Danıştay Dördüncü Daire
Seyyar olarak milli piyango bayiliği yapan mükellefin GVK’nun 48. maddesinde öngörülen hadleri aşması halinde, müteakip takvim yılından itibaren gerçek usule tabi olması gerekir. Davacı adına 1981 takvim yılı için salınan gelir vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasıni; dosyanın incelenmesinden, seyyar olarak milli piyango bayiliği yapan davacının anılan yılda elde ettiği hasılat tutarının 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun olay tarihinde yürürlükte olan 9/1. maddesinin atıfta bulunduğu 48. maddesinde öngörülen hadleri aştığı ve bu nedenle muafiyetten faydalanamayacağından bahisle gerçek usulde mükellefiyetinin tesis edilerek re’sen uyuşmazlık konuşu verginin tarh olunduğunun anlaşıldığı, Gelir Vergisi Kanunu’nun 1.1.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2361 sayılı Kanun’la değişik 9. maddesinde sayılan muaflık şartlarım 1981 yılında kaybedenlerin ancak müteakip yılda yani 1982 yılında mükellefiyetlerinin tesis edilebileceği gerekçesiyle davacının sözkonusu mükellefiyetini iptal eden ihtilaflı vergiyi kaldıran vergi mahkemesi kararının yapılan tarhiyatın yasal olduğu ileri sürülerek bozulması isteğidir. Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.