Danıştay Üçüncü Daire

Limited şirketin vergi borcundan, herbir ortak şirkete koyduğu sermaye miktarı kadar sorumludur. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 540. maddesinde, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecbur oldukları, şirket mukavelesi veya umumi heyet kararı ile şirketin idare ve temsilinin ortaklardan bir veya bir kaçma bırakılabileceği hükme bağlanmıştır. Bu hükme göre davacının müdürlük görevinden istifaen ayrılmasının hukuken mümkün olup olmadığının ve bu konuda şirket mukavelesiyle veya umumi heyet kararıyla aksinin kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı hususunun mahkemece araştırılarak bir karar verilmesi gerekmektedir. Kaldı ki, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddesinde, limited ortaklıkların ödenmeyen ve tahsil imkanı bulunmayan amme borçlarından dolayı ortakların vazettikleri veya vaz'ını taahhüt eyledikleri sermaye miktarında doğrudan doğruya mesul ve bu kanun hükümleri gereğince takibata tabi tutulacakları hükme bağlanmıştır. Bu hüküm ile şirket ortaklarına, Ticaret Kanunu'nda yazılı asgari sermayeyi koymak suretiyle girişecekleri işlerden elde edecekleri kazançların vergilendirilmesinde, kamu alacağının teminat altına alınabilmesi için ortakların mali mesuliyetleri, kendilerine bir o kadar da şahsi sorumluluk yüklenmek suretiyle genişletilmiş ise de, madde hükmünde şirket ortaklarının amme borçlarından her yıl ayrı ayrı sorumlu olacaklarına ilişkin açıklık bulunmadığından, şirkete karşı taahhüt etmiş olduğu sermaye miktarım ödeyen ortağın 6183 sayılı Kanun'un 35. maddesinden doğan sorumluluğu, hangi yıla ait olursa olsun konulan sermaye miktarı kadar amme borcunun ödenmesi ile bu sorumluluk sona erer. Olayda, limited şirketteki sermayesi 2.000.000, lira olan ve sorumluluğu bu miktarla sınırlı bulunan davacıdan şirket vergi borçlarının ortaklara pay edilmek suretiyle hesaplanan miktarının ödeme emri ile aranamayacağı açıktır. Buna göre limited şirketin vergi borçlarının tahsili amacıyla, şirket ortağı davacı adına tebliğ edilen ödeme emrinin, davacının şirkete koyduğu sermaye miktarına tekabül eden kısminin onanması, aşan kısminin ise iptali gerekirken, Vergi Mahkemesince ödeme emrinin tamamen iptal edilmesi yolunda verilen kararda, bu yönden de kanuni isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle Vergi Mahkemesi karacının bozulmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.