli olduğu düşünülerek, takdirde kullanılacak donelerin gerçek satış fiyatının tespitine yönelik bulunması gerekir.
|
|
Karar No
1993/1398
|
|
Esas No
1992/2841
|
|
Karar Tarihi
15-04-1993
|
|
|
Danıştay Üçüncü Daire
1. Takdir esasına göre emsal bedeli saptanırken, emsal bedelin bir satış bedeli olduğu düşünülerek, takdirde kullanılacak donelerin gerçek satış fiyatının tespitine yönelik bulunması gerekir. 2. Matrah Farkının bulunuş biçimi ve olayın özelliği gözönüne alınarak, kaçakçılık cezası, ağır kusura çevrilebilir. Davacı şirketin 1990 takvim yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu bulunan matrah farkı üzerinden adına ikmalen salınan kurumlar vergisini; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddesinde yer alan emsal bedelin kanuni değerleme ölçüşü olduğu, emsal bedelin takdir komisyonunca belli edilmesi halinde de verginin ikmalen salınmasında kanuna aykırılık bulunmadığı, yine aynı kanun maddesinde, emsal bedeli belli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak saptanamayan bir iktisadi kıymetin değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değer olarak tanımlandığı, bu nedenle iktisadi kıymetlerin değerlenmesinde 267. maddenin 1. ve 2. bent hükümlerinde yer alan ortalama fiyat esası ile maliyet bedelinin esas alınmasına olanak bulunmadığı anılan madde hükmünden anlaşılacağı üzere emsal bedeli iktisadi kıymetin satış bedeli yerine geçecek bir ölçü niteliğinde olup iktisadi bir kıymetin maliyet bedelinin doğrudan doğruya emsal bedeli olarak kabulüne olanak bulunmadığı, ayrıca takdir esasına göre emsal bedel saptanırken emsal bedelin bir satış bedeli olduğu düşünülerek takdirde kullanılacak donelerin gerçek satış fiyatının tesbitine yönelik bulunması gerektiği, davacı şirketin değişik tarihlerde satışım yaptığı 12 adet çekici, römork ve kamyon satış bedellerinin emsallerine göre düşük bedellerle satıldığının inceleme elemanınca tesbit edilmesi sonucu anılan araçların emsal satış bedellerinin takdir komisyonunca tesbitinden sonra ikmalen tarhiyat yapılmasında kanuna aykırılık görülmediği, ancak şirket yetkilileri tarafından takdir komisyonunca hiç bir araştırma yapılmadan varsayımlara dayanılarak anılan araçların satış bedellerinin tesbit edildiğinin iddia edilmesi üzerine mahkemelerince bu iddiaların doğruluk derecesinin tesbiti amacıyla davacı şirketin 11.7.199030.7.1990 ve 10.8.1990 tarihlerinde satışım yaptığı 12 adet çekici, römork ve kamyonların serbest piyasada kaç liraya alınıp satıldığının Kayseri Ticaret Odası ile Kayseri Otomobilciler ve Şoförler Odası Başkanlığından sorulmasına karşı verildiği, gönderilen yazılardaki fiyatların ortalaması alındığında ise anılan araçların satış bedellerinin takdir komisyonunca belirlenen satış bedellerinin üzerinde olduğunun görüldüğü gerekçesiyle tasdik eden, kesilen kaçakçılık cezasını ise, matrah farkının bulunuş biçimi ve olayın özelliği gözönüne alındığında kesilen kaçakçılık cezasının ağır kusur cezasına çevrilmesini hak ve adalet ilkelerine uygun düşeceği gerekçesiyle ağır kusur cezasına çevirerek tarhiyatı tadilen tesdik eden Kayseri Vergi Mahkemesi kararının: Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 344. maddesine istinaden kesilen kaçakçılık cezasının yerinde olduğu, mükellef şirket tarafından ise, 1990 senesinde ortaklıktan ayrılan ortakların, ortaklığa girişte getirdikleri araçların kendilerine normal karlar konarak fatura edildiğini, inceleme elemanınca iki yıl önce alınan araçların iki ayıl sonra çok fahiş bir fiyatla satıldığının kabul edildiği, inceleme ele manınca araçların salın alınmasında düzenlenen noter satış senetlerinin kabul edilmekle beraber satışında düzenlenen noter senetlerinin kabul edilmemesinin yemde olmadığı, vergi rnahkemesinden satışların emsal bedeli araştırılacak ise hem alışın hem de satışın emsal bedelinin araştırılmasını istedikleri halde alışın emsal bedelinin araştırılmadığı, kendilerince taşıtların işletmeye giriş tarihindeki piyasa değerinin Kayseri Ticaret Odasından sorulduğu verilen bilgiye göre de arada herhangi bir matrah farkının kalmadığı ileri sürülerek bozulmasın) isteminin reddine, oybirliğiyle karar verildi.
|
|