|
Dairesi
İhracat nedeniyle doğan, ancak yurda getirilmesi zorunlu olmayan döviz alacaklarının da yıl sonunda değerlemeye tabi tutulması gerekir.
|
|
Karar No
1993/1258
|
|
Esas No
1990/3788
|
|
Karar Tarihi
11-03-1993
|
|
|
Danıştay Dördüncü Daire
İhracat nedeniyle doğan, ancak yurda getirilmesi zorunlu olmayan döviz alacaklarının da yıl sonunda değerlemeye tabi tutulması gerekir. Dış ticaret ve pazarlama alanında faaliyet gösteren davacı şirketin ihracat nedeniyle doğan ve döviz cinsinden olan alacakların yurda getirilmesi zorunlu olmayan yüzde yirmisine ilişkin kısminin 31.12.1985 tarihi itibariyle değerlemeye tabi tutmamış olması nedeniyle adına 1985 takvim yılı için ikmalen kurumlar vergisi salınmış ve kaçakçılık cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla gelir elde edilebilmesi için gider yapılması gerektiği ihracat bedellerinin % 20’sini oluşturan dövizlerin kambiyo mevzuatı gereği, ihracatçının serbest tasarrufuna bırakıldığı, bu nedenle ilgili yıllarda tahsil edilip gider olarak kullanıldığının kabulü gerektiği gerekçesiyle salınan vergi ve kesilen cezanın kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı idare, tahsil edildiği ve kullanıldığı belgelendirilemeyen döviz cinsinden alacakların, dönem sonu itibariyle değerlemeye tabi tutulması gerektiğim ileri sürmekte, anılan kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir. Mahkeme kararında ihracat bedellerinin yüzde seksenini oluşturan ve üç ay içinde yurda getirilmesi zorunlu olan döviz cinsinden alacaklara ilişkin değerlemeyle ilgili olarak gerekçelere yer verilmişse de bu konuda tarhiyat yapılmadığından, mahkeme kararının buna ilişkin kısmı yerinde bulunmamıştır. ihracatçının serbest tasarrufuna bırakılan % 20 ihracat bedeli alacağının Kambiyo Mevzuatı ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri karşısında, işletmenin gelirini teşkil edeceğinden ve değerlemeye tabi tutulacağından kuşku duyulamaz. Bu tutarın ihracatın gerçekleştiği tarihtekj Türk Lirası değeriyle kayıtlara alacak olarak intikali ve işletmeden çekme ya da harcanma suretiyle tasarruf edildiği tarihteki kur üzerinden de değerlendirilerek kur farkının yine gelir olarak kayıtlara intikalinin sağlanması gerekirdi. Kayıtlarda böyle bir işlem bulunmadığına ve yabancı para cinsinden alacak olarak görünen bu tutarın Uç ay içinde bozdurulması zorunluğu da olmadığına göre, böyle bir kayda er verilinceye kadar her değerleme günü itibariyle değerlendirilerek oluşan kur farklarının gelirler arasına ithali gerekli olmaktadır. Bu durumda, döviz cinsinden olan bu alacakların yüzde yirmisine ilişkin kısminin dönem içinde harcanmış olabileceğinin kabulü hakkaniyete uygun olacağından ve yüzde seksenlik kısmına ilişkin dövizlerin ise hangi tarihte yurda geldiği araştırılmadığından söz edilerek tarhiyatın kaldırılmasında yasal isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.
|
|