Dairesi
Şirket borcu iflas kapanmadan yönetim kurulu üyesinden aranmaz.
Karar No
1993/1227
Esas No
1993/1993
Karar Tarihi
22-03-1996

Danıştay Onbirinci Daire

Şirket borcu iflas kapanmadan yönetim kurulu üyesinden aranmaz. İstemin Özeti: ...... San. ve Tic. A.Ş.'nin, 1988 ve 1989 yılının bütün ayla nna ilişkin kaçakçılık cezalı katma değer vergisi borcunun güvenceye alınması amacıyla şirket yönetim kurulu üyesi sıfatıyla davacı adına ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kararı alınmış ve davacıdan teminat istenilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; olayda, davacının yönetim kurulu üyesi bulunduğu şirketin 1988 ve 1989 yılı işlemlerinin incelenmesi sırasında 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 344/6, maddesinde sczü edilen hallere rastlanılması nedeniyle 6183 sayılı Kanunun 9, 13, 17 ve 18. maddeleri uyarınca kamu alacağının korunması amacıyla önce şirketin mallarına, şirketin mal varlığının kamu alacağım karşılamaması üzerine 213 sayılı Kanunun 10. maddesi uyarınca şirket yöneticilerinden davacının mal varlığına ihtiyati haciz konulmak üzere teminat istenildiği, ancak olayda, adı geçen şirketin iflası nedeniyle ........ Asliye Ticaret Mahkemesince iflasın kapatılmasına hükmedildiği, bu durumda şirketin mal varlığının olmaması karşısında doğrudan doğruya sorumluluk taşıyan davacı hakkında 213 sayılı Kanunun 10. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleştiği anlaşıldığından, kamu alacağının teminat altına alınması amacıyla tesis edilen işlemde yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Yükümlü, 22.5.1989 tarihinde yönetim kurulu üyeliğine seçildiğim', 22.8.1989 tarihinde noter kanalıyla istifa ettiğini, sorumlu olduğu dönemlere ait katma değer vergisi beyannamelerinin verildiğini ve tahakkuk eden vergilerin ödendiğim, 213 sayılı Kanunun 10. maddesinin tahsilata ilişkin olduğunu, ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kararlarının bu maddeye dayandırıla mayacağını, müflis şirketin iflasının henüz kapatılmadığım ileri sürerek mahkeme kararının bozulmasını istemektedir. Karar: Dosyanın incelenmesinden .......... Asliye 2. Ticaret Mahkemesinin 7.12.1989 gün ve E:199/372, K:1989/1120 sayılı kararıyla ........ Dokuma San. ve Tic. A.Ş.'nin iflasına hükmedildiği, adı geçen şirketin 1988 ve 1989 yıllarının bütün dönemlerine ait katma değer vergisi ile kaçakçılık cezası borcu için şirket yönetim kurulu üyesi sıfatıyla davacı adına ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kararı alınarak 19.11.1993 tarihli dava konusu yapılan yazı ile davacıdan kamu alacağım karşılayacak miktarda teminat istenildiği, Vergi Mahkemesince, ....... Asliye 2. Ticaret Mahkemesince şirketin iflasının kapatılmasına karar verilmesi ve şirketin malvarlığının olmaması nedeniyle kamu alacağının teminat altına alınması amacıyla doğrudan doğruya sorumluluk taşıyan davacı adına tesis edilen işlemde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedildiği anlaşılmaktadır. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10. maddesinde, tüzel kişilerle, küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı öngörülmüştür. Bu madde hükmüne göre, kanuni temsilcilerin şirketin vergi ve buna bağlı borçlarından sorumlu tutulabilmeleri için kamu alacağının şirket tüzel kişiliğinden tahsil olanağının kalmamış olması gerekmektedir. Diğer yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 'Tasfiye ve iflas' başlıklı 162. maddesinde, tasfiye ve iflas hallerinde, mükellefiyetin vergi ile ilgili muamelelerin tamamen sona ermesine kadar devam edeceği, tasfiye memurları veya iflas dairesinin tasfiye veya iflas kararlarım ve tasfiyenin veya iflasın kapandığım vergi dairelerine ayrı ayrı bildirmeye mecbur oldukları belirtilmiştir. 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 'Tasfiye memurlarının sorumluluğu' başlıklı 34. maddesinde, tasfiye memurlarının kurumun tahakkuk etmiş vergileri ile tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergileri ödemeden veyahut bu vergilerle diğer itirazlı tarhiyat için karşılık ayırmadan, icra ve iflas Kanununun 206. maddesinin 6. sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve ortaklara paylaştırma yapamayacaklar], aksi takdirde bu vergilerin asıl ve zamlarından ve vergi cezalarından şahsen ve müteselsilen sorumlu olacakları belirtilmiş olup, aynı Kanunun 35. maddesinin 3. fıkrasında da, vergi incelemelerinin bitmesini takip eden onbeş gün içinde vergi dairesinin neticeyi tasfiye memurlarına yazı ile bildirecekleri, buna göre kurumdan aranan vergilerin neticesi alınıncaya kadar tasfiye memurlarının 34. maddede yazılı sorumluluklarının devam edeceği hükme bağlanmıştır. 2004 sayılı icra ve İflas Kanununun 184. maddesinde, iflasın açıldığı za' manda müflisin haczi kabil bütün mallarının hangi yerde bulunursa bulunsun bir masa teşkil edeceği ve alacakların ödenmesine tahsis olunacağı, iflasın kapanmasına kadar müflisin uhdesine geçen malların yasaya gireceği belirtilmiş olup, aynı Kanunun 208. maddesinde de, iflasın açılması kendisine tebliğ olunur olunmaz iflas dairesinin müflisin mallarının defterim tutmağa başlayacağı ve muhafazaları için gereken tedbirleri alacağı öngörülmüş ve yine aynı Kanunun 254. mad desinde ise, paralar dağıtıldıktan sonra iflas idaresinin iflasa hükmeden mahkemeye son bir rapor sunacağı, mahkemenin tasfiyenin bittiğim anladıktan sonra kapanma karara vereceği ve iflas dairesinin kapanmayı ilan edeceği hükme bağlanmıştır. Yukarıda yeralan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, mahkemece iflasına hükmedilen şirketin vergisel ödevlerinin iflasın kapanmasına kadar iflas idaresince yerine getirileceği, şirketleri aranan vergilerin iflas idaresine bildirileceği, takibat neticeleninceye kadar iflas idaresinin sorumluluklarının süreceği sonucuna ulaşılmaktadır. Bu durumda, 7.12.1989 tarihinde; iflasına karar verilen şirketin iflas işlemi sürdüğüne (henüz iflas kapanmadığına), kamu alacağının şirketten tahsil olanağı kalmadığı hususu saptanmadığına ve şirketin iflas etmesi üzerine şirket adına çıkarılacak tebligatların iflas idaresine yapılması gerektiğine göre, Vergi Mahkemesince kamu alacağının teminat altına alınması amacıyla şirkete ait vergi ve ceza borcundan dolayı şirket yönetim kurulu üyesi sıfatıyla davacı adına tesis edilen işlemin iptali gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle, Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliği ile karar verildi . DÜŞÜNCE: iflasına hükmedilen şirketin iflası kapatılmadan, kamu alacağının şirketten tahsil edilme olanağı kalmadığı hususu saptanmadan, kamu alacağının güvenceye alınması amacıyla doğrudan doğruya şirket yönetim kurulu üyesi sıfatıyla davacı adına tesis edilen işlemde yasal isabet bulunmadığından, Vergi Mahkemesince söz konusu işlemin iptali gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı